————"Uraz.."
Gözlerinden ateş fışkırıyordu sanki. "Ne göndermiş ?" Diye öne eğildi Nevra. "Hangi cesaretle benim karıma Gül gönderiyor lan !"
Uraz arabadan hışımla indi. Kutu hala elindeydi. Arabadan indim ve yanına koşmaya başladım. "Uraz !"
Nevra da benimle koşmaya başladı. "Abi bi dur !"
Arka bahçeye doğru yürüyen Urazın peşindeydik ikimizde. "Ne yapacaksın Uraz Saçmalama." Koskoca okulun hocasını dövecek hali yoktu Ya. Var mıydı ? Of ! Herkesin gözleri bize dönmüştü. Sarı kaşarı da yazmıştım kenara.
"Uraz dedim !"Savaş hoca elinde çayla ayakta duruyordu. "Kim lan Savaş Hoca ?"
Urazın kulakları çınlatan sesi ile Kızlar Savaş hocayı gösterdi. Koluna dokunmuştum ki hızından dolayı tutmaya vakit bulamadım. "Nevra bir şey yap !"Urazın adımları daha da hızlandı. "Bak lan buraya !"
Savaş hoca kafasını çevirmesi ile Uraz yumruğunu geçirdi. Savaş hocanın elinde ki çay havada uçarken Savaş Hoca da yeri boyladı. Urazın koluna yapıştım. "Uraz Allah aşkına dur !"
Savaş hoca kanlar akan suratını bize çevirdi. Çok sinirlendiği belliydi ama bu Urazın sinirinin üzerine geçemezdi malesef. Uraz kolunu benden çekti ve yere eğildi. "Ne lan bu ?"
Savaş hoca Urazın salladığı kutuya baktı. Herkes hayret olmuş bir şekilde bize bakıyordu. Gözlerim sarı kaşarla kesişti. Pis pis sırıtıyordu. Allah kahretsin ! Nasıl bu kadar salak olabildim Ya !
"Uraz yanlış anlaşılma var dur !"
Sesimi duymuyordu ama ben bağırıyordum. "Yedirmez miyim ulan ben sana bunu ?"Uraz Savaş Hocayı yakasından tuttu ve ayağa kaldırdı. "Karıma yaklaştığın an seni bu güllere çeviririm. Duydun mu lan ?"
Savaş Hocanın suratında mimik yoktu. "Gaza gelmeyin Delen Ailesi."
Dediği tek cümle buydu. Uraz kafasını geçirmesi ile benimle birlikte birçok kişi çığlık attı. "Bak lan bana."
Yakasından tekrar tuttu. "Soyadımı bildiğine göre, neler yapabileceğimi az çok bilirsin. O yüzden bu ismi unutma olur mu hoca !"Uraz duruşunu dikleştirdi ve sırıttı. "İyi dersler.." Biraz durdu ve daha çok sırıttı. O kadar çok korkuyordum ki.
"Hoca."Arkasını dönüp bana baktı ve bir adım gerilememe engel olamadım. Daha sonra ellerini hafif yana açıp etraftakilere baktı. Kızlar genel olarak hayranlıkla bakıyorlardı. Gidip bende onların ağzını mı yırtsam acaba ?
"Milletin karısına, bacısına yavşamamayı öğreneceğiz değil mi ?"
Suratını bana çevirdi ve bana doğru yürümeye başladı. Bileğimden tuttu ve sürüklemeye başladı. "Yürü."
Arabanın yanına gelince elimi çektim hırsla. "Geçin arabaya." Nevra arka koltuğa geçerken bende öne oturup kemerimi taktım.
"Hayır ben anlamıyorum gerçekten !"
Arabayı çalıştırdı ve yola çıktı. Çok hızlı sürüyordu. "Anlayamadığın ne söyle, aydınlatayım seni."
Al işte. Hem adamı dövüyor hem hesap soruyor. "Her önüne geleni dövecek misin sen Uraz ? Böyle mi çözeceksin ?"Ani bir U dönüşü yapması ile nereye tutulacağını şaşırdım. "Yavaş !"
"He şey aynı Cadı. Değişen hiçbir şey yok."
Elimi alnıma vurdum. "Ben delirmezsem iyi gerçekten."Şimdi de pis pis sırıtıyordu Allah'ın manyağı. "Komik olan şey ne !"
"Deli olmadığını iddia ettin de önce."
"Ee Yani ?"
Araba ani bir fren yaptı ve Uraz kafasını bana çevirdi. "Akıllı olsaydın o koltukta oturuyor olmazdın cadı."
Arabadan indi ve Eve yürümeye başladı. Suratımda salak bir gülümseme vardı. Ağlasam mı gülsem mi bilemiyordum ki...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Kadın
Novela Juvenil"Biliyor musun okuduğum kitaplarda kız hep mavi olurdu. Çocuk siyah. Çocuk karanlık, kız aydınlık. Oysa ben..." Dedi dolu gözlerini genç adama çevirirken. "O okuduğun kitapta ki puştlar aydınlığı aradıkları için buldular o kızları." Derin bir nefes...