Sizlerden ufak bir ricada bulunmak istiyorum. Kitabım için çok güzel hedeflerim var ve bunu sizlerin desteği ile yapabilirim. Lütfen okuyan herkesin oy verip yorum yapmalarını (paragraf aralarına) duygu ve düşüncelerini belirtmelerini istiyorum. Şimdiden keyifli okumalar 🔮Eylül yoksa, Uraz yok..
———————
Zorda olsa üzerinde adete bir insan oturan gözlerimi yavaşça aralamaya çalıştım. "Eylül."
Duyduğum ses Nevraya aitti. "Allahım sana şükürler olsun."
Gözlerimi biraz daha açmaya zorladım. Görüş alanıma Nevra girdi. Gördüğüm manzara ile olduğum yerde geriledim ve Nevraya baktım. "Sana ne oldu ?"
Kafasını olumsuz anlamda salladı. Gözlerim etrafta gezinmeye başladı. Kapkaranlık bir odanın içerisindeydik. Odanın içerisi bomboştu. Bir eşya bile yoktu. Sol tarafta küçük bir cam vardı. İçeriyi ayın saf ışığı aydınlatıyordu. Elimi karnıma götürdüm hızla. "Nevra neredeyiz biz ?"
Ayağa kalktım ve camdan dışarıya baktım. Heryer simsiyahtı. Gökyüzünde ki yıldızlar ve kocaman bir ay bakıyordu bize doğru. "Nevra konuş benimle."
Yanına gidip dizlerimin üzerine çöktüm. "Bize ne oldu Nevra ?"
Kafasını olumsuz anlamda salladı. "Bizi öldürecekler."
Elleri ile kulaklarını kapatıyordu. Gözlerimi kapattım. En son arabanın içindeydik. Şarkı söylüyorduk. Patlama..
"Pat- patlama !"
Hızla ayağa kalktım. "Uraz ! Nevra Uraz nerede ? Ne oldu ona !"
Kapıya doğru koşacaktım ki anahtar sesi durmama sebep oldu. Nevranın önüne doğru geçtim ve gelecek kişiye baktım. Genç bir adam girmişti içeriye.
Elinde ki tepsiyi yere bıraktı ve bize doğru adımladı. Elimi Nevraya daha doku sardım. "Kimsin sen ?"
Gülümsedi ve dizlerinin üzerine çöktü. Elini çeneme koydu. Sağa ve sola çevirecekti hırsla çektim ondan kendimi.
"Berbat gözüküyorsun."
Kaşlarımı mümkünmüş gibi daha çok çattım. "Altan abi geldiğinde her şeyi anlatacak."
Kaşlarım daha çok çatıldı.
"Yemeğinizi yiyin."
Arkasını döndü ve kapıyı kapatıp odadan çıktı. "Nevra çıldırmak üzereyim. Neler oluyor !"
Nevra derin bir nefes alarak gözüme baktı. "Altan dediği adam. Hastaneye gelen adam işte."
Gözlerim hayretle açıldı. "O-olamaz. O adamı götürdüler. Bitti dedi Uraz. Geçti dedi."
Kafasını olumsuz anlamda salladı. "Kim bu adam Eylül ?"
Gözlerimi cama çevirdim ve derin bir nefes almaya başladım.———————
BELİZ...
"Geçin kızlar. Sakin olun lütfen."
Elimi sertçe Özgürden çektim. "Ne saçmalıyorsun ya sen ? Ne sakin olması !"
Benim kardeşlerim yoktu nereye sakin olacaktım ?
Elimi sinirle masaya vurdum. "Eylül ve Nevra yok !"
Merdivenlerden ağlayarak inen Yusuf girdi görüş alanıma. Gözyaşlarım kendini teslim etmeye başlamıştı. Dizlerimin üstüne düştüm ve hıçkırarak ağlamaya başladım. Ağlamaktan başka çarem varmıydı ki ? Yoktu..Eylüllerin arabasına patlayıcı yerleştirmişler. Çok güçlü bir patlayıcı olmadığı için 2 arabada sadece devrilmiş. Amaçları zaten o telaşın için de Eylül ve Nevrayı almakmış. Yıllar önce uyuşturucudan ölen Akselin ikizinin ölmesinin sebebi bu adamın oğlunun uyuşturucu bağımlısı olmasıymış. Ve adamın tek derdi canımızı yakmak. Ellerimi saçlarıma götürdüm. Çıldırmak üzereydim !
Özgür Yusuf'un yanına adımladı. "Korkulacak bir şey yok aslanım."
Elimi sinirle yere vurdum. "Korkulacak çok şey var ! Eylül ve Nevra yok !"
Kapının çalması ile içeriye takım elbiseli 2 adam girdi. "Heh geldiniz mi ?" Özgür adama doğru yürüdü.
"Muhsin abi. Senden başka kimseye emanet edemeyiz kızları. Hepinizin gözü kulağı açık olsun lütfen."
Hırsla ayağa kalktım. "Özgür nereye ?"
Kolundan tuttum. Ellerini omuzlarıma koydu ve yutkundu. "Yengelerimi bulmaya."
Daha çok ağlamaya başladım fakat bu kez omuzlarımdan tutan kişi Denizdi. "Sizde zorluk çıkarmayın lütfen. Bekleyin burada."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Kadın
Novela Juvenil"Biliyor musun okuduğum kitaplarda kız hep mavi olurdu. Çocuk siyah. Çocuk karanlık, kız aydınlık. Oysa ben..." Dedi dolu gözlerini genç adama çevirirken. "O okuduğun kitapta ki puştlar aydınlığı aradıkları için buldular o kızları." Derin bir nefes...