Raven gözlerini kısarak kadına bakıyordu. Kadın ise aynı soruyu sormak için hazırdı.
''İsmin ve yaşın nedir?''
''Raven Romanov. On sekiz.''
''Buraya nereden getirildin ve ne işle uğraşıyordun?''
''Batı'dan geldim,öğrenciydim.''
''Projemiz hakkında ne biliyorsun?''
''Kabalık etmek istemem ama sizden daha fazlasını biliyorum efendim.''
Bayan Ayers'ın gözü seğirir gibi oldu,sanki sinirini damarlarına dağıtmıştı, yavaşça gerinerek istifini bozmadan konuşmaya devam etti.
''Ailen yaşıyor mu?''
''Evet.'' dedi Raven. Bunu söylerken yumruklarını sıktığını fark ettim. Bir yandan da dişlerini sıkıyordu. Bu sorudan rahatsız olmuştu.
Ailesiyle sorunu olmamasını umdum.
''Pekala...şimdi sana ne kadar özel olduğunu anlaman amacıyla bazı seçenekler sunacağım. Bu sayede iradeni kullanabileceksin. Sorumu cevaplaman için yirmi beş saniye süren var,anladın mı?''
"Tamam."
''Düşünceleri kontrol etme,vücut enerjinle kalkanlar yaratabilme. Veya üzerindeki kıyafetlerle test alanında altı saatlik bir deneme. Süren başladı.''
Raven gözlerini kapattı. O an kafasında hangi düşüncelerin geçtiğini bilmek isterdim. Sakinliği şu an işine yarıyordu.
Bu kez saymaya başlayan kişi bendim.
İlk on saniye boyunca nefesimi tuttum.
Raven'ın içinde bulunduğu durumu anlayabiliyordum ama onun yerinde ben olsaydım ne yapardım diye hiç düşünmemiştim.
Altı saatimi üzerimdeki kıyafetlerle harcamak ister miydim? Yoksa hâlâ gerçekliğine inanmadığım gücü mü seçerdim?
Şu an burada,gözlerini sımsıkı kapatmış Raven'ı izlerken, bize dayatmaya çalışılan şeyi anlayamadığımı fark ettim. Amacımızın ne olduğunu bilmeden seçim yapmamız istenmişti.
Ve seçimim hayatımın geri kalanını değiştirecekti.
Raven'da kendi içinde bu savaşı veriyordu,belki de hayatı boyunca pişman olacağı birine dönüşecekti.
"Kalkan yaratmak." dedi Raven aniden.
Beş saniyesi kala bunu söylemesine şaşırmamıştım. Belki de içten içe gelen bir koruma duygusunu güç olarak istediği için bunu seçmişti.
Bayan Ayers cevaba çok sevinmişti parmaklarını şıklattı ve bir eliyle beni gösterdi,"İşbirliğin için teşekkür ederim. Şimdi lütfen hazırlanmak için görevlimizle birlikte Soğuk Oda'ya git." dedi,bunu Raven'a söyledi.
Raven başını salladı. Yaşlı adam tekrar sandalyesinden kalkarak Raven'ın kablolarını ve göğsüne saplanmış iğneyi çıkardı. Giderken bana bakmadı bile.
Bayan Ayers'ın bakışları bende durduğunda ise artık korkunç görünmüyordu. Bunu itiraf etmekten nefret ediyordum,annem gibi bakıyordu. Rose ve Raven'a baktığı gibi sahte bir şefkat değildi bu,sanki kendi kızına bakıyordu. Ama gözlerinin arkasında bir donukluk vardı,o sert duruşu o an için sadece gözlerinde yanıyordu.
Neredeyse annemle yaşıt olduğunu yeni fark etmiştim.
"Williams sen olmalısın. Lütfen geç."
Kadının önünden geçip platforma yürüdüm. Basamağın üzeri çıktığım an,sadece iki seçeneğimin olmasının iyi mi kötü mü olduğunu düşünüyordum.
Düşünceleri kontrol etmek ister miydim? Başkalarını kontrol etmeyi?
Bu gücün büyüklüğünü kaldırabilir miydim?
Yoksa altı saat boyunca başka bir şey için zaman mı harcamalıydım?
Yaşlı adamın geldiğini fark etmemiştim.
Göğsüme saplanan iğnenin yakıcı acısıyla dudaklarımı kanatacak kadar ısırdım. Kanın keskin tadı dilimin ucundaydı.
Gerçekten de acıtıyormuş.
Kablolar iğne kadar acıtmadı ama bileklerime batan sert kısımları kolumu kaşındırıyordu,başımdakiler ise derimi uyuşturuyordu.
Bayan Ayers konuşurken,gözüm yanıp sönen iğneye takıldı.
Yirmi beş saniye,kısa süreliğine ölmek istemiyorsan hızlı düşün,dedi içimden bir ses.
''İsmin ve yaşın nedir?'' dedi Bayan Ayers.
"Claire Williams. On yedi." dedim.
''Buraya nereden getirildin ve ne işle uğraşıyordun?''
"Güney'de yaşıyordum. Öğrenciydim."
''Projemiz hakkında ne biliyorsun?''
Sadece iki saniyeliğine durdum ve dürüst olmaya karar verdim,"Hiçbir şey."
Kadın cevabıma şaşırmamıştı. Biraz rahatladım.
''Ailen yaşıyor mu?''
"Hayır." dedim,bunu söylerken başımı öne eğip hızla dolan gözlerimi kapattım. Bunu düşünmenin zamanı değildi.
''Pekala...şimdi sana ne kadar özel olduğunu anlaman amacıyla bazı seçenekler sunacağım. Bu sayede iradeni kullanabileceksin. Sorumu cevaplaman için yirmi beş saniye süren var,anladın mı?''
"Anladım." dedim.
''Düşünceleri kontrol etme veya üzerindeki kıyafetlerle test alanında altı saatlik bir deneme. Süren başladı.''
Derin bir nefes aldım.
Gerçekten de birinin düşüncelerini kontrol etmeyi istiyor muydum?
Yada altı saat...
Hayır. Belki o altı saatte türlü acılar çekecektim. Sonuçta deneme demişti,beni adını bile bilmediğim her şeyle-ilaçlar,makinalar,sorular- deneyebilirlerdi.
Ama birinin düşüncesini kontrol edebilmek...
O kişinin üstünde görünmez bir gücüm olması...
Hatta her istediğimi yaptırabilmem... Bu hoşuma gider mi?
Kendime karşı dürüst olmalıydım. Hiç kimse böylesine bir gücü geri çevirmezdi. Çünkü başkasını kontrol edebilmenin verdiği o iğrenç haz ve enerjiyle kalbimi karanlık dipsiz bir çukur yapabilirdim nede olsa.
Çocukken zorla elimden alınan her şeye karşılık hep bir şey kabullenmiştim. Belki de bunları hak ediyordum. Belki de şu an bu seçeneği hak ediyordum.
Gücü hak ediyordum. Çünkü tıpkı Raven'ın kalkan olma gücünü seçmesi gibi,benim de bu güce karşı bir çekimim vardı. Başkasının düşüncelerine girmek,onların ne hissettiğini bilmek istiyordum. Onları doğru şeye yönlendirebilirdim.
Ama asla kalbimin güç ile kirlenmesine izin vermezdim. İzin vermeyecektim de.
Babam ne demişti?
''Kendi seçimlerini yap Claire.Kimsenin senin yerine hayatını yönetmesine izin verme.''
Sanırım hayatımın seçimini yapmamın zamanı gelmişti. Sonucu ne olursa olsun. Beni deneyerek başkasının bana bir güç seçmesini istemiyordum. Ben eskiden hırslı,kendinden emin bir kızdım. Hayatımda henüz bir şeyleri kaybetmenin buruk acısını yeni yeni tadıyordum. Daha fazla korkarak saklanmamalıydım. Bana verilen bu seçeneği kabullenmeliydim.
Gücü hak ediyordum. Korkmamalıydım.
Tam yirmi üçüncü saniyede kelimeler ağzımdan akıp gitti,"Düşünce kontrolünü seçiyorum." dedim.
Bayan Ayers tekrar eski soğukluğuna dönmüş gözleriyle beni süzdü,"İşbirliğin için teşekkür ederim. Lütfen işlemler için Soğuk Oda'ya git."
Bitmişti. Seçimimi yapmıştım.
Pişman olmayacak kadar kendime güveniyordum. Arkama bakmayacaktım. Bu günden sonra artık ismi ölü bir kızdan daha fazlasıydım.
Yanımdaki görevliyle salondan çıkarken,asla eski hayatıma geri dönmeyi istemediğimi fark ettim.
Ben Claire Williams,bu günden sonra Proje Ivy'de Ekstra adlı gruptayım. Proje Ivy artık yeni hayatımdı.
Hatta beni yeniden dirilten şey olacaktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Proje Ivy (Güncellenmeyecek)
Science FictionProje Ivy,kıyameti başlatan salgının yarattığı yıkıcı etkiyi azaltması ve yeni bir toplum düzeni kurulması amaçlanan bir projedir. Ve bu projenin en değerlileri Ekstra adındaki seçilmiş kişilerdir. Ekstralar üstün güçleriyle yeni kurulan şehir Togra...