Kalabalık sersemlemiş halde yerden kalkmaya başlarken yaşıtlarımızdan oluşan silahlı polis grupları bağırarak sakin olunması gerektiğini telkin ediyordu.Bunun yalnızca düşmanlardan gelen bir mesaj olduğunu ve çözümün bulunacağı söyleniyordu.
Olayın üzerinden sadece iki buçuk saat geçtikten sonra planlarımızı rüzgar gibi hızlı ve net bir hale getirmemizin daha iyi olacağına karar vermiştik. Yoksa muhtemelen hiçbir şey öğrenemeden ölüp gidecektik. Evet,hayatlarımız böyle sonlanabilirdi. Bilmediğimiz bir nedenden ötürü ölecektik. Şehrin göbeğinde karşımıza çıkan ''renkli ucubeler'',bizlere yalnızca on günümüz kaldığını söyleyip tehditler savurmuştu ve seslerden kulakları sağır olan bir çok kişi bu tehdidin nedenini bilmiyordu. Eğer bilen varsa bile,bunu iyi saklıyor olmalıydı.
Şehrin biraz batısına doğru yürümeye karar verdik. Kaostan uzaklaşmak ve planı detaylı biçimde konuşmak için. Çünkü zamansızlık en kötü zehirdi. Zaman kanımıza karışan zehirdi ve her ne kadar derimizi kesersek keselim geriye akmayacaktı.
Yürüyüp kalabalıktan sıyrıldığımızda karşımıza büyük bir depo çıktı. Terk edilmişti,daha doğrusu henüz bir işlevi olmayan boş barakaya benzeyen bir yerdi. Üzerine kırmızı sprey boya ile 1060 sayısı yazılmıştı.
Oraya girdik ve kimsenin bizi görmediğinden emin olduktan sonra sürgülü,gıcırdayan kapıları tamamen kapattık. İçeriyi aydınlatan hafif ışık otomatik olarak açıldı. Sol tarafta birkaç adet ağır kaya parçası duruyordu ve Raven ayaklarıyla onları ittirip bir nevi oturak yapmak için yanımıza sürüklüyordu.
Oturduğumuzda belki de en zor konuşmalardan birini yapmaya başlamıştık.
''Ne yapacağız?'' dedi Raven sakin bir sesle.
Anında cevapladım,''Öncelikle bize verilen görevi yerine getirmeliyiz. Gece yapacağımız devriye işi bize avantaj sağlayabilir. Böylece proje hakkındaki bilgiler nerdeyse oraya gideriz.'' Dedim.
Rose başını iki yana sallayıp eldivenlerini düzeltti,''Elbette,bu dediğin eğer bir grup aptal koro şehri on gün ile tehdit etmeseydi olacak şeydi ama üzgünüm,hiç kimse güvende değil. Burada bile.'' Dedi.
''O zaman sence ne yapmalıyız?'' diye sordum.
''Bakın... Bu iş bizim bildiğimiz kadar küçük çaplı değil,görmüyor musunuz?'' diye sordu bize.
Raven susmayı tercih etti,elini çenesine koymuş düşünüyordu. Ben ise bir şeylerin artık ortaya çıkması gerektiği hissiyle yanıp tutuşuyordum.
''Demek istediğim,bizler sadece projenin içindeki sıradan insanlarız. Bizi özel yapan bir şey yok. Proje hakkında bir şeyleri öğrenebilsek bile,bunun geniş çaplı bir etki yaratmayacağı gerçeği var.''
''Saçmalıyorsun.''
Dönüp bu sözü söyleyen Raven'a baktım.
Hafifçe öksürdü ve tekrarladı,''Saçmalıyorsun. Bu proje şu an koca bir şehri ayakta tutuyor. Bu yüzden en küçük bir gerçek bile bunu geniş kitlelere ulaştıracaktır. Ayrıca,bu güçler bizler seçilmiş olduğumuz için bize verildi. Yani özeliz. Ama neden?''
''O zaman bu akşam bir şeyler yapmak zorundayız değil mi? Bence buna odaklanalım.'' Dedim.
''Tamam,öyle diyorsanız.'' Dedi Rose.
''Misty üçümüzün farklı noktalara yerleştireceğini söyledi. Bu demek oluyor ki,dağılarak şehrin içinde dolaşabiliriz. Belgelere,kayıtlara ihtiyacımız var. Ama böyle belgeler nerede saklanır bilmiyoruz.'' Dedi Raven.
Kötü bir fikirdi ama sesli dile getirmek zorundaydım,''Mist'in ofisinde olabilir.''
Eğer Raven'ın adının bulunduğu bir proje belgesi varsa ve Mist bunu bana koz olarak kullanmaya çalıştıysa bu demek oluyordu ki,belgelerden haberi vardı. Ve muhtemelen bugün gittiğim ofisinde saklıyordu onları. Bu gece oraya bir şekilde girip araştırmaktan başka seçeneğim yoktu.
''Mist mi? Ofisine mi gittin? Ne zaman?'' diye sordu Raven.
''Siz gelmeden önce,birkaç şey konuştuk ve bence proje hakkında bir şeyler biliyor.'' Dedim.
Onun hakkında söylediği şeyleri de cümleme dahil etmek istedim ama bu sadece gereksiz bir tartışmaya yol açardı. Dahası,bana güvenmezlerdi. Mist ile yaptığım anlaşmayı kesinlikle öğrenmemeleri gerekiyordu. Öğrenirlerse hiç kimseyi koruyamazdım. Benim yüzümden ölürlerdi.
''Ne biliyor?'' dedi Rose.
Bakışlarımı tepemizde sallanan lambaya kaydırdım,''Birkaç şey ama şu an önemli olan bir şey değil. Tam olarak ne aradığımızı bilmiyoruz değil mi?'' diye sorup Raven'a baktım.
İkisi de başlarını salladı. ''Proje Ivy'nin eski raporları ya da ona benzer şeyleri arıyoruz,tamam mı? Çünkü kendimizle alakalı bilgiler sadece o belgelerde olabilir. Anladınız değil mi?''
Tekrar başlarını salladılar. Zaten yapmaya çalıştığımız şey buydu,itiraza gerek bile yoktu.
''Bakın,bu gece fırsatımız varken Mist'in ofisine girmeliyiz. Orada bir şeyler olduğunu hissediyorum,daha doğrusu olasılıkları azaltmaya çalışmalıyız. Resmi belgelerin tutulabileceği başka neresi olabilir?'' dedim.
Raven,''Başkan'ın binası. Ama... oraya girmeye çalışmak üçümüz için büyük bir tehlike olacaktır. O yüzden orası B planı olmalı. Peki Mist'in ofisine nasıl girmeyi planlıyorsun?'' dedi.
''Unuttun sanırım ama zihin kontrolü gücüm var. Hiç sorun olmadan girip çıkacağız.'' Dedim.
''Peki ya bir şey bulamazsak?'' dedi Rose.
''O zaman bugün şehri tehdit edenlerin ne olduğunu ve amaçlarını araştırırız. Dediğim plan size uyarsa bu gece gerçekleştirelim. Size akıl okuma gücümle haber verebilirim. Benim haber vermemi bekleyin.'' Dedim.
Raven ayağa kalktı,''Bence tamam. Hatta burayı buluşma yerimiz yapalım. Acil durumlarda buraya gelelim.'' Dedi.
Ayağa kalkıp başımı salladım,''Bana uyar. Rose?'' dedim.
Rose ayağa kalkıp parlak eldivenli ellerinden birini ortaya koydu,''Hadi bakalım,birlik olmalıyız. Şimdi hepimiz projenin amacını öğreneceğimize ve birbirimizi koruyacağımıza söz veriyoruz. Tamam mı?'' dedi.
Elimi onunkinin üstüne koydum,''Tamam,söz veriyorum.'' Dedim ama kelimeler boğazımı yakan bir şekilde yapışıp kaldı. Bu sözü nereye kadar tutabilecektik acaba? Uzun süreceğini sanmıyordum.
Raven elini elime bastırdı,''Tamam. Peki ya öteki şeyle alakalı ne yapacağız?''
Rose'la birbirimize baktık,bir dakika sonra neyi kast ettiğini anladık.
''Bizi öldürmek isteyenler mi? İşte bunun hakkında hiçbir fikrim yok Raven.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Proje Ivy (Güncellenmeyecek)
Science FictionProje Ivy,kıyameti başlatan salgının yarattığı yıkıcı etkiyi azaltması ve yeni bir toplum düzeni kurulması amaçlanan bir projedir. Ve bu projenin en değerlileri Ekstra adındaki seçilmiş kişilerdir. Ekstralar üstün güçleriyle yeni kurulan şehir Togra...