Bölüm Ateş'in ağzından;
Hızla bana yerini tarif eden Masal'a doğru ilerledim. Onun başına kötü bir şey gelmiş olma ihtimali bile beni deli ediyordu. Kalbimse yerinden çıkacak kadar endişeli atıyordu. Koşmaya başladım. "Yardım et " diyen sesi kulaklarımdan gitmiyordu. Ona bir şey olsa ne yapardım ben, yaşayamazdım ki...
Sonunda onu bir ağacın altında otururken gördüm.
-Masal neyin var ne oldu, anlat lütfen!
Aklımdan binbir türlü şey geçiyordu. Çok kötü bir haldeydi ve bu durumun açıklaması olabilecek olaylar aklıma geldikçe çıldırıyordum.
-Ateş kurtar beni , karıncalar her yerimdeler...
Gülsem mi ağlasam mı bilemedim. Şükürler olsun ki düşündüğüm gibi bir şey değildi.
- Masal nasıl endişelendim. Bu muydu !
- Ateş bunlar beni öldürecek...
Nasıl da unutmuşum delik yanağımın korkulu rüyasını , tabi iyi ki bu fobiye benim sebep olduğumu bilmiyor. Masal daha beş yaşındayken saklambaç oynamak için saklandığı yere karınca koleksiyonumuzdan parçalar bırakmıştık. Tabi bilerek ve isteyerek. İyi ki aslında saklambaç oynamadığımızı onun saklandığı yeri tespit edip üzerinde böyle bir deney yaptığımızı hiç anlamadı. Zaten o bunu anlasaydı ben hayatta olamazdım. Ama suçlu ben değildim tüm suç Hakan'ındı. Ben plana uymadığım için aşık mısın küçücük kıza diye dalga geçmişti benimle benimde onlara öyle bir şey olmadığını ispat etmem gerekmişti. Tabi bunun sonucu deneyden aldığımız tek sonuç Masal'ın yenilemez korkusu olmuştu.
Anılardan kurtulup Masal'a döndüm:
- Gel başımın belası.
Masal'ı kaldırıp kucağıma aldım. Korktuğunda sürekli konuşurdu ve beni şaşırtmadı. Yol boyunca susmayan Masal' ı odamıza gelince doğruca banyoya götürdüm ve küvetin içine bıraktım. İşte bu fobinin bana kazandırdığı şey bu olucaktı. Deneyim olumlu sonuç verecekti belki karıncalar tarafından değil ama benim tarafımdan.
- Ateş ne yapıyorsun?
Gülmeme engel olamadım. Tabikide beni böyle yakalarsa canıma okurdu. Elimden geldiğince ciddi oldum ve "Soyun onlardan kurtulmamız için seni yıkamamız lazım. " dedim.
- Saçmalama hayatta seninle yıkanmam.
- Ya sen benimle mi yıkanmak istiyorsun oysa ben seni yıkamaktan bahsetmiştim.
- Ateş saçmalama çık burdan ben yıkanırım.
Arkamı dönüp gitmeye başladım ne de olsa beni 30 saniye kadar sonra çağıracaktı çünkü tam burnunun üstüne doğru ilerleyen o karıncayı farketmek üzereydi. Ve işte çığlık sesi geldi bile ...
- Ateş tamam ne yaparsan yap, kurtar beni ne lütfen.
- Emin misin ?
- Evet , lütfen acele et...
Nasıl korktuğunu bildiğim için hemen yardıma gittim suyu ayarlayıp Masal'a döndüm. Elimde olmadan heyecanlanmıştım. Bu karıncalı hali bile beni etkiliyordu. Tişörtünü yavaşça üzerinden çıkardım ve öylece kalakaldım. Sadece siyah iç çamaşırıyla kalmıştı ve dolgun göğüsleri alenen ortadaydı. Mükemmeldi...
- Ateş bir dakika daha öyle durursan tişörtümden üzerine geçemeyen o son karınca da sana doğru atlayışını yapacak. Artık seni de sardılar.
- Ne?
Ne aynen ne resmen yeni yetme gibi davranmıştım en kısa zamanda biriyle işi pişirmeliydim çünkü hiç doğal tepkiler vermediğim bir gerçekti.
- Karıncalar diyorum.
Hemen üzerime baktım. Tabikide Masal' a aval aval bakmamın sonucunda elimde tuttuğum tişörtten karıncalar gelmişti üstüme. Tabi bu da benim bahanem oldu.
- O zaman Masal Hanım kayın şöyle ben geliyorum.
Masal'ın şoku atlatıp hayır demesini beklemedim ve ayakkabılarımla çoraplarımı çıkarıp küvete girdim. Masal tam konuşacakken tişörtümü çıkarttım ve yutkunmasını zevkle izledim. Sadece yutkunması bile aklıma neler getiriyordu... Düşüncelerimden kurtulmak için suyu önce kendime bir süre sonra da Masal'a tuttum.
***
Tam on beş dakikadır Masal'ın saçlarını şampuanlamasını bekliyordum. Tabiki durumdan şikayetçi değilim, kabul etmeliyim ki manzara bir harika. Boyumun verdiği avantajla göğüslerini çok net görebiliyordum. Her hereketiyle onunla birlikte yükselip alçalıyorlardı ve manzara altta bir şeylerimi harekete geçirmişti bile. Dikkatimi Masal'ın saçlarını yedinci kez durulamasına verdim. Aradan çok geçmeden Masal'dan güzel bir dirsek darbesi aldım.
-Lanet olsun Ateş sana vuran benim canı yanan yine benim!
- Ya Masal demesene öyle şeyler demek canımın yandığını düşünmek canını yakıyor...
- Saçmalama hiç üşenmeyip yaptığın kaslar yüzünden canım yandı. Üstelik benden faydalanmaya utanmıyor musun? Ben bu kadar korkmuşken bir saattir tepemde dikilmiş beni izliyorsun.
- Ya Masal şimdi utanıyorum desem yalan olur ama tamamen iyi niyetimden sen yorulma diye suyunu tutuyorum.
- Şizofrenik öküz bak onun için burada yer yapmışlar şimdi çık burdan duş almam lazım.
- Ya ben şikayetçi değilim hem suyunu tutarım işte sen yap.
Bunu dememle gülmeye başladı. Ya ne kadar sevimli gülüyordu böyle.
- Ateş hadi üşüdüm.
Daha fazla durursam kendime engel olamayacaktım zaten.
- Tamam , gidiyorum ama çabuk gel acıktım yemeğe inelim.
- Tamam , hemen gelicem.
***
Yaklaşık yirmi dakikadır kendimi oyalamak için televizyon izliyordum ve sonunda Masal geldi. Allah bana yardım etsin sadece havlusuyla gelmişti. Yirmi dakikadır gitsin diye uğraştığım tüm duygular yine belirmişti.
- Ateş giyinmeden önce saçlarımı taraman lazım.
- Ne , ben mi?
- Evet, hâla karınca kalmış olabilir.
- Sadece benim yanımda bile yedi kere yıkadın saçlarını karınca kaldığını sanmıyorum. Hem ben saç taramayı bilmem ki canını yakarım.
- Ateş lütfen korkuyorum.
Böyle havluyla durursa ben de yapacaklarımdan korkuyordum. Tişörtümü çıkarıp ona verdim. "Bunu giy , gel rahat tarayalım bari. "
- Tamam hemen geliyorum.
***
- Masal?
- Ne oldu , karınca var dimi bak ben sana demiştim al onları Ateş.
- Masal durum sandığımızdan daha kötü sanırım burda zincirleme kaza olmuş , beş karınca birbirine girmiş. K1 in kolu kopmuşken K4 tam tersine ayağından darbe almış. K3 ün ise boynu kopmuş. K5 tamamen farklı bir yol izlemiş ve her parçasını gövdesinden koparmış peki ya K2 ye ne demeli tamamen ters dönmüş ve kıpırdayamıyo...
- Ya Ateş ben de durmuş seni dinliyorum. Nasıl korktum biliyor musun sen ?
Neredeyse bir saattir canını acıtmamak için taramaya uğraştığım saçlarından öptüm onu.
- Ben yanındayken hiçbir şeyden korkma Masal.
- Sen gelince korkmadım zaten. Şey teşekkür ederim ben artık hazırlanıyım acıkmaya başladım da.
Masal hızla gitti yanımdan. Ben gelince korkmamış. Ben geldim diye ya inanamıyorum. Bana güveniyor demek ki. Onun bu güvenini asla boşa çıkaramam. Mutlu olması için elimden geleni yapıcam ve ondan uzak durucam. Bunu ikimizin iyiliği için de yapmalıyım. Bende yerimden yavaşça kalktım ve hazırlanmaya başladım.
***
Bu kız daha fazla güzelleşemez dediğim her ana inat beni şaşırtmak için yaşıyor sanki Masal. Pembe sade bir mini elbise giymişti her zamanki gibi çok yakışmıştı. ( Elbise görselde)
- Ateş hazırsan gidelim mi?
- Çok güzel olmuşsun.
Kızaran Masal'ı zevkle izledim. Utanınca çok tatlı oluyordu. Aslında o hep tatlı oluyordu gülerken, otururken , kızarken , uyurken her koşulda hatta bağırırken bile nasıl beceriyordu bilmiyorum ama o hep tatlı oluyordu. Hep de tatlıydı zaten.
***
Balayı çiftleri için yapılmış özel masaya oturduk. Otelin en önemli misafirleriydik ve eminim ki en az 5 gazeteci çevremizde bir yerde açığımızı kolluyordu.
Yemeğimizi yerken Masal başından geçen komik olayları anlatıyordu. Gergin olduğunu biliyordum bu yüzden sözünü kesmeden onu dinledim. Her şey aniden olmuştu bu yüzden Masal'ın korkmasını anlayabiliyordum. Çünkü bende itiraf etmek istemesemde korkuyordum. Masal beni korkutuyordu ona karşı tamamen bir duygu karmaşasının içindeydim. İşin içinden çıkamıyordum. O varken mantıklı düşünemiyordum mesela. O varken aklım çalışmıyordu. Mantığım çalışmıyordu. O varken ben kendimi bile unutuyordum o kalıyordu sadece...
Masamıza doğru gelen birini farkedince ona doğru döndüm. İşte şimdi olacakları ben bile merak ediyordum. Yıllar önce Masal'ın bizi öpüşürken gördüğü sevgilimdi bu kadın ve ben ismini bile unutmuştum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LANET ADAM
Teen FictionYıllar önce aşkını itiraf ettikten sonra bu itirafa kahkahalarla gülen bir adam ki bu adam kuzenin ve onu her zaman görmek zorundasın daha fazla canın yanabilir mi ? Peki ya bu adamla evlenmek zorunda kalsaydın? Dalga geçercesine attığı o kahkahadan...