Bölüm Masal'ın ağzından...
Kafam çok karışıktı , her şey üst üste geliyordu sanki ...
Yiğit'in arabasına yaslandım ve gelmesini bekledim. Onu da boşu boşuna üzüyordum zaten. Kafamı kaldırdığımda beni izleyen Yiğit'i gördüm. Yavaşça yaklaştım ona , Ateş' e sinirlenip sinirimi Yiğit'ten çıkarmıştım.Tam önünde durdum , kafamı kaldırıp -ne yapayım o da Ateş kadar uzundu ben sadece omzuna geliyordum- gözlerine baktım. Öfke vardı gözlerinde ... Biliyorum hep sinirlendiriyordum onu ama bu sefer başkaydı suçluluk duyuyordum.Ateş bana Yiğit'i unutturmuştu ... O şizofrenik öküz bana sevgilimin varlığını unutturmuştu...
Kollarımı beline sardım , Yiğit huzur demekti , güven demekti ... Hep yanımdaydı o , onu bırakamazdım ben ...
- Yiğit özür dilerim , saçmaladım farkındayım.
Hiç bir şey demedi ama yinede kollarını belime sardı ve başını omzuma koydu bende benliğimi teslim ettim bu huzura ...
- Hadi gidelim Masal ?
Kafamı sert göğsünden kaldırdım , elimle yanağını okşadım
-Bekle hava soğudu sanki üstüme beni daha sıcak tutacak bir şeyler giyineyim.
Gülümsedim ona suçlu gibi hissetmeseydim kendimi yapmazdım böyle bir şey gerçekten bazen saçma şeyler yüzünden inat ediyordum evet ama bu inat benim kendimi koruma yolumdu . Böyle gizliyordum asıl duygularımı...
Yiğit bu dediğime yine bir şey demedi , acayipti doğrusu ama bende daha fazla bir şey demedim ve eve girdim . Hızla odamın olduğu kata çıktım . Içeri girip kapımı kapattım. Elbiseyi çıkarıp dar kot ve t atlet giydim yanımada bir hırka aldım ve hemen kapıyı açtım. Kapıyı açmamla beni yerimden zıplatan Ateş'in sesini duymam bir oldu . Nereden biliyordu evde olduğumu , yoksa bizi mi izlemişti...
-Ne oldu o asla çıkarmayacağını söylediğin elbisene ?
O elbiseyi sırf Ateş'e büyüdüğümü göstermek için giyinmiştim. Ama sonrasında olanları planlamamıştım. Olanlar aklıma geldikçe kızarmaya başladım...
-Ne o sevgilin elbisen hakkındaki fantezilerinden mi bahsetti , böyle kızardığına göre...
Ne diyordu bu salak nasıl derdi bana böyle bir şeyi , elimi kaldırdığım gibi yapıştırdım suratına tokatı...Ondan böyle şeyler duymakla diri diri yanmak arasında hiç bir fark yoktu...
- Biliyor musun Ateş senden nefret ediyorum!
Koşarak uzaklaştım yanından ...
-Bekle Masal öyle demek istemedim...
-Uzak dur benden!
Yiğit'e bir şey belli etmemek için elimden geldiğince toparlandım ve dışarı attım kendimi . Neyse ki Yiğit dikkat etmedi bana hemen arabaya oturdum ve gitmeye başladık .
***
-Yiğit bir sorun mu var , bütün gün çok sessizdin?
-Sorun falan yok merak etme , hadi gir eve zaten 2 saati geçti bile...
-Ateş'le ilgili bir problem mi var ?
-Ne alaka benim onunla ne problemim olacak...
-Yiğit beni mi kandıracaksın , belli var bir şey !
-Tamam . Sen kazandın var , sana bakışlarından hiç hoşlanmadım !
-Nasıl bakıyordu ki ... Şey yani saçmalama Yiğit yanlış anlamışsındır sen kuzenim o benim farkındaysan yani...
-Peki ama yinede çok yaklaşma ona , hadi şimdi eve git yarın sabah alırım seni.
-Tamam .
Uzanıp yanağından öptüm onu ve ödülümü aldım sonunda hafifte olsa tebessüm etmişti ama işe yaratacağını biliyordum kolay kolay böyle jestler yapmazdım . Öpüşme konusunda katı olduğumu biliyordu çünkü daha önce hiç öpüşmemiştim ve benim birtanecik sevgilim buna saygı duyup beni bekleyeceğini söylemişti bu yüzden beni hep yanaklarımdan ve alnımdan öperdi , yine aynısını yaptı ve yanağımı okşayıp "Yarın görüşürüz sevgilim " dedi.
Evet benim sevgilim o şizofrenik öküzün dediklerinin aksine romantik ve güzel sıfatlar kullanırdı bana karşı delik yanak demezdi yani! Iyide şimdi yine niye geldi ki aklıma , bütün gün ne olduysa onu Yiğit'le karşılaştırıp durdum zaten , yeter artık Amerika'ya dönsede kurtulsam ondan ...
Arabasına doğru giden sevgilime son kez el salladım ve yine kafamı meşgul eden Ateş öküzünü düşünerek zile bastım. Zaten bugün bana dediklerini unutamıyordum , nasıl derdi bana öyle bir şeyi ya... Yavaş yavaş yukarı çıkarken teyzemin sesini duydum :
-Masal , Ateş erken gelecek demişti bir sorun mu oldu ?
Tabiki o şizofrenik öküzü dinlememiştim o kimdi ki bana karışacaktı hele de o son söylediklerinden sonra ...
- Yok teyzem Ateş yanlış anlamış heralde...
- Öyle mi , peki neyse hadi gel yemeği hazırladılar beraber yiyelim zaten Ateş evde yok , bu gece gelmeyecekmiş.
- Nasıl ya neden gelmiyormuş !
-Işlerim var dedi , ne zamandır gelmemişti Istanbula işler birikti herhalde...
-Tamam teyze üstümü değiştirip geliyorum.
Külahıma anlatsın işleri varmış hıh Allah bilir hangi kadının koynunda , hem banane ki niye takıyosam o değil de şu kalbimdeki sızı da nereden çıktı niye yaktı canımı , unuttum ben onu niye hâla acıtabiliyor beni ! Ah hayır ağlamıycam ağlama Masal dayanamıyorum biraz ağlasam hem etrafta kimse yok kimse görmez ki , hayır sen güçlü kızsın hem o şizofrenik öküz için ağlamaya değer mi , ama onun için ağlamıycam sadece canım çok yanıyor ... Zaten kendimle olan kavgam bu kadardı -evet sık sık kendi kendimle konuşurum ne var bunda ! - kendimi yatağıma attım ve ağlamaya başladım ...
10 dakika ağlama 5 dakikada ağladığım belli olmasın diye yapmaya çalıştığım makyajın sonrasında teyzemin yanına inebilmiştim ve tabiki bu sırada kararımı da vermiştim o kadını bulup öldürecek ve bunlarıda o öküzün burnundan getirecektim !
***
Sabah kalkınca- ki uykuma aşırı düşkünümdür ve her defasında birkaç tane alarm kurarım kalkmak için -güzel bir duş yaptım . Yiğit bugün buluşmak için çok diretmişti ve bende birazda Ateş'e inat kabul etmiştim , deli edecektim onu güya ama ne oldu o da ... Off aman neyse sabah sabah sinirimi bozmayacağım
. Hemen hazırlanmaya başladım ilk başta kahvaltı yapacaktık sonrada Istanbul'u turlayacaktık o yüzden çokta heyecanlıydım Istanbul'a hep gelirdim ama hiç doğru dürüst gezmemiştim ...
Telefonum çalmaya başladı , ses var görüntü yok , nerede bu telefon ya ? Hep böyle oluyor telefon yatakta kaybolmayı nasıl beceriyor ah bir anlasam... 3. çalışta yatağın altında buldum onu oh be , hemen açıp kulağıma götürdüm.
- Efendim ?
- Günaydın sevgilim , aşağıdayım ve sabırsızlıkla seni bekliyorum .
- Tamam sevgilim hazırım zaten geliyorum .
Biri mantık dediyse , mantık Yiğit'ti işte , doğruydu , nazikti , sevecendi birisinin tersine... Ya Masal yapma şunu , o öküzü düşünme artık , evet düşünmüyorum şimdi Yiğit'in yanına gideceğim ve çok güzel bir gün geçireceğim hemde onu hiç düşünmeyeceğim , aynen Masal işte böyle . Kendime bol bol gaz verdikten sonra aşağıya indim .
Yiğit hemen yanıma gelip alnımı öptü , tam geri çekilip arabaya geçecekken eve doğru gelen Ateş'i gördüm ve ani gelen bir dürtüyle -ki bu dürtüler bir gün beni öldürecek - parmaklarımın ucunda yükselip Yiğit'i dudaklarından öptüm...
Arkadaşlar hikayem hakkında yorum yapıp fikirlerinizi belirtirseniz çok mutlu olurum ve hikayemi okuyan herkese çok teşekkür ederim :)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
LANET ADAM
Teen FictionYıllar önce aşkını itiraf ettikten sonra bu itirafa kahkahalarla gülen bir adam ki bu adam kuzenin ve onu her zaman görmek zorundasın daha fazla canın yanabilir mi ? Peki ya bu adamla evlenmek zorunda kalsaydın? Dalga geçercesine attığı o kahkahadan...