ASKIN OYUNU 10 -Kiskanclik krizleri-

144 2 0
                                    

Yuzume duygularimin aksine sert bir ifade yerlestirerek yuzune baktim. Suan saskinligimi da.. heyecanimi da belli etmenin ne yeri, ne de zamaniydi.

Bana mahcup bir bakis atarak tekrar kulagima egildi.

"Kizma."

Elinden sekeri alinmis kucuk bir cocugun masumluguna dayali surat ifadesi her ne kadar yumusamama sebep olsa da umursamadim..

"Melis... Bak o an kendimde degildim, sinirlerim bozuktu. Sana pat-"

Sözunu keserek konusmaya basladim. Bana hala o an icin kendini savunamazdi!

"Insan sinirlenince tam da icinden gecenleri disa yansitir, söylermis! UMURUMDA DEGIL!"

Söylediklerimin ardindan cevap dahi vermesini beklemeden hizla daha da yana kayarak kitabimi actim ve onu umursamiyormus havasi verdim.

Buna her ne kadar sinirlenip homurdansa da bir sey yapmadi. Siramdan kalkmasini beklerdim ama o aksine ben ayrildikca yanasti bana. Sonunda dayanamicagimi anladigimda sinirle gözlerimi kisa bir anligina yumarak derin bir nefes aldim. Gözlerimi aralayarak ona döndum ve konusmaya basladim.

"Amacin ne Furkan? Ne yapmak istiyorsun?"

"Bir amacim yok Melis.. Yani aslinda var ama kötu bir amac degil. Beni affetmek senin icin bu kadar zor mu?"

Icimden her ne kadar hayir demek gelse de .. tek kasim havada konusmaya basladim.

"Seni affetmek? Seni tanimiyorum bile. Sen kimsin ki?"

Söylediklerimin uzerine gözlerinin karardigina yemin edebilirim. Bu halinden her ne kadar urksem de belli etmeden onume döndum. Sinirlenince göz rengi koyulasiyordu! Bunu fark etmistim. 

"Simdi gösterecegim sana kim oldugumu!"

Tislayarak söyledigi seye her ne kadar sasirsamda belli etmeden konusmaya basladim. Sesi tehtidkar ve oldukca urkutucu olsa da bu icimdeki öfkeyi dindirmiyordu! O kadar sözden sonra, bana yasattigi o hayal kirikligindan sonra onu nasil bu kadar cabuk affetmemi bekleyebilirdi ki?! Ben iki gun okula bile gelememistim onun yuzunden! O ise hala aramizda gecen seyin lafi bile edilemeyecek kadar kucuk oldugunu falan dusunuyordu herhalde! Ve bunu dusundugunu dusunmek de öfkemi ikiye katliyordu! 

"Kim oldugunu mu göstereceksin? Hah! Merak etme! Görmek istemedigim tarafini yeterince gördum zaten!Dengesiz tarafini da! Sadece iyi tarafin kaldi!Gercekten iyi olan tarafin! Onun da oldugundan supheliyim."

Bu söylediklerimden sonra catilan kaslari yay gibi gerildi tekrar. Derin bir nefes alarak omuzlarini dusurdu. Daha cok... yenilmis bir glrunum yansitiyordu suanki hali. Bakislari...

"Özur dilerim Melis.. Affet iste."

Mahcupca söyledigi seye her ne kadar inanmak icin, affetmek icin icim gitse de... konusmaya basladim.

"Tekrar ayni seyi yasamak istemiyorum."

Birden bire masadaki elimi tutmasiyla saskinlikla ona bakmaya basladim.

"Emin ol Melis... Olmayacak.. Yasamayacaksin."

Supheli gözlerle ona bakarak göz devirdim.. Suan affedebilirdim.. Bu cok guzel olurdu.... Ama birazcik surundurmekten bir sey olmazdi degil mi? Hem iki gun öncesine kadar butun okulun önunde bana söyledigi sözler o kadar da hafif cumleler degillerdi. Surundurmek de hakliydim. Ya da hemen affetmemekte. Hem, her ne kadar inanmak istesem de ona, dengesiz tarafini o kadar cok görmustum ki...bu isimi zorlastiriyor...yapmayacagina dair supheler duymama sebep oluyordu.

ASKIN OYUNU (Düzenleniyor...)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin