ASKIN OYUNU 33 -Seni Seviyorum-

103 4 2
                                    



Kafam omzunda öylece gun batimi gökyuzunu izlerken gözlerimi kapattim. Burnumda onun kokusu, icimde huzur... Öylesine guzeldi ki hersey. Sadece o ve ben vardik dunyada sanki. Icimdeki hisler tarif edelimeyecek kadar yogun, bas ucumda olusu sonsuz bir guven gibiydi...!

Derin bir nefes alarak kokusunu tekrar icime cekerken mayistigimi hissettim. Onun sicak kollari arasinda olmak, sobanin basinda olmak gibiydi. Hava hafif esse de, usumuyordum. Aksine, icimde giderek yayilan sicaklik, mukemmel birseydi!

Yarim saattit burada bu sekilde duruyorduk. Sessizdik. Birbirimizin nefes alis verisleri disinda duydugumuz tek sey denizin kayaya carpan dalga sesleriydi. Daha kac kere suanki durumuma "mukemmel" diyecektim bilmiyorum ama, kendimi defalarca kez "mukemmel" demekten alikoyamiyordum.

Furkan'in aldigi titrek nefesle beraber kafami daha cok gömdum omzuna.

"Melis..."

Adimi karsisindaki manzaraya bakarken mirildandiginda mayismisligimin etkisiyle hafif kapanan gözlerimi araladim. Ah, sesinin tisini bile öylesine guzeldi ki, ömrumun yettigi kadariyla hic sikilmadan adimi dile getirisini dinleyebilirdim.

"Hi?"

Mayismisligim sesime de yansirken gulumsedim. Herhalde biraz daha bu sekilde dursak uyuyabilirdim.

Titrek bir nefes alirken devam etmesini bekledim.

"Bir gun, sana yalan söyledigimi ögrensen... Beni affeder miydin?"

Yorgun cikan sesiyle kapattigim gözlerimi aralarken kafami yasladigim omzundan hafif kaldirarak yuzune baktim. Bana bakmayi reddederek karsisindaki manzarayi izlemeyi surdururken kaslarimi cattim.

O ise, hala bana bakmamakta israrciydi. Dusundum... Bana yalan söyleseydi, onu affeder miydim, bilmiyordum aslinda. Asil önemli olan deger verdigim bu insanin, bana ne denli buyuk bir yalan söyledigiydi.

"Söyledigin yalanin buyuklugune bagli."

Durustce icimden gecenleri dile getirdigimde gözlerini karsisindaki manzaradan ayirarak gözlerime sabitledi. Gözlerinin koyulastigini, ve göz bebeklerinin kuculdugunu görmek yutkunmama sebep olurken catik kaslarina bakakaldim bir sure.

Gözlerinde bugune kadar görmedigim bir seyi gördugumde tek kasimi kaldirdim. Tuhaf bakiyordu... Cok tuhaf... Bu bakisiyla ilgili bildigim ve hissettigim tek sey, guzel bakmadigiydi. Gözlerinde yarim saat öncesine kadar gördugum pariltiyi göremiyordum simdi. Dudaklari acilip kapanirken dudaklarimi buzdum. Bir sey söylemek istiyor, ama söyleyemiyor gibiydi. Gözlerime bakarken sessiz kaldiginda yerimde dikelerek daha duz bir sekilde baktim yuzune.

"Furkan?

Icimi kucuk bir tedirginlik kaplarken kaslarimi cattim. Söylemek istedigi her neyse guzel bir sey olmadigi o kadar belliydi ki.

"Buyuk bir yalan olsaydi... Belki de kaldiramayacagin kadar buyuk bir yalan..."

Gerildigi her halinden belli oldugunda ben de gerilmistim. Bu son söyledikleri icimdeki tedirginligin buyumesine sebep olurken yutkundum. Icimde bana yalan söyledigine sair suphe uyandirdiginin farkinda miydi?

"Neden?"

Bakislarini kacirirken direterek yuzune bakmaya devam ettim. Umursamaz bir sekilde omuz silkerek denize bakmaya basladiginda gözlerimi yuzunden ayirmadan verdigi butun tepkileri buyuk bir dikkatle inceledim.

"Bilmem, sordum öyle."

İcımdeki tedirginlik azalirken bende denize diktim gözlerimi.

"Öylesine bir soru yani?"

ASKIN OYUNU (Düzenleniyor...)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin