ÖLÜMSÜZ...

370 27 29
                                    

YAZAR DAN;

genç kızın belkide son sözleri bile " seni seviyorum " olmuştu. Işte böyle bir aşktı onların ki ölümsüz. Siren sesleri duyuldu çok geçmeden. Herkes telaşa kapılmıştı. Yardım eli uzatıyorlardı ama onlara sadece kendi aşkları yardım edebilirdi.

Kuzey ve deniz kanlar içindeydi. Ikisi de birbirlerini düşünerek yummuştu gözlerini. Akılların dan geçen son şey yine aşkları olmuştu. Ambulans önce kuzeyi aldı sedyeye çünkü onun durumu daha ağırdı. Vücuduna saplanmış cam parçaları kan kaybına yol açıyordu.

Hemen ardından denizi aldılar. O kuzeye göre biraz daha iyiydi ama onun da durumu kritikti. Ve sıra geldi diğer iki yaralıya. Daha doğrusu bir ölü bir yaralıya. Onlara bu kazayı yaptıran aracın sahibi yıllar önce kızlarını terk edip giden iki kişiden başkası değildi.

Denizin annesi oracıkta can vermişti. Babası ise ölmek üzereydi. Kızlarına yaptıklarının bedelini belkide canlarıyla ödeyeceklerdi. Koskoca istanbul'da çarpacak kızlarının ve sevgilisinin aracını bulmuşlardı.

Iki genç ve baba hemen hastaneye kaldırıldı. Ameliyathaneye alındılar hemen. Kuzeyin iki kez kalbi durdu ameliyat sırasında ama o denizin hayaliyle tutundu yaşama. Ameliyata giren doktor " tutun hayata oğlum bırakma o kızı " dedi. Duymadığı halde dinledi kuzey doktorun sözünü.

Deniz daha şanslıydı. Başarılı bir ameliyat geçirmişti. Şans eseri kan grubu bulunmuş ve hemen denizin damarlarına aktarılmıştı. Deniz normal odaya alınırken kuzey hala ameliyattaydı.

Denizin sözde babası ise çoktan morg yolunu almıştı. Işte onlar yaptıkları pisliği canlarıyla ödedi. Ilahi adalet denilen şey bu olmalıydı.

3 GÜN SONRA DENİZ İN AĞZINDAN;

onu bekliyordum hala. Uyanmasını gözlerime bakmasını. Durumu iyiydi ama hala uyanmamıştı. Umutsuz gözlerle baktım ona sonra arkamı dönüp kendi odama girdim.

Bize çarpanların durumu nasıl acaba. Yaptığım yerden kalkıp doktorun odasına gittim.

-Merhaba bişey sorabilir miyim?

-tabi deniz hanim buyrun lütfen

-bize çarpan araç içinde bulunan kişiler nasıl

-malesef kaybettik onları.

-cenazeleri alındı mı?

-Hayır kimseleri yokmuş bir zamanlar bir çocukları varmış ama sanırım yetiştirme yurduna bırakmışlar. Biz ulaşmaya çalıştık ama sadece bunları öğrendik.

Içime kurt düşmüştü. O iki kişi benim hayatımı mahvedip giden iki kişi olabilirler miydi?

-şey ben görebilir miyim? Hala morgdaysalar.

-biraz zor

-bakın belkide zamanında bıraktıkları çocuk benim. Görmeden emin olamam ama görmem lazım lütfen yardımcı olun bana

-peki tamam ben işlemleri halledim. Size yarım saate haber veririm. Gidin biraz dinlenin biraz.

-çok teşekkür ederim

Yavaşça ayağa kalkıp Kuzeyin odasına ilerledim. Hala uyuyordu melek gibi. Iceriye girmeme izin vermiyorlar. Izin verseler yanından bir an olsun ayrılmam. Ona son kez bakıp kendi odama gittim.

Yarım saatin ardından doktor odaya geldi. Elinde birkaç evrak vardı.

-deniz hanım hazırsanız gidelim ben herşeyi hallettim.

Siyahın içindeki beyazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin