Artık yaralarım ciddi anlamda iyileşmişti. Rahatça yürüyebiliyordum. ama canımı daha çok yakan şey Kuzeyin bana karşı olan davranışları...
Benden nefret ediyor bunu anlayabiliyorum ama bunu her seferinde bana yansıtması gerçekten beni mahvediyor. Bugün cuma okuldan yeni geldim. Kuzey babasının yanına gitti. Tabi gitmeden önce kalbimi iyice kırdı. Nereye gittiğini sorduğumda sanane dedi. Keşke sadece sanane dese benden nefret ettiğini bir daha ona soru sormamam gerektiğini falan söyledi. Bende ağlayarak yanından ayrıldım.
Biraz derslere baktım. Gözlerim yorulunca bıraktım. Aklıma yine kuzey geldi. Onu çok seviyorum. Evet bu geçen iki ay boyunca her akşam bunu düşündüm ve ben kuzeye aşık olduğumun farkına vardım. Ama karşılıksız bişey. Ben onu severken o bencil bir şekilde hayatına devam ediyor. Sevgimi belli etmemeye çalışıyorum. Ve şunu da çok iyi biliyorum ki o benim sevgimi hak etmiyor. Ama ben yine de herseye rağmen bana yaptığı onca hayvanlıklara rağmen onu seviyorum.
Evde çok sıkıldım. Biraz dışarıya çıkmak iyi gelebilirdi. Kuzey ve babası aldığı karar sonucu dışarıya çıkmama izin verdiler. Sanırım babası artık bana güveniyor. Dolabın karşısına geçtim. Bilek pantolon ve yarım t-short giymeye karar verdim.
Hatice teyzeye haber verdikten sonra evden çıktım. Sahile doğru yürümeye başladım.
Sonunda sahile ulaşabilmiştim. Bir banka oturdum ve denizi hissetmeye çalıştım.dokunamdan temas etmeden sadece seyrederek hissetmeye çalıştım. Kokusu değişikti. Deniz bende denizdim ama onun kadar güçlü değildim. Yada onun kadar güzel. Ben kötü haldeydim. Mutsuzdum. Belkide mutluluğu hiç tatmadigim için yaşadığım duygulara isim veremiyorumdur.
Oturduğum yerden kalkıp barlar sokağına doğru ilerlemeye başladım.
Sokağa geldiğimde yolun ortasında taş gibi hareketsiz kaldım. Bu nasıl olur bunu bana ve kendine nasıl yapar. Kuzey bir barın önünde esmer bir kızla öpüşüyor. Sanırım çok zevk alıyor ki bir türlü ayrılmıyorlar. Kalbim o an durdu sanki. Nefes alamıyorum allahım bu nasıl bir acı böyle...
Göz yaşlarımı silip kuzey fark etmeden oradan uzaklaşmaya karar verdim. Tam Arkamı dönmüş gidiyordum ki Kuzeyin sesini duydum.
-deniz
-ef...efendim.
-ne işin var senin burada
-sana hesap vermek zorunda değilim.
-deniz burada ne işin var
-hava almaya çıktım eve gidiyorum zaten.
Biz konuşurken esmer olan kız yanımıza geldi daha doğrusu Kuzeyin yanına.
- hayatım bu kim
-boşver
- hmm
Kız bana ezikleyici bakışlarını gönderiyordu.
- ben deniz
-bende Sinem Kuzeyin sevgilisi
Ne sevgilisi mi? Bakışlarım kuzeyi buldu. Ama bana bakmıyordu. Yere boş boş bakıyordu. Kız kaşar gibi biseydi. Ben bunları görmeye nasıl dayanacam.
-neyse ben eve gidiyorum hoşçakalın.
-biraz bekle beraber gideriz.
- evet deniz hem konuşmuş tanışmış oluruz.
-bence tanışma kısmını çoktan atlattık. Ayrıca kuzey hiç gerek yok ben kendim giderim. Sen sevgilinle ilgilen.
Ikisi de bişey demedi bende fırsat bilip oradan hızlıca uzaklaştım. Göz yaşlarım kendi bağımsızlıklarını kurmuş gibi akıyorlardı. Bir taksiye binip evin adresini verdim ve başımı cama yaslayip dışarıyı seyrettim.
Sonunda eve gelmiştim. Hızlıca odama çıktım ve kendimi yatağa attım. Gözlerim ağlamaktan acıyordu. Zaten daha fazla dayanamayıp uyuyakaldım...
Uyanır uyanmaz saate baktım. Yuh saat 18.47 mi? Ben ne ara bu kadar çok uyudum. Hızlıca kalkıp banyoya ilerledim. Aynada kendimi görünce resmen çığlık attım. Bu nasıl bir tipti ya. Gözlerim şişmiş saçlarım birbirine girmiş. Resmen sefil haldeyim.
Hızlıca hazırlanıp aşağıya indim. Bişeyler atistirdiktan sonra televizyon izlemeye karar verdim. Tam o sırada dış kapı açıldı ve görmek istemeyeceğim o kişi ve bakmaya doyamadığım o kişi geldi. Kısacası kuzey ve Sinem. El ele tutuşmuşlardı. Ve mutlu görünüyorlardı. Gözlerim yine dolmaya başladı ama bu sefer ağlamaya hiç niyetim yoktu.
-aaaa deniz sende mi burdaydın?
-ben burda yaşıyorum Sinem
-ne burda mı yaşıyorsun.
-yoksa sevgilin söylemedi mi?
-aman canım neyse ne aranızda bişey yok ya gerisi önemli değil.
-deniz Sinem akşam yemeği için geldi. Hatice teyzeye yardım et.
-........
Sanırım aşkım nefrete dönüşüyor. Sinem alaycı bir gülüş attıktan sonra Kuzeyin boynuna yapıştı. Ama benim anlamadığım şey kuzey Sineme oranla daha mutsuzdu.
Hatice teyzeyle birlikte konusa konuşa bişeyler hazırladık. Sanırım Sinem beni hizmetçi sanıyor. Ama o boya küpü umrumda değil. Ben tabakları masaya yerleştirmeye başladım. Hatice teyze de kaşık Çatal ve bıçakları yerleştirmeye...
Kuzey bey ve Sinem cadısı da yiyişmeye devam ettiler. Mutfağa geri döndüğümüzde hatice teyze dedikoduya başladı.
-ben bu kızı sevmedim.
-neden
-kız dediğin duruşuyla kendini belli eder kızım. Daha ilk kez geldiği evde hanım ağa havaları yaşıyor. Kuzey buna çok tahammül etmez...
-bilmiyorum ama bende sevmedim. Hayırlısı olsun
-aynen kızım ama hayırlısı bu kızdan kurtulmak olur.
Sofra kuruldu. Yemeğe başladık. Kuzeyin babası bugün eve gelmedi. Sinem boş boş konuşarak yemek yiyordu. Bu benim Sinirlerimi iyice bozdu.
-hepinize afiyet olsun
-deniz yemeğini bitir.
-kuzey doydum size afiyet olsun
Bişey söylemesini beklemeden sofradan ayrıldım. Odama çıktım biraz kitap okuyup uyumaya karar verdim. Fakat Karnım gurulduyordu. Ben sofradan kalkalı iki saat geçmişti acaba Sinem gitmişmidir? Benimde huyum kurusun aç karınla uyuyamam.
Sessizce odadan çıktım. Etrafta kimse yoktu. Mutfağa girdim bişeyler hazırlayıp masaya koydum. Tam ilk lokmayi ağzıma atacaktim ki kuzey mutfağa girdi. Yanıma yavaşça yaklaştı ve tam karşı sandalye yi çekerek oturdu.
-bende acıktım bana da bişeyler hazırla
-çok beklersin kalk kendin hazırla
-deniz kalk bişeyler hazırla yoksa senin tabağındakileri yemek zorunda kalırım.
-Hayır hazırlamayacam. Git Sinem hazırlasın sana
-off deniz Sinem benim sevgilim buna alışsan iyi edersin.
-umrumda değilsiniz
Benim tabağımdakileri yemeye başladı. Bende aç kalmamak için resmen tabağıma saldırdım. Ikimizde aynı şeye çatal batırırken çatallarımız birbirine girdi. Ikimizde aynı anda birbirimize baktık. Gözlerimi kaçırdım hemen ve çatalımı kurtarmaya çalıştım.
Ikimizde doymuştuk. Ben tabağı tezgaha koydum banyoya gidip elimi falan yıkadım. bunları yaparken kuzeye hiç bakmadım. Sanırım o da odasına çıktı. Isimi bitirdikten sonra yukarıya doğru ilerlemeye başladım. Işıkları açmaya üşendiğim için karanlıkta yürüyordum. Birden Kuzeyin odasından çıkan bir el beni odaya çekti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Siyahın içindeki beyaz
ChickLitBir kız buzdan duvarları yıkacak kadar güçlü müdür? peki beyaz siyaha aşık olabilir mi? bu bir beyaz siyah hikayesi değildir. Bu beyazın siyaha karşı mücadelesinin Hikayesidir. ama araya aşk girerse.......