You're My Melody (Düzenlecek)

Jeju Adası Part-2

Bölüm Şarkısı: 2NE1 - Falling In Love

Bom

Sabah uyandığımda gözlerimi açmadan elimle yatağı yokladım. Seung-Hyun yanımda değildi. "Benden önce uyanmış olmalı" diye mırıldandım ve gözlerimi açmadan komodinin üzerindeki saate uzandım. Gözlerimi açmayı becerebildiğimde saatin çoktan on iki olduğunu gördüm.

Yataktan jet hızıyla fırlayıp kendimi yatak odasında ki küçük ebeveyn banyosunda buldum. Kısaca bir duş aldıktan sonra üzerime temiz bir şeyler giyip Seung-Hyun'u bulmak için salona geçtim. Seung-Hyun bıkkın bir ifadeyle elindeki kumandayla kanalları geziyordu.

WGM Kamerası Aktif

Beni görünce ışıl ışıl bir gülümsemeyle "Günaydın" dedi ve yanında yer açtı. Bana açtığı yere oturarak "Seung-Hyun kaçta uyandın?" dediğimde kolundaki saate baktı ve "Yaklaşık bir buçuk saat önce" dedi. "Peki, bir şeyler yedin mi?" dediğimde kısaca başını 'hayır' anlamında salladı ve "Sensiz yemek istemedim dedi"

N: Ne kadar da romantik bir adam <3 *Gözlerinden kalp çıkan emoji*

N: Ah ah bir bize denk gelmez böyle adamlar

J: Böyle bir adamı bu çirkinlikle beklediğin için evde kaldın zaten kjhesfsjejkd *Anırarak gülmeye başlar*

S: Jinwoon gülmeyi kesmezsen bu sefer seni yönetmen hyung bile kurtaramayacak kardeşim *J'nin omzunu tutarken*

N: JINWOON?! *Lazer ışını fırlatan gözler*

N: SEN.

N: BANA.

N: ÇİRKİN.

N: DEDİN.

N: BANA.

N: ÇİRKİN!

N: SEN.

N: ÖLDÜN.

*N, J'nin üzerine atlar. S, N'nin gazabından korktuğu için bir köşeye siner*

~~~~Ve beklenen son yönetmen hyung yayını keser~~~~

Dızzzzzzttt~~

Beni beklemek için bir buçuk saattir aç olması akıl alır bir şey değildi! Omzuna acıtmayacağını bildiğim küçük bir yumruk atıp kızgın bir ses tonuyla "Yah Seung-Hyun! Bundan sonra asla beni beklemek için aç kalmayacaksın! Anlaşıldı mı?" dediğimde burnumu sıktı ve "Onun yerine sen biraz erken kalksan ben hem senden hem de kahvaltımdan vaz geçmesem nasıl olur prenses?" dedi.

Bana prenses demesi hoşuma gidiyordu. Hangi kız kendini özel hissettirecek sözcüklerin söylenmesini sevmez ki? Böyle bir cümle kurmuşken insan nasıl 'hayır' diyebilirdi ki? Yüzüme yapışmış kocaman gülümsememi saklama gereği duymadan "Tamam anlaştık ama ben bir şekilde geç kalkarsam aç kalmak yok ona göre" dediğimde kısaca başını 'anlaştık' anlamında salladı.

Oturduğu yerden kalktı üstünü düzeltti ve "Hadi o zaman yemeğe gidelim açlıktan ölüyorum" dediğinde "Çanta mı alıp geliyorum" dedim ve yatak odasına girip çantamı buldum. İçine telefon, cüzdan, kulaklık, şarj aleti vs. gerekli malzemeleri tıkıştırdığım gibi kendimi evin dışına attım.

Seung-Hyun arabada beni bekliyordu. Sora sora Bağdat bulunur hesabı yolda gördüğümüz insanlara sora sora sonunda yemek yiyebileceğimiz bir restoran bulabilmiştik. Yaklaşık bir saat boyunca tıka basa doyana kadar yemek yemiştik.