Bölüm 40 - FİNAL- Her son yeni bir başlangıçtır

407 35 11
                                    

Bölüm 40- Her son yeni bir başlangıçtır

Bulor "Aşk cennetin dilinden bize kalan tek andır," der.

Sözlüğe göre aşk aşırı sevgi ve bağlılık duygusudur.

Vikipedi'ye göreyse bir başka varlığa duyulan derin sevgiye aşk denilir.

Jamie ne güzel sözler söyleyecek kadar ince ruhlu ne de bilimsel verilerle konuşacak kadar akıllıydı, bu yüzden aşkı kendine göre tanımlaması biraz zaman almıştı. Aşk onun için birkaç kelime ya da sayı değildi. Aşkı tıpkı onun gibi nefes alıyor ve zaman zaman ona gülümsüyordu. Belki de onu fark etmesi bu yüzden bu kadar uzun sürmüştü, birinin onun için aşkın tanımı olabileceğini hiç tahmin etmemişti.

Jamie Nickolai'a aşıktı.

Bunu kendine söyleyebilmesi bir yılını almıştı ama aşıktı işte.

Bu kadar aptal olduğu için kendine kızıyordu. Keşke bunu daha önce fark etse ve Nickolai'a bir yıl boyunca acı çektirmeseydi. Keşke bunu daha önce fark etse ve bir yılını ondan uzak durarak boşa harcamasaydı. Öte yandan kendisiyle gurur duyuyordu, çünkü o aşık olmayı becerebilmişti. Dünyada çoğu insan aşkın tadını alamadan ölüp gidiyordu.

Ona aşık olduğunu fark edeli neredeyse beş gün olmuştu ve şimdiden kendini farklı biriymiş gibi hissediyordu. Ona karşı davranışları da değişmişti, şimdi çok daha yumuşak ve sakindi. Bir anda ona çişi olmasına rağmen kollarının arasından çıkmak istemeyecek kadar bağlanmıştı.

Ve böyle olmaktan gayet memnundu.

Kasılıp hapşırdı. Kayıktan düşmesi ve duştan sonra yaptıkları bağışıklık sistemine hiç iyi gelmemişti. Sevgilisinin uzattığı mendili alıp gürültülü bir şekilde sümkürdü. "Bu lanet nezleyi geçirecek bir büyü ya da iksir yok mu?"

Nickolai ona hazırladığı bitki çayını önlerindeki sehpaya bırakıp yanına yerleşti. Sonra da iki parmağını hafifçe onun çenesine yerleştirip dudaklarını birleştirdi. Vücudu hastalık yüzünden bitkin düşmesine rağmen aniden canlanmıştı. Jamie öpüşmeleri hızlanırken huzur dolu bir iç çekti. İşte, artık hayatında yolunda gitmeyen hiçbir şey kalmamıştı.

Ayrıldıklarında burnu tıkalı olduğu için neredeyse nefessizlikten ölecekti. Ne kadar nefes alamasa da Nickolai ayrılmasa dudaklarını bırakmazdı. "İşe yaradı mı?" diye sordu Nickolai keyifli bir sesle.

Tekrar hapşırdıktan sonra "Sanırım işe yaraması için biraz daha ileri gitmemiz gerekiyor," diye söylendi muzipçe.

Nickolai onu bir kez daha öptü, "O zaman ben dönene kadar ölmemeye çalışsan iyi olur."

Jamie ne kadar istemediğini söylese de Nickolai ilaç almak için eczaneye gitmekte kararlıydı. "Anahtarımı yanına al," diye karşılık verdi. "Ben çoktan küvete girmiş olurum." O kadar uzun zamandır hasta olmuyordu ki herkes alarma geçmişti. Babası uzun bir süre onu doktora götürmek için ısrar etmişti. Annesiyse sabah işe gitmeden önce kendi küvetini doldurup içine bal, karabiber ve limon atmıştı.

Belki de annesi onu iyileştirmeye değil akşam için pişirmeye çalışıyordu, Jamie emin değildi.

Nickolai "Ah, siz insanlar..." diye başladığı cümlesini bitirmek yerine ayaklanıp kapının yanında duran kaseden anahtarını aldı. Kapıyı açıp ona son kez baktı, "Yarım saate görüşürüz, beni çok özleme."

Jamie gözlerini devirdi, "Git artık."

Güzel bir kahkahadan sonra kapı kapandığında Jamie de kalkıp üst kata çıktı, salondan çıkmadan önce Kırık Kalpler Malikane'sini kapatmamıştı. Küvete sıcak su ilave ederken soyundu. En yakın zamanda Nickolai'a ona aşık olduğunu söylemeyi planlıyordu. Ama bunun için özel bir anı beklemek istiyordu.

Lanetli ortaklar (Get Scared)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin