Bölüm 27- Aux vivants, morts et diables de l'Enfer éternel

417 38 12
                                    

Okulum daha bitmedi ama bundan sonra haftada bir bölüm yazmaya dikkat edeceğim 

Bu arada, bu Kame x Nick'in son bölümü, yani beni dövmeyin. Bir sonraki bölümde Jam ve Nick çok şeker bir şekilde geri dönecek <3

İyi okumalar!! Vote ve yorumu unutmayın!


Bölüm 27- Aux vivants, morts et diables de l'Enfer éternel (1) (Yaşayanlara, ölülere  ve sonsuz cehennemin şeytanlarına)

Şeytana ait olup kardeşini öldüren Cain gibi olmayalım, Cain neden kardeşini öldürdü? Kendi yaptıkları kötü, kardeşinin yaptıkları doğru olduğu için öldürdü.

 1. Yuhanna 3:12

Kurşun kadar ağır ve gri bulutlar gökyüzünü esir almıştı; kuşlar her an peydahlanabilecek bir fırtınayı bekler gibi ötmeyi kesmiş, hayvanlar inlerine çekilmişti. Kelpie (2) ( İskoç mitine göre, at biçimli karşısına çıkan insanları suya çekip boğan kötücül bir su perisi.) gibi acımasızca esen rüzgar çoğu çiçeği köklerinden söküp ardına katmış ve ağaçların dallarını kırmıştı. Fırtınanın getirdiği İll'in (3) (Strasbourg'dan geçen bir nehir) damlaları bir yağmur gibi Strasbourg'un üstüne yağıyordu.

Eski kilisenin gördüğü meşe bir o yana bir bu yana sallanırken dallarına uğursuz baykuşlar gibi tünemiş iki vampir kıpırtısızdı. Kaşları çatık, yüzleri gergin ve omuzları yukarı kalkmıştı. Bu halleriyle tam anlamıyla doğaüstü ve sonsuz duruyorlardı.

 Güneşin ufuk çizgisinde kaybolmasına az kaldığı için etrafı pembe bir karanlık kaplamıştı. Eğer kardeşleri Joachim yanlarında olsaydı, kesinlikle bir mahşer tablosundaymış gibi hissettiğini söylerdi.

Ama değildi.

Nasıl hayvanlar Michael'in ne zaman onları yanına alacağını seziyorsa Weber ve David de sona yaklaştıklarını hissediyordu. Ama onların sonu ne bir melek tarafından sunulacak ne de huzur dolu olacaktı, ikisi de sonlarının soğuk ve kanlı olduğunu biliyordu. Üstlerine çöken hüzün ve umutsuzluk işte bu yüzdendi.

"Bunu yapmak zorunda mıyız?" diye inledi Weber. Sert rüzgar kahverengi saçlarını mermer alnına yapıştırıyor ve başını çevirip abisine bakmasını zorlaştırıyordu. Rüzgar yüzünden gözlerinin sulanmasına rağmen abisindeki değişiklikleri en küçük ayrıntısına kadar görebiliyordu. Abisi ve babası olarak gördüğü genç adam iyice kasılmış, gerilmiş ve içine kapanmıştı. Kafasını saklanmak istermiş gibi iki omzunun arasına almıştı, dudakları buğulu ufuk kadar incelmiş ve gözleri küçülmüştü. Weber onu babalarının yanlışlıkla bir avcı tarafından vurulduğunu öğrendiklerinde bile böyle görmemişti.

"Zorunda olduğumuz hiçbir şey yok kardeşim," diye söylendi David rüzgarda kaybolan bir sesle. "bunu istediğim için yapıyorum, Joachim bunu hak ettiği için."

"Aşık olmanın cezası bu kadar ağır olmamalı."

"Bu aşkın değil, nankörlüğün cezası."

David başına üşüşen düşünceleri dağıtmak istermiş gibi başını iki yana salladıktan sonra kendini serbest bıraktı ve bir heykelmiş gibi rüzgardan etkilenmeden hızla yere indi. Weber onun nereye doğru ağır adımlar attığını elbette biliyordu; bilmediği şey onu takip etmek isteyip istemediğiydi. Gerçi Joachim'in Veronika'yı seçtiğini göz önünde bulundurursa gideceği başka bir yer yoktu. Beceriksizce oturduğu daldan aşağı zıpladı ve kardeşini birkaç adım geriden takip etmeye başladı.

Aynı yatakta uyandıklarında ikisi de bugünün son için uygun olduğunu düşünmüştü. Bugün Veronika'yı öldürecek ve evlerini yaktıktan sonra Strasbourg'dan sonsuza kadar ayrılacaklardı. Bugün üç kardeş olarak geçirdikleri son gündü, bundan sonra sadece David ve o olacaktı.

Lanetli ortaklar (Get Scared)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin