Emotional Celtic Music - She Who Watches
*************
''Bebeğimi istiyorum, güzel yavrumu getirin bana! Kızımı getirin!''
Genç kadının haykırışları neredeyse malikanenin her yerinden duyuluyordu. Herkes yataklarından fırlamış, bütün odalar aranmış, ahıra, samanlığa, hatta malikanenin çevresine bakması için adamlar gönderilmişti. Ama Vikon Alenkov Lenikov'un huzuruna geri dönüp rapor veren her köle, uşak veya hizmetli aynı kötü haberi taşımıştı efendilerine; Bebek bulunamamıştı. Genç karısı bebeğin odasında, beşiğin dibinde bağıra çağıra ağlarken, o bir Efendi olarak metanetini korumaya çalışıyordu ama içinde kopan fırtına belki bir şehri yerle bir edebilirdi aslında.
''Sakin olun hanımım, bulacaklar onu, güzel Sanisha'mız bulunacak. Ne olur güçlü olun.''
En kıdemli yardımcısı, genç hanımını teselli etmeye çalışıyordu ama söylediklerine kendisi de inanmıyordu aslında. Efendisi ve genç hanımının çocukları ortadan kaybolmuştu sanki. Bebeği kontrol etmeye gelen hanımı, bebeğin yanında uyuyan yardımcısını bayılmış halde yerde yatarken bulmuş, bebeğin beşikte olmadığını görünce gelip kendisini uyandırmış ve sonra bebeğin kaybolduğuna kanaat getirdiğinde acı bir çığlık atıp dövünmeye başlamıştı. Onun ağlamalarına ve yakarışlarına koşup gelen Vikon Alendurov da derhal herkesin uyanıp küçük kızını aramasını emretmişti.
Olayda bu emirden sonra daha net anlaşılmaya başlanmıştı çünkü evin arka tarafında bir ceset bulmuşlardı. Evin genç çalışanlarından biri olan kadın bıçaklanarak öldürülmüştü. Bu ceset olayın bir kaçırma olma olasılığını güçlendiriyordu. Genç kadını kim öldürdüyse ya onunla iş birliği içerisindeydi ve konuşmasın diye yapmıştı bunu ya da kadın çocuğu kaçıran kişiyi fark edip takip ederken öldürülmüştü. Fakat eve zorla girildiğine dair bir iz olmaması içeriden yardım alınmış olması ihtimalini güçlendiriyordu. Tabii bir de bebeğin odasında baygın olan bakıcı vardı. Onun da kafasına sert bir şeyle vurularak bayılması sağlanmıştı. Kendine gelmesi için uğraşıldığında anlatacakları önem arz ediyordu.
Alendurov Lenikov üzerini giyinmiş, bakıcının kendine gelmesini bekliyordu sabırla. Malikanenin çevresine dağılan adamlar av köpeklerini de yanlarına alıp sağa sola bakınıyorlardı ellerinde gaz lambalarıyla ve meşalelerle. Kışın en soğuk gecelerinden birinde pek de kolay olmayan bu arayış onları hırsıza ait olabilecek izlere götürmek de gecikmemişti. Köpekler kadının cesedinin ilerisinde ayak izlerine, daha ileride bir atın nal izlerine rastlamışlardı. İzler sonra ağaçların içinden geçip ilerliyordu. Her kime aitse izler bu çevreyi bilen biri olma ihtimali yüksekti. Soğuk havada kaybolma korkusu yaşamadan ağaçların içine dalmak cesaret isterdi çünkü.
Alendurov Lenikov, umudu azaldıkça öfkeleniyordu. Kim, neden böyle bir kötülük yapardı ki ona? Güzel meleğine kim el uzatabilirdi kendi güvencesi altındaki bu evde? En çok da bunu hazmedemiyordu, gelip biricik kızını onun korumasından söküp götürmüşlerdi. Ama eğer bunu yapanı bulursa bedelini çok ağır ödetecekti ona. Önce ellerini bileklerinden kestirecek, sonra kalbini sökecekti o yaratığın! Ama ya kızına, güzel meleği Sanisha'sına bir şey yaptıysalar, ya yavrusunun canına kıydıysalar? O zaman bu acıya nasıl dayanırdı Vikon?
''Tanrım yardım et! Kızımı koru, onu bağışla ve güvencene al. Ona kötü bir şey olmasın, kızıma dokunmasınlar o hainler! Kim yaptıysa bu kötülüğü bulmama yardım et. Yardım et ki herkese ibret olacak bir ceza vereyim ona veya onlara. Bunun bedelini ödeteyim!''
Vikon çalışma odasında bir sağa bir sola gidip gelirken ve dua ederken hizmetçilerden biri sonuna kadar açık kapıdan içeri daldı ve,
''Anna kendine geldi efendim! Başı çok ağrıyormuş ama hatırlıyormuş olanları.'' Alendurov Lenikov başka zaman olsa pat diye odasına dalan bu kadını bir güzel azarlardı ama şimdi getirdiği haber yüzünden buna göz yumacaktı elbette. Ok gibi fırlayıp hizmetçinin yanından geçerken tüm sinirleri gerilmişti. Merdivenleri nasıl çıktığını bilmeden kendisini çocuk odasında buldu. Genç ve güzeller güzeli karısı bakıcının yakasına yapışmış hesap sormaya başlamıştı bile o gelmeden.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ASTASYA 2 / ATEŞ ÇİÇEĞİ
Fantasy2. KİTABIN YAZIMINA ŞİMDİLİK ARA VERDİM. TEKRAR BAŞLADIĞIMDA DUYURU YAPARIM. Bir gece vakti küçük bir bebek ormana bırakıldı. Ölsün diye götürüldüğü orman ona kıyamadı. Mavi gözleri safirler kadar parlak, Kızıl saçları alev alev yanacaktı. Eşsiz bi...