C-3

263 38 1
                                    

"Bana çarpan senmiydin?"

Agzimdan dökülen kelimere engel olamamıstım.. ki şaşkınlık tüm atmosferi kaplamıştı kuzguni kahveler gözlerimi bulduğunda çok az bi şaşkınlık aktıgını  ve yerini nedenini bilmedigim bir öfkeye bıraktıginı  ayrıca kendini ve ellerini sıktıgını görebiliyordum , ki sesi duyuldu bir anda kulaklarımda ;

-Sabah önüme atlayan manyak sendin demek !

Dedi sakin sesiyle ama öyle ki ben bu cümleden hem alay hem tehdit tınısı alıyordum. Gözlerine baktıgımda ise anlandıramadıgım bir öfke varďı ben gözlerine bakıyordum ki yanıma ne zaman geldi anlamadım. Bir anda kolumu sertçe kavraması ile inledim yüz hatları gerilmiş çenesi kasılmıştı sanki sakin olmak istiyormuş gibi kafasını saga çevirip sesli bir soluk aldı aynı hızla bana döndügünde kükrercesine ;

-Canına mı susadın lan sen ?

Diye bagirdı hem eli kolumu daha fazla sıkıyor hemde kükrüyordu. Bir an için konuşabilme duyumu kaybettim ve kaybolan sesimi bulmaya çalıştım .

Gözleri gòzlerim ile buluştugunda soğuklugundan titremeye başlamıştım bile . Beklemediğim bir anda kavradıgı kolumu sertçe geri bıraktı. Ayaklarımın birbirine dolanması ve boş bulunmamın etkisi ile sersemleyip yere düştügümde hala bu şoktan çıkamamıştım. 

Açıkcası korkudan ne yapacagimı dahi bilmiyordum dilim lâl olmuş bedenim işlevini yitirmişri ;

-Ne planlıyordun ki ? Lanet olsun arabamın altında ölmeyi mi ?! Senin aptal ölüm planların yüzünden büyük bir toplantı kaçırdım lanet olsun derdin neydi ki senin ahmak!

Uzun cümlesinden ve kükremesinden agladıgımı bile farketmedim. Harfler kafama birer birer çarpıp tekrar yere düşüyordu bir yandan titriyor bir yandan buradan hemen kaçmak istiyordum  . Sag elimle yerden destek alıp kalkmaya çalışıyordum ki başarılı olamadım.

Titreyen bedenimi ve şuan yagmur yağdıran gözlerimi aldırmadan kafamı kaldırıp bana bakan  kahverengi gözlere kenetledim gözlerimi. Bedenim gibi titreyen sesimle konuşmaya başladım aslında çalıştım ;

-B-ben ö-özür dilerim bilmeden oldu .

Agzımdan sadece bunlar ďöküldu ve açıkcası niçin özür diledigimi bile bilmiyordum  . Karşımdaki adam şuan celladım gibi duruyordu , gözlerinde kocaman bir  boşluk vardı ve hissiz di fazla hissiz....

Bir anda gòz yaşlarımdan mıdır bilmem görüntüp bulanıklaştı ve ani bir baş dònmesiyle bedenim tok bir sesle soguk yere temas etti. Sesler duyuyordum ama net degildi , uğultudan ibaretti hepsi . Çok geçmemişti ki   agzımda metalik bir tat ve burnumdan yanagıma oradan yere temas eden bir sıcaklik hissettim sonrası bir kuyuya düşüp kendini karanlıga bırakmak gibi birşeydi .

~Deniz~

Kader! Kadere her zaman inanmışımdır. Benim hayatımda tesadüfe hiç bir zaman yer olmamıştı . Ya kader di ya olması gerekendi . Aylarca , senelerce aradıgım kız kendi ayagı ile avcumun içine geliyordu en güzel bicimde yerleşiyordu . Bu saaten sonra olacaklari ne kimse tahmin edebilir ne de biri beni durdurabilirdi . Karşimda ki kıza baktım sinirle , geçmişin tüm izlerini taşıyan ve bedelini ödeyecek bu kız hicbir şeyden habersiz duruyordu ama , karşimda böyle nefes alması bile benim sinirlerimin gerilmesine neden oluyordu bu saaten sonra hersey yavaştı ... ne o bir avdı ne de ben bir avcı .

Tekrar kıza odaklandıgımda karşımda zangır , zangır titreyen bedeni ile agzında özür dilerim gibi birşeyler geveledi net degildi anlamadım . Mert gelip kolumdan sıkıca tuttu bir adim geriye attıgımda ayagimın ucunda ki hareketlilik ve tiz cıglık sesleri ile gözlerimi yere çevirdigimde..  Küçük kızın kücük bedeni yere -ayaklarimın dibine düşmüştü tam egilmek icin hamle yaptıgım sırada burnunun kanaması başlamıs hatta burnundan yanagina ordan yere yavasca bir gölet oluşturmaya başlamıştı bile .



Kaç dakika öyle ayakta dikildim bilmiyorum etraftakiler koşusturmaya başlamış kızın etrafina toplanmıştı kafamda ugultudan başka bir bok yoktu ..

Resmen transa geçmiştim ellerimin titredigini anladım yerde yatan kıza bir kez daha baktım yerde yatan o hali beynimden vurulmuşa döndürdü beni .

Bir an gòzlerim yere teker teker bir sanat eseriymiş gibi sırayla düşen kana takıldı içimden bir ürpereti geçerken sesli bir şekilde iç çektım.  Ne kadar tanıdıktı bu manzara tıpkı.... tıpkı annemin ölümü gibi ...

Annem gözümün önünde aynen bu şekilde ölmüştü hiç bir şey yapamamıştım hoş 8 yaşındaki bir çocuk ne yapabilirdi ki ? 

hemde annesi babası tarafından dövülürken. Annem gòzlerini kapatırken dudagında belli belirsiz bir gülümseme oluşmuştu sanki kurtuldum diye seviniyormuş gibi ... ölümün bu kadar güzel olacagını düşünmemiştim , her zaman korkmuştum ben ölümden ama annem gülümsüyordu zarif bedenine ne kadar yakışmışti ölüm.. o kanlar icinde yerde dagınık bi şekilde yatarken bile güzeldi cennet kokardı güldügünde herkesi kıskandıracak güzellikte bir şaheser sunardı   ama ben o ölürken sadece yere çarpan kan damlalarını sayabilmiştim .

Soluksuz izledigim son şeydi annemle ilgili ...koyu kırmızı kanı yoktu herkes gibi aksine soluk pempe bi tondaydı ve saniye ile saliseseye uyumlu bir şekilde akıyordu yan tarafina babamın sinirle kükreyip bagırması ardından gelen sinir krizi beni o gòrüntüden uzaklaştırmıştı ..

Ben geçmişimde kaybolurken mertin sarsmasiyla kendime geldim ,  karşımda annem gibi uyuyan kızı tekrar fark ettigimde  bedenim benden habersiz yere çöktü biranda kucakladım .  Belki annem böyleyken kurtarma şansım yoktu ama onu kurtaracaktım ve avuclarimin arasina aldiğimda defalarca ölmek icin yalvaracaktı bana ;

Hızlı bir şekilde cafeden çıkıp arabama yöneldim mert kendi arabasına gecmem için isaret yapınca hemen arka koltuga gectim hala kucagımdaydı kafası omzumdaydı ve düşen kan damlaları delercesine gömlegimin içerisinden süzülüp çıplak bedenime kurşun gibi degiyordu.

Mert hızla ön koltuga binmiş arabayı calıstırmaya başlamıştı bile , ben ise gözlerimi ondan alamıyordum kahretsin çok masumdu  hiçbir av bu kadar masum hiçbir katil bu kadar acımasız olmazdı . Kafamı kıza doğru egdigimde  şöylece süzdüm onu  dolgun kırmızı dudakları soluk pempe olmuştu uzun kıvrımlı kirpikleri aglamaktan hala ıslaktı nefesi sessizdi ama her an kısık kısik nefesini kesmemek icin kendimi zor tutuyordum .

Sonunda hastaneye gelmistik  mert sedye diye bagırdıgında ben kendimden taviz vermeden  kucagımda ki beden ile öylece duruyordun  bir süre daha o  şekilde ayakta öylece durdum . Biranda kollarım hafifledi ve kollarimda ki kizi aldilar.

Herkes zamanla yarışıyor gibiydi fakat benim dünyamda zaman kavramı yokmuş gibi hastaneden içeriye girmeden geri döndüm hızlı adımlarla caddeye çıkıp bir taksi cevirdim soğuk bedenimi ürpertirken gömlekteki kan vucuduma yapışmış ve kurumuştu kokusu burnumu dolduruyordu kahretsin(!) Toparlanmam lazım kafamı toplamam lazım  geldigimizde cebimdeki tüm parayi adama bırakıp koşar adım eve girdim ,
Odama çıkıp gömlegimi yırtarcasına çıkarıp odaya rastgele fırlattım bir yandan soyunurken bir yandan banyoya yönelmiş yürüyordum

Hızla küveti doldurup kendimi soğuk suyun içine attım gözlerim kapanırken aklımda hâla o kan damlası vardı bir damla kan....

~CELLAT~(yazım Hataları Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin