C-13

104 28 2
                                    

Saçımdaki acı ile gözlerimi araladım , ilk başta tam anlayamasamda karşılaştıgım manzara küçük dilimi yutturacak cinstendi celladım yatakta diz çökmüş yüzü yüzüme yakın ve elleri saçlarıma asılmış vaziyetteydi , kuzguni kahveleri yogunluktan siyaha dönmüş ve neredeyse feri yok olmuştu ben icinde bulunduğum şoktan çıkamamışken saçlarıma daha çok asılıp kükremeye başladî ;

-Sen ne arıyorsun lan benim yatagımda ?!

Sesim devreden çıkmış durumdayken sadece saçımdaki baskîdan dolayı çığlık atabiliyordum beynim bilincini yerine getirdiginde debelenmeye ve elinden kurtulmaya çalıştım ama faydası yoktu ;

-Lan sen kimsinde benim yatagımda benim koynumda yatıyorsun ?

Gòzü dönmüş celladım hala beni aşagılamaya ve canıma kast etmeye devam ediyordu ayaga kalkıp benide saçlarımdan sürüyerek kaldırdı acı dolu inlemeler ve çıglıklar bir bir dökülüp duvarlara çarparken yapabilecegim başka birşey yoktu . Göz pınarlarım yaşlanmaya başlamıştı ve görüntüm bulanıklaşmıştı , odanın içinden sürükleyerek çıkardı merdivenleri sürüyerek indirip büyük salona savurdu beni saç tellerim ellerinin arasinda kaldıgında tiksinircesine bakıp ellerindeki saçlarımdan kurtulmaya çalıstı . Dizimdeki acı sürüklenmemden dolayı acısınî belli ederken saç diplerimin kanadıgına emindim göz yaşlarım damla damla yüzümü yalamaya başladı sonra gözlerimi kaldırîp celladıma baktım ne vardı o bakışlarda ? Kin , nefret igrençmişlik ve acıma tohumları yayılmıştı irislerine ne kadar yaralayabilir di ki ? Ne kadar öldürebilirdi beni . Bilmem ama cevapları olmayan seylerdi bunlar .. bunlar beni yaralar mıydı ? ' Sen kim oluyorsunda benim yatagıma giriyorsun ' diyordu celladım . Ya sahi ben kimdim ? Ve firar etti hıçkırıklar damlalar  suzüldü durmaksızın, nefes yoktu bogazımdaki yumrudan . Egildi suratıma doğru ben ise korkumdan titreyen ellerimi siper ettim yüzüme aciz bedenim zangırdıyordu omuzlarım sallanıyordu kalbim parçalanıyordu ve şu meşhur karanlık dahada çekici gelmeye başlıyordu içine çekmemesi için neden sunamiyordum artik ve artık çok çok yakindı bana .... Ölüm.!
Yine sesini duydum;

-Her gün ölmek icin yalvaracaksın kücük ,Yemin ederim ölmek için bedenin onümde diz çökecek .

Tanımadıgım adamın gunahını ben çekiyordum neden ? Çünkü onun genlerini tasıdıgım için . Bir kez daha titrememe neden oldu karşımdaki kuzguni hareler catallaşmış kısık sesimle konusmaya çalıştım  ne dediğimi bilmeden ve düşünmeden ;

-Hayatımı zaten mahvettin . Daha ne yapabilirsin aşagılik herif ?

Gozlerimi gozlerine sabitledim ve tıslarcasına meydan okudum;

-Kaybedecek birseyim yok elinden geleni ardına koyma ' Deniz Görkem'

Ortamı kıkırdama veya gülme belki kahkaha karışımı sesi doldurdu tam anlayamadım ama her açıdan sahte oldugu belliydi kafamı dikleştirip yüzüne odaklandım korkusuzca her nekadar korkmadıgımı göstermeye çalışsamda aglayan gözlerim titreyen vücudum ve çatalaşmış sesim hepsini yalanlıyordu ne acı .
Saçlarıma dolanan ellerle bir kez daha çıglık attım arkadan asılmasi ile boynum ortaya çıktı ve yüzüm yüz hizasina çok yakındı öyleki ılık nefesi benim soģuk nefesimle karışıyorudu .

-Bana meydan okumaktan vazgeç!

Kükremişti yine irkilip arkaya atmaya calistim ama bu hareketim ellerinde olan saclarimin daha cok sizlamasina neden oldu , saclarima son kez asılîp beni geriye savurdugunda sac köklerim daha çok acımış yere olan hızlı temastan kafam ahşap zemine çarpıştı yine dudaklarım çıglık atma görevini yerine getirirken savrulan bedenimle hareketsiz birşekilde yerde kalmıştım goz yaşlarım yanaklarimdan süzülüp parkeyi ıslatirken yine onun ilâhi sesi duyuldu kulaklarımda ;

~CELLAT~(yazım Hataları Düzenleniyor)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin