Multimedya'da Emir
Ellerimi tutup avuçları arasına aldı ve dizine uzanmamı işaret etti. Ayakkabılarımı çıkartıp yatağa çıktım, başımı dizlerinin üstüne yavaşça bıraktım. Ne zaman böyle yan yana olsak hep huzurlu hissederdim. Kollarının arasında gerçek şefkati ve güveni bulurdum.
Yavaşça başımı okşamaya başladı. Usul usul zarar vermek istemezcesine dokunuyordu bana. Parmakları saçlarımla buluşunca dokunuşları daha da narin bir hal almaya başladı. Ürkek davranıyordu. Güven vermek adına elini hafifçe okşadım ve kafamı kaldırıp yüzüne baktım. Gülüyordu ki ilk defa. O kadar çok özlemişim ki onu mutlu görmeyi. O hak etmiyordu burda olmayı. Kaybetmedi benliğini, biliyor ve tanıyordu beni.
Yavaşça doğrulup yanına oturdum. "Ahh anne. Keşke konuşsan. Sana anlatacağım o kadar şey var ki. Bana yardım etmen lazım. Galiba senin oğlun aşık oldu. Bahsetmiştim ya Miray vardı. Ahh anne ne kadar güzel bi görsen. Tam senin isteyeceğin gelin adaylarından. Utangaç, mütevazi ve güzel... Bana yardım et ne yapmam gerektiğini bilmiyorum. Gittikçe benden uzaklaşıyor. Onu kaybetmekten korkuyorum anne. Ben aşık oldum.".
Gözlerinin içi parlamaya başlamıştı. Eğilip yanağıma bir öpücük bıraktı. Yatağın yanındaki dolaptan bir kağıt çıkarıp üzerine bir şeyler yazmaya başladı. Yazmayı bitirince bana uzattı.
"Git ve konuş onunla" Yazıyordu. Cesaretim var mıydı bilmiyorum. Ama geç olmadan yapmam gerekliydi. Yataktan kalkıp, ayakkabılarımı giydim. Annemin ellerini öpüp odadan çıktım. Adres belliydi. Artık kaçış yoktu.=Miray'ın Ağzından=
İnce yeşil tül perdelerimin içeriye sızdırdığı gün ışığıyla yatakta doğruldum. Güneş masmavi gökyüzünü rengiyle süslüyordu. Hava ılıktı ve birazda rüzgar vardı.
Yataktan aşağıya inip pencereye doğru yöneldim. Esneyerek kendime geldim. Dallarda ötüşen kuşların sesleri ve caddenin başındaki 60'lı yaşlardaki bisikletli amcadan başka sokakta bir hareketlilik yoktu.
Bir süre daha dışarı izleyip banyoya girdim. Elimi yüzümü yıkayıp dişlerimi fırçaladım. Daha fazla oyalanmadan banyodan çıkıp dolabıma yöneldim. Beyaz bir tişörtle şort seçip giydim ve üzerime de bacaklarımı kapatan bir hırka geçirdim. Birkaç eşyamı da küçük valizime koyup, masanın üzerinden evin anahtarlarını alarak ayakkabılarımı giydim ve evden çıktım. Bir taksi çevirdim ve gideceğim adresi ona söyleyip arka koltuğa oturdum. Camdan dışarıyı izlemeye başladım. Bugün o planladığım güzel hafta sonunun ilk sabahıydı. Hava da şansıma iyiydi. Önce 2 haftadır görmediğim ailemin yanına gidecektim. Babamı, annemi, Tuana'yı çok özlemiştim. Bir an önce yanlarına gitmek, doya doya vakit geçirmek istiyordum onlarla.
Villa'nın önüne gelince taksiye ücretini ödeyip, indim. Uşağımız Mustafa Amca beni görür görmez hemen kapıya koşmuştu.
"Miray kızım, hoşgeldin" diyerek bana sarıldı.
"Hoşbulduk Mustafa Amca" diyerek bende ona kocaman sarıldım.
"Nasılsın kızım çok özledik seni"
"İyiyim. Bende sizi çok özledim Mustafa Amca. Hayriye Teyzem napıyo?"
"Mutfakta sana güzel yemekler yapıyor kızım. Biri deri bir kemik kalmışsın ya sen. Bol bol ye artık. Hadi içeri geç artık. Önder Bey'le Meral Hanım seni bekliyolar" diyerek beni salona kadar geçirdi. Elimdeki valizi alarak odama çıkarttı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TATMİNATÖR
Chick-LitAğlamaya başladı. "Ne sandın lan sen beni? Git ilk önce vurduğun çocuğun kim olduğunu öğren, sonra gelip bana hesap sorarsın. Yeter be yeter... Sen hayatıma girdiğinden beri hiç ağlamadığım kadar ağladım. Kendime bir söz vermiştim, senin yüzünden b...