Multimedya'da Emir'in seçimi
Dışarı çıktığımda Emirle Cereni kavga ederken buldum. Bir iki kere seslenmeme rağmen ikisi de bana bakmıyolardı bile. En son Ceren diye bağırdım. İkisinin de susup bana dönmesiyle beraber gözleri bi anda kocaman açıldı. Ben anlamsızca onlara bakıp niye böyle bi hal aldıklarını anlamaya çalışıyordum. Ceren daha fazla beklemeyip yanıma gelerek, elimden tutup beni etrafımda döndürdü.
"Miray sen mi seçtin bunu, söylediğim her şeyin yanlış olduğuna karar verdim. Sen şu kuralları hatırlamaya başlamışsın."
dedi şaşkın gözlerle.Beğenilmiş olmanın vermiş olduğu gururla
"Emir'in seçimi" dedim.
Ceren'in duruşu bozulsa da
"İyi seçim yapmış" dedi ona dönerek.
Emir'de başını sallamakla yetindi.
"Miray ben gidiyorum. Abdullah aradı, acil konuşmamız gerektiğini söyledi. Sen beğendiysen bunu al, çünkü gayet güzel oldu. Ben kaçıyorum, görüşürüz" diyerek Ceren hızla yanımızdan ayrıldı.
Ceren gittikten sonra kısa süreli bir sessizlik oluşmuştu aramızda. Dayanamayıp
"Nasıl olmuşum" diye sordum Emir'e.
" Güzel olmuş, sende beğendiysen alabiliriz bunu" dedi
"Tamam olur" dedim ve tekrar çıkarmak üzere kabine geri girdim.
Elbiseyi aldıktan sonra bir şeyler içmek için kafelerden birine yöneldik. İçerideki masalardan birine geçip bize doğru gelen garsona siparişlerimizi verdik.
"Miray, biliyorsun seninle pekte iyi bir tanışmamız olmadı ve sonraki yaşadıklarımızda pek hoş şeyler değildi. Ben seni gerçekten doğru tanıdığımı düşünmüyorum, kendimi de doğru tanıtamadım sana. Ama istersen gerçek Emir'i tanımanı istiyorum." Dedim.
"Haklısın pekte iyi şeyler yaşamadık. Bende sanırım çok yanlış tanıdım seni. Benim hakkımda merak ettiğin ne varsa sorabilirsin." Dedim içten bir gülümsemeyle.
"Hmm peki. Ailenle ayrı yaşamanın sebebi ne?""Bu biraz karışık. Daha çok babamın sorumluluk sahibi olmam için vermiş olduğu bir karar. "
"Anladım tek çocuk musun?"
"Hayır 10 yaşında bir kız kardeşim var. O annem ve babamla beraber yaşıyor." Dedim
Bu arada siparişlerimiz de gelmişti."Ya seninkiler" dedim bende.
"Babam bildiğin gibi okulun müdürü, ailenin tek çocuğuyum, kardeşim yok" dedi gülümseyerek.
Annesi hakkında hiçbir şey söylememişti. Çekinerek "ya annen?" Dedim.
Yüzündeki varolan gülümseme bi anda silindi ve derin bir nefes alıp cevap verdi.
"Ben küçükken bizi terk etmiş" diyebildi sadece. Onu böyle görünce benden bir parça kopmuştu adeta. Kırdığım pot adına hemen özür diledim. Zorda olsa önemli değil diyerek gülümsemeye çalıştı. Kim bilir geçmişi hatırlatarak ne kadar üzmüştüm onu. Belki de onun böyle soğuk ve hissiz olması bu yüzdendi. Anne sevgisi görmemiş olmasaydı sebebi.
Kendini toparlayıp "artık gitsek mi?" Diye sordu.
"Olur" dedim ve masadan kalktık. Otoparka geldiğimizde buraya Ceren'in arabasıyla geldiğimin farkına vardım ama şimdi o yoktu.
"Aklından geçenleri iyi biliyorum küçük. Atla ben bırakıcam" dedi ve elinde duran kaskı o içimi eriten gülümsemesiyle bana doğru uzattı. Kaskı başıma geçirip arkasına oturdum. Motoru çalıştırdı ve bana dönüp baktı. Bi şeyi eksik yapmıştım sanırım gözüyle bi yeri işaret ediyordu. Benim anlamayacağımı anlayınca ellerimi tutup beline sıkıca sardı. Ve yine o şahane gülüşlerinden birini yollayıp önüne döndü.
Evin bahçesine gelince motordan inip kaskımı çıkartıp ona uzattım.
"Eve bıraktığın için teşekkürler."
Göz kırparak "ne zaman istersen" dedi.
"İstersen Chuck'ı bi gör, seni özlemiş olmalı" dedim.
Gülümseyerek motordan indi. "Bende özledim aslında, görsem fena olmaz" dedi.
Beraber eve doğru ilerledik, kapıyı açtım. Önden ben arkadan o peşi sıra içeri girdik. Chuck kapının sesini duymuş olmalı ki, koşarak bana doğru geldi.
"Chuck bak sana kimi getirdim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TATMİNATÖR
Literatura FemininaAğlamaya başladı. "Ne sandın lan sen beni? Git ilk önce vurduğun çocuğun kim olduğunu öğren, sonra gelip bana hesap sorarsın. Yeter be yeter... Sen hayatıma girdiğinden beri hiç ağlamadığım kadar ağladım. Kendime bir söz vermiştim, senin yüzünden b...