Varken Yok Olmak

282 30 5
                                    

Bir ağacın gölgesinde sabahladı huzurum.
Gövdesine yasladığı sırtı uyuştu her gün...
Nasırların acısı ruhunu sarana kadar da farkına varmadı.
Her bir dalı kırıp geçirdi gözü dönmüş!
Ağacı çıplak bıraktı elleri kanayana kadar.
Peki yanılmış olabilir miydi?
Bir zamanlar yoldaş mıydı yalnızlığına,
Bu harabeye dönen ağaç?
Geriye alsa olmaz mıydı zamanı?
Güneş tekrar doğsa bir umut misali!
Pişmanlık bir dağ gibi büyüdü göğsünde.
Huzur, uzaklardaki dalgalardan taştı.
Öfkenin sıcaklığı güneşi de yaktı.
Ömrünün kalanını dinledi her bir gözyaşında.
Söndü en büyük ateşin harında.
Son günün son notalarını çalan piyano kadar acıklı şimdi nefesleri.
Kaybolmuşluğuna lanet eder gibi...
Kaç ufuk daha beklenirdi yeni bir doğuş için?
Özlemez miydi incinse de giden?
Peki kuşlar!
İlk o an mı bıraktı kanatlarını çırpmayı?
Yoksa, yoksa ilk an mı uzaklaştı gözkapaklarımdan?
Şimdi...
Dinle o zaman gönül yangınlarımı!
Sessiz atıyorum artık adımlarımı.
Kalan her bir yaprağın nasıl kıymetli!
Bende başın arşa değiyor.
Toplarım her saçılan parçanı,
İncitmem hiçbir zerreyi artık!
Bendeki değerini bilmeden...

Gitmeden sahiplenirim her şeyi...

Kirpiklerinden Kuşlar UçurdumHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin