Elindeki bıçağı seri hareketlerle döndürmeye başladı. Karşısındaki üç kurbanı da şimdi daha tedirgindi. Ölüm korkusu hepsinin damarlarına kadar işlemişti. Adrenalin doruk noktadaydı ve dokunsalar başka hiçbir şeye gerek kalmadan kalpten ölebilirlerdi. Bir gün önce sevdikleri insanların yanında mutlu ve güvenli bir şekilde güne başlayan bu insanlar bugün elleri arkadan bağlı bilmedikleri bu köhne dairede kendilerini ölüme hiç olmadıkları kadar yakın hissediyorlardı. Tam karşılarında tekli koltukta oturan bu yabancının rahat hareketleri durumlarına hiçte yardımcı olmuyordu. Şuan için düşündükleri tek şey nasıl öldürülecekleriydi. Adamın elindeki o bıçakla işkence edilerek mi ? Yoksa biranda boğazları kesilerek mi ?- belki daha az acı duyarlardı-. Belki de bir ihtimal yakınlarından fidye istenecek ve karşılığında hayatları bağışlanacaktı. Ama savaştan çıkmış gibi görünen bu ev pekte para peşinde koşan bir insanın tercihine benzemiyordu.
Bu düşünceler üçünün de aklından farklı zamanlarda geçti. Yine bir gün önce sorsalar ölümle alakalı dizi ve filmlerdeki karakterlerin ölüm sahnelerinden daha fazla tecrübesi olmayan bu üç kişinin şuan tek düşündüğü şey ölümü nasıl karşılayacaklarıydı . İki kız yirmili yaşların ortalarındaydı adam ise otuz otuz beş yaş aralığında gözüküyordu.
" Muhtemelen size ne yapacağımı düşünüyorsunuzdur! "
Konuştu. İlk kez. Kaderlerinin bağlı olduğu bu tekinsiz adamın konuşmasıyla herkes bütün ilgiyi ona verdi. Ne de olsa hayatlarına bir anda giren azrailleri olabilirdi.
"Sizinle konuşmak istiyorum. Bu muhabbet bir hayli bilgilendirici olabilir yada kısayoldan sizi ölüme götürebilir. Tercih tamamen size kalmış."
Potansiyel katil adayının -ölüm-kelimesini ağzına almasıyla zaten en güçlü ihtimal olan bu kelime ete kemiğe bürünmüş gibi üçünün de kanını dondurdu. Yarı kelleşmiş saçları ve gözlüğüyle olduğundan daha yaşlı görünen adam sinir bozucu bir şekilde dizini titretiyordu. Kızlardan biri kısık sesle ağlamaya başlamıştı. Diğeri ise dikkatle harap haldeki koltukta oturan adamı inceliyordu. -Daha çok gencim ölmek istemiyorum...
" Her iki şekilde de her şey sürpriz olacak. Zamanla anlayacağınız şeyi en baştan söyleyeyim. Hayattan biraz sıkıldım. Eskiden olsa şuan karşınızda durmak yerine cesetlerinizi uygun bir yere bırakıyor olurdum. Ama şuan bunu yapmayacağım. Kafamda birçok düşünce ve bir plan var. Düşüncelerimi sizinle paylaşmak hoşuma gider. Bu pek yapmadığım bir şey. Plan ise..eh o hep aklımdaydı ama artık hayata geçiyor."
İnsanın sinirlerini yıpratan sakinliğini bozmadan hafifçe tebessüm etti. Bu davranışı zaten istim üzerinde olan üç zavallıyı daha da paniğe soktu. Ağlayan kız artık hem ağlıyor hemde buna abartılı hıçkırıkları eşlik ediyordu. Yüzü savaşta bozguna uğramış bir ordu gibi çirkindi. Dizlerini titreten adam artık topuğundan ses gelecek şekilde eylemini arttırmıştı.. Buna birde garip sesler çıkararak ağlaması eklenmişti. Ağlayışı sanki oyuncağı alınmış bir çocuğun isyanı gibiydi. Biryandan da gayri ihtiyari bağlı olduğu sandalyesinden kurtulma çabası içerisindeydi . Hala sakinliğini koruyan sarışın kız bile gözlerini kapatıp son duasını ediyormuşcasına bir yüz ifadesine bürünmüştü. Bıçağını sağ eline alan adam ayağa kalkıp üçlünün ortasına doğru yürüdü. Her adımında korku ve panik daha da artıyordu.
" Korkmayın yahu. Ölüm kelimesi sizi bu kadar endişelendirmesin. Ölüm bir uyanıştır. Bana göre ölümden sonrası yok. Kayıp. Binlerce yıldır nerede olduğunuzu nasıl hatırlamıyorsanız öldükten sonrada hiçbirşey hatırlamayacaksınız. Geldiğiniz yere gidiyorsunuz. Yani hiçliğe. Şunun şurasında birkaç çekilmez yıl için küçük düşmeye değer mi ?"
Ortada sandalyedeki ağlayan kız can korkusuyla dile geldi.
" Bizden ne istiyorsunuz. Lü-lütfen söyleyin. Benimle..benimle birlikktte olmak..ist istiyorsanızz..sahip..sahip olabilirsiniz bana. Yalvarırım öldürmeyin....lütffen."
Yürüyerek ortaya gelen adam soğuk bakışlarını kızın üzerinde gezdirdi. Kaşlarını çatmamasına rağmen kızgın bir ifadesi vardı. Gözleri kapkaraydı. Alnına dökülen perçemleri gibi.
"Hiç anlamayacaksınız"
Aniden elindeki bıçağı kızın sağ gözünün hemen altına soktu. O kadar hızlıydı ki bıçağı sokması ve çekmesi arasında bir göz kırpması kadar zaman geçmişti. Kanlar kızın yüzünden bir fıskiyeden çıkıyormuş gibi dört bir yana fışkırdı. O ana kadar sakinliğini koruyan sarışın kız bile tiz bir çığlık attı. Kafasını çevirmesiyle sağ yanağının kızıla boyanması bir oldu . Titrek adam bu sahneye önce kusarak sonra da bayılarak karşılık verdi. Katil ise titrek adamı tiksintiyle izledi fakat bakışları sarışın kızla buluşunca hafiften tebessüm etti. Kız o an bir şeyleri doğru yaptığını hissetmişti. -Onlar gibi yalvarma. İstediği şey bu. Ondan korkmadığını göster- Belki de sakin kalışı onu kurtarmış olabilirdi. Yanındaki kız başı omzuna düşmüş acı içinde inliyordu. Muhtemelen birkaç saniye içinde kan kaybından ölecekti.
-Doğru şeyi mi yapıyorum ? Ya bana işkence ederse ? Allahım ne olur yardım et. Ölmek istemiyorum..-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bir Seri Katil Hikayesi (Kitap Oldu)
Mystery / ThrillerAcımasız bir dizi cinayet... Akla gelen tek bir soru ; Katil kim? Peki ya, katil kendisini ifşa etse, yine de onu yakalayabilir misiniz? Gizemli maskeler... Meraklı bir gazeteci... Cesur bir rehine... Ve tüm bunla...