Bir Seri Katil Hikayesi (Kitap Oldu)

15.BÖLÜM:CEZALANDIRICI

zumra94'e ithaf edildi

Geceyle gündüz çoktan birbirine karışmıştı. Yarı karanlık bir odada tutsak olmanın en ilginç yanı gece mi? gündüz mü ? saat kaç? gibi sorulara ihtiyacınız olmamasıdır. Nerede olduğunuz zaten büyük bir bulmacanın anahtar cevabıyken bir de bunlara bir adım sonrasını hesap edemediğiniz garip bir katil eklenince zaten zamana ve tarihe pek ihtiyacınız kalmaz.

Genç kız bol bol düşünecek zamanı olduğu anlarda en çok şunu düşündü ;bugüne kadar neredeyse hayatın ona sunduğu hiç bir sürprizi önceden tahmin edememişti. Okuduğu okul, ailesi,çıktığı gençler,yaşadığı olaylar genelde hep planladığından farklı gelişen olaylarla rüzgarın onu savurduğu kadere savrulmuştu. Fakat hiçbiri şuan bulunduğu konum kadar acımasız olamazdı. Yabancının kara loto dediği şeyi tutturmuştu gerçekten de. Bunun başka bir izahı olamazdı.

Ellerindeki kelepçe benzeri kilitlere baktı. Yaklaşık 20 santimetre büyüklüğünde,5 santimetre kalınlığında gençlerin sıkça taktığı deri bilekliklere benziyordu. Tek farkı bu ağır bir metaldi ve üzerinde o komik sivri çıkıntılar yoktu. Anahtar delikleri de vardı tabi bunun yanı sıra yer yer pas lekeleri görülmeyecek gibi değildi. Bugün katil bir farklılık yaparak onları sırayla uyutmaya karar vermişti. Zira tahmini 3-4 gündür sandalyede oturan ve uyuklayan kurbanlar ciddi ağrılar çekmeye başlamışlardı ve bu onların konuşmalarına da yansıyordu. Katilin en son istediği şeyin romatizmalı yaşlı teyzeler gibi inleyen bu iki tutsağına hemşirelik yapması olacaktı ki çözümü içerideki yataklarda buldu. Genç kız yatağın ne zaman getirildiğini hatırlamıyordu ama orada birkaç saat uyumak için canını verebilirdi. Ki onun durumda bu oldukça ironik bir istek oluyordu.

"Bakıyorum düşüncelere dalmışsın." Katilin sesi karanlığı bıçak gibi kesmişti. Genç kızı düşüncelerinden çıkarıp bulunduğu gerçekliğe adeta komadan uyanan bir hasta gibi uyandırdı.

"Bana karşı nasıl konuşacağının planlarını mı yapıyorsun yoksa?" Genç kız bu adamın aklını da okuduğundan korkmaya başladı zira onu gördüğü anda ilk aklına gelen konu bu oluyordu.

"Bunda anormal olan bir taraf yok. Tabi ki nasıl davranacağını seçeceksin. Ama iyi düşünmeni tavsiye ederim. Çünkü aptallığa tahammülüm yok ve senin zeki bir kız olduğunu düşünsem de tecrübelerimle sabit olmak kaydıyla insanlar beni kolay yanıltabiliyorlar".

Genç kız ise bununla çok ilgilenmiyor gibiydi. Gerildi ve yorgun bakışlarıyla konuşmaya başladı.

"Titreğe ne yaptın?"

"Titrek mi? Ona böyle mi sesleniyorsun. Hmm gayet makul aslında. Ama yine de onun zamanında yetenekli biri olduğunu düşündükçe şaşırıyorum. İnsan metabolizması farklı durumlara çok enteresan tepkiler veriyor. Sevgili dostumuz yer yatağının keyfini çıkarıyor. Zira oturduğunuz sandalyelerde çektiğiniz acıyı görebiliyorum. Size çektirmek istediğim bu değil."

-Aman ne büyük lütuf-diye düşündü kız. Bütün vücudu ağrıdan harap düşmüştü. Yatakta yapacağı kısa bir uykunun bu çin işkencesi benzeri duruma dayanmak için ona güç vereceğine inanıyordu.

"Uyku bana ölümü hatırlatır. Aslına bakarsan ortak noktaları çoktur."

Adam sandalyesini genç kıza yaklaştırdı ve tam karşısına oturdu. Her zamanki gibi baştan aşağı siyah giyinmişti ve yine siyah saçları alnına dökülüyordu. Tek fark birkaç günlük kirli sakal bırakmasıydı.

"Ölmek uykuya dalıp rüya görmek gibidir. Ne olduğunu anlamadan uyuyakalıyorsun ve birkaç rüya görüyorsun. Uyandığında her şey 5 dakika gibi geliyor ama toplamda 8 saati geçmiştir. Öldüğünde ise her şey 5 dakika bile sürmez ama sonra bir asır geçer tabi senin için zaman durmuştur. Gerisi boşluk."