Selam arkadaşlar :) Vote ve yorumlar için hepinize teşekkür ederim. Vote ve yorum sınırı koyma sebebim hem az yorum ve vote yapılması hem de yoğun olmam. Yani beş gün okula gidiyorum bir de üstüne hafta sonu kurslarım var. Gerçekten çok yorucu oluyor. Ben de akşamları vakit buldukça bölümü tamamlamaya çalışıyorum. Farklı zamanlarda yazmam bazen bölümde kopukluk yaratabilir. Bunu anlayışla karşılayacağınızı umuyorum. Neyse çok fazla uzatmim :D İyi okumalar...
---Savaş---
Odadan hızla çıktığımda duygularımın farkına varamıyordum. Salona oturanların tarafına hiç bakmadan kapıya ilerledim. Ama beni gördüklerini arkamdan seslenmelerinden anlamıştım. Kapıyı sertçe açtıktan sonra kapamadan arabama doğru ilerlemeye başladım.
"Savaş! Dursana neler oluyor?" diye arkamdan seslenen Emir'in sesini duydum. Ardından da arabamın kapısını tutan bir el gördüm. Ve gözlerimi o yöne çevirdim. Ali karşımda sorgularca bana bakıyordu.
"Ne oluyor oğlum sana?! Nazlı'yı eve getirdiğinden beri bir şey var sen de. Şimdi de..." deyip bana dikkatle baktı.
"Beni rahat bırakın lan!" dediğimde Emir konuştu.
"Savaş ne oluyor söyle lan? Ne tavır yapıyorsun kız gibi, adam gibi konuş bizimle!" dediğinde gözlerim karardı.
"Sikt*r olup gidin!" dedikten sonra Ali'yi ittirip arabama bindim. Tabi bu sırada Ali arkamdan sinirle söyleniyordu.
"Ne halin varsa gör lan! Seni düşünen de kabahat!" derken arabamla hızla oradan ayrıldım.
Yolda hız sınırının üzerinde ilerlerken aklımdan Nazlı'yı çıkaramıyordum. Onun dediklerini bu kadar önemsememeliyim değil mi?
Arabamı Mertoğlu holdinginin önünde durduğumda hızla arabadan indim. Direk asansöre binip son katın düğmesine tıkladım.
Kapının açılmasıyla katta ilerledim. Oğuz'un sekreterini boş verip direk odaya daldım. Tabi arkamdan sekreter.
"Efendim, beyefendiyi durduramadım" diyerek sekreter kafasını Oğuz'a çevirdi.
"Tamam, sen çıkabilirsin" dediğinde sekreter odadan çıktı. Ve Oğuz gözlerini bana dikti.
"Yine ne oldu? Ve bu şekilde odaya dalamazsın" dediğinde karşısında küçük bir çocuğu azarlar gibi bir hali vardı. Kendini kim zannediyordu?
"Mert'i nereye kapattın?" dediğimde onum dediklerini es geçtim.
"Ne yapacaksın Mert'i?"
"Sana sorduğum soruyu cevapla!" dediğimde bağırarak konuştum.
"Bana sesini yükseltemezsin? Senin karşında abin duruyor" dediğimde sakince bana bakıyordu. Bu hali beni her zaman deli etmiştir.
"Hangi abiden bahsediyorsun sen?! Seninle aramızda sadece bir ortak yön var, o da ikimizinde babası aynı kişi. Her şey o lanet adam yüzünden" dediğimde gözlerimden öfke fışkırıyordu. O lanet adam burada olsa her şeyin hesabını sorabilirdim.
"O dağ evinde. Yanında bir tane doktor ve hemşire var" dediğinde deri siyah koltuğuna rahatça oturdu. Bense hala ayaktaydım.
"Durumu nasıl?"
"Doktorla konuştum. Hayati bir tehlike yok"
"İyi" dediğimde arkama bakmadan odadan çıktım. Arkamdan sekreterin bakışlarını hissedebiliyorum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Serseri#SavNaz#
FanfictionVücudumun her bir noktası sızlıyordu. Daha ne olduğunu anlamadan bir elini boğazıma dayadı. Az önceki eğlenen ifadesinden eser yoktu. Gayet ciddi ve korkutucuydu ve dişlerinin arasından tıslayarak konuştu. "İlk okul kuralı Savaş bir şey sorarsa cev...