--Savaş---
İki gün... Tam 48 saattir onsuzdum. Bekliyordum beni aramasını. Yanına çağırmasını. Ona sımsıkı sarılıp 'Özledim' demek istiyordum. Acaba hissetmiş midir onu özlediğimi?
Kapının anahtar sesini duyduğumda oturduğum koltukta kıpırdamadım bile. Yine Ali gelmiştir çünkü. Belki de Emre.
Odamın kapısı açıldığında Ali girdi içeri. Gözleri dağınık odada gezdikten sonra beni buldu. Gelip karşıma oturdu.
"Biraz toparlanmalısın. Şu iki gündür içtiğin şeyi de bırak" dedi elimdeki birayı alırken.
"Savaş iki günden beri konuşmuyorsun" dedi. Endişeliydi. Sadece eve geldiğimde Ali'ye o iddiayı anlatmıştım. Sonra da konuşmamıştım hiç.
"Bana bak" dediğinde bıkkınca ona baktım. Beni neden yalnız bırakmıyordu?
"Sen iyi değilsin" dedi. Ne yapacağını bilemiyor gibiydi. İyi değildim. Hiç iyi değildim.
"Selinlerden geldim" dediğinde meraklı bakışlarımı çevirdim.
"Nazlı'yı gördün mü?" dedim iki günden beri ilk kez konuşarak.
"Gördüm"
"Anlatsana, iyi miydi?"
"Dalgın olması ve bitkin görünmesi tersine mutlu sanki"
"Ya da öyle davranıyor"
"Büyük ihtimal" dedi. Gözlerimi kapayıp kafamı geri attım. Her şeyi içine atıyordu. Yanında biri olduğunda mutluydu ama yalnız kaldığında?
"Onun yanında olmalıyım" dedim acı çeken sesimle.
"Bu mümkün değil. Herkes sana karşı bir duvar ördü. Kuzey, Selin, Azra, hatta Emir bile"
"Sen niye yanımdasın? Emre'yle beraber"
"Hata yapsan da seni yalnız bırakamayız"
"Onsuz zaten yalnızım"
"Her şey düzelecek kuzen. Sadece biraz sabır"
"Olmuyor ki"
"Özlüyorsun?" diye sorduğunda bir sigara yaktım. İçime çektim dumanı.
"O kadar özlüyorum ki; kalbim sıkışıyor, nefes alamıyorum. Oğlum çok özlüyorum lan" ayağa kalkıp kapalı perdeyi açıp dışarıya baktım.
"Sadece ona sarılmak istiyorum. Gerçekten bir kez sarılabilsem ona birkaç dakika nefes alabilsem yeter" dedim. Ölecekmişim gibi hissediyordum.
"Onun kalbini sarabilirim. Bir izin verse bana. Affettirebilirim kendimi. Anlıyorsun değil mi?" dedim Ali'ye dönerek. Bana öyle bakıyordu ki. Acıyordu bana. Gülümsedim.
"Onsuz yaşayamam gerçekten. Ona aşık olduktan sonra olmaz" dedim başımı sallarken.
---Nazlı---
Salonda Emir'le Scooby doo'yu izlerken yanımıza Kuzey geldi.
Ben zaten Emir'in yanında televizyona boş boş bakıp düşünüyordum.
Böyle olmak zorunda mıydı? Niye böyle yapmıştı ki? Bu iddiaya girmek zorunda mıydı? Benim duygularımla oynamak zorunda mıydı? Ama ona kızmamalıydım. Kızmam gereken kişi o değildi ki. Bendim...
"Ne yapıyorsunuz?"
"Kuzey az sus ya. Şurada bir şey izliyoruz" dedi Emir ekrandan gözünü ayırmadan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Serseri#SavNaz#
أدب الهواةVücudumun her bir noktası sızlıyordu. Daha ne olduğunu anlamadan bir elini boğazıma dayadı. Az önceki eğlenen ifadesinden eser yoktu. Gayet ciddi ve korkutucuydu ve dişlerinin arasından tıslayarak konuştu. "İlk okul kuralı Savaş bir şey sorarsa cev...