---Savaş---
Elimde kahveyle çıktım mutfaktan. Koltuğun üzerindeki çöpleri yere ittim. Oturduğumda gözümü boş salonda gezdirdim. Ev bayağı dağılmıştı. Toparlanması gerekiyordu. Zil çaldığında kahvemi orta sehpaya bıraktım. Ayağa kalkıp kapıyı açmaya giderken gözlerimi zor açık tutuyordum. Tüm gece uyumayıp bol bol düşünmüştüm.
''Selam'' diye Kuzey'e hitaben konuştuğumda beni süzdü. Bir cevap vermediğinde kapının önünden çekilip içeriyi işaret ettim. Adımlarını içeri attığında bende kapıyı kapatıp arkasından ilerledim.
''Sen de bir kahve içer misin?'' dedim oturmadan.
''Gerek yok'' dediğinde başımı sallayıp yanına oturdum. Bana gözlerini dikmiş bakarken bakışlarımı elimdeki kahveme yönelttim.
''Eee niçin geldin? Dövmek için mi?'' dedim ciddi ciddi.
''Bok gibi gözüküyorsun. Bu haldeyken vurmam doğru olmaz'' dediğinde yalandan güldüm.
''Niye böyle bir şey yaptın Savaş? Sana üzeceksin demiştim. Ama inatla onunla olmak istedin. Üzmeyeceğini söyledin. Şimdi olanlardan memnun musun?''
''O iddia ilk zamanlardı. Sonradan ona karşı bir şeyler hissetmeye başladım. Ve bu konuyu öğrensin istemedim. Beni bırakırdı ve bıraktı da'' dedim kahveyi elimden bırakarak.
''Ona aşık olmasaydın ne yapacaktın? Kardeşimi becerip bir kenara mı atmayı planlıyordun?'' dedi sesi yükselirken.
''Sana dedim! Nazlı'yı o sürtük kadınlarla bir tutma dedim!'' dedi bağırarak.
''Anlamıyorsunuz değil mi?! Lan dokunmaya korktuğum kıza öyle bir şeyi nasıl yapabilirdim?! O benim yüzümden ağladığı için kendimden nefret ediyorum! Onun kalbini kırdığım için kendimden nefret ediyorum!''
''Onu hak etmiyorsun!''
''Biliyorum! Onu hak etmediğimi biliyorum!'' dedim bağırarak ayağa kalktım. Kahve bardağımı alıp mutfağa gittim. Kahvem zaten buz gibi olmuştu.
Geri döndüğümde ayakta bekleyen Kuzey'le karşılaştım. Paketten bir sigara alıp yakarken ona da uzattım. O da bir sigara aldı paketten.
Sigaranın sonuna gelirken aklımda her şeyi tartıyordum. Ne yapmam gerektiğini? Çünkü bu saatten sonra hiçbir şeyi geri alamam.
''Onu artık rahat bırak. Kendi hayatına baksın. Artık sürekli bu olayları düşünüp kendini yıpratmasını istemiyorum. Evet, gitti buradan. Daha İzmir'e geri döner mi ne olur bilmem ama o mutlu olsun'' dediğinde kafamı salladım.
''Ben gidiyorum'' diyerek evden çıktı. Arkasından gitmedim. Oturduğum koltuğa biraz daha gömüldüm bu sefer.
Ondan uzak duracaktım. Artık benim yüzümden ağlamasına, üzülmesine izin vermeyecektim. Evet, belki özleyecektim ama başka çarem yok ki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Serseri#SavNaz#
FanfictionVücudumun her bir noktası sızlıyordu. Daha ne olduğunu anlamadan bir elini boğazıma dayadı. Az önceki eğlenen ifadesinden eser yoktu. Gayet ciddi ve korkutucuydu ve dişlerinin arasından tıslayarak konuştu. "İlk okul kuralı Savaş bir şey sorarsa cev...