13-ÖYKÜ HAYRANLIĞI

456 49 27
                                    

Beş dakika gibi bir süre sonra arkadan gelen "pist"sesiyle yüzüm de yine aptal bir gülümseme oluştu.İçimden tüm sevinç danslarımı yaparken yavaşça topuğumun üstünde arkaya döndüm.Dönmemle yüzümdeki gülümseme yavaş yavaş değil birden silindi.Yine o gelmemişti.Karşımdaki kişilere bakarken bu gecenin daha yeni başladığını anladım.Oysaki benim uykum çoktan gelmişti. Diyebildiğim ise "sizin ne işiniz var burada?"oldu.

Emir'den

Okuldan bir sinirle çıktıktan sonra bara doğru arabayı çalıştırdım.

Bara geldikten her zaman ki köşe kenarında, kimsenin görünmediği yerime oturmuş coktan sayısını unuttuğum bardağım kafama dikerken Ayaz'ın geldiğini görünce "nasıl oldun?" diye sordum.

"İyiyim kaç saattir uyuyorum?"

"Akşam oldu"dediğimde yan tarafımdaki koltuğa oturdu.

"Senin neyin var sinir gözlerinden geçiyor?"

Ayaz'ın olanlardan haberi yoktu sadece Emre biliyordu.Ona şimdi olan biteni anlatacak kafada değildim nasıl olsa Emre ona her şeyi anlatacaktır.

İlker'e bardağımı uzatırken "Yok bir şey" deyip kestirip attım, oda üstelemedi.

"Emre nerede?"diye sordu.

"Nerede olacak karı kız peşinde"diye cevap verdim.

"Ne karı kızı lan günahıma girdiniz"deyip arkamdan gelerek yanımıza oturdu.

"Ne günahı lan bu saate kadar başka nerede olacaksın?"dedim hafif sert sesimle.

"Onu boş ver şimdi buradayım."deyip İlker'e eliyle içki getirmesi için hareket yaptı.

Sohbet edip birbirimize takılırken telefonumun çalmasıyla masada ki telefonumun ekranına baktım.Kapı korumasının adını gördüğümde "ne var? "diyerek telefonu cevapladım.

"Adı neymiş"diye sordum cevabı hoşuma gitmezken şaşkınlıkla "yanında biri var mı?"diye sordum sinirle.Bu kız her seferinde beni sinir etmeyi nasıl beceriyor, onun burada ne işi var ?

"Tek"cevabını alınca biraz daha sinirlendim bu kız gerçekten saftı burada zarar görmezdi ama dışarısı için aynı şeyi söyleyemem.

Şuanda onu görmek istemediğim ve sinirli olduğum zaman da ona zarar vereceğimi bildiğim için "Basıp gitsin gitmezse de içeri sakın almayın,korkutun gözünü dokunmadan"derken dokunmadan yaptığım vurgudan çocuklar bana tuhaf tuhaf bakışlar atmaya başladılar.Bu arada telefonu kapattım.Bu akşam için eve gitmesi onun için daha iyiydi.

"Ne oluyor?"

Emre'yi takmadan oturduğum yerden arkama yaslanıp İlker'in doldurduğu bardağı tek seferde içtim.

Emre susmak bilmeyip mahalle kadınları gibi konuşmaya devam edip"Öykü'mü?" diyince başımı 'evet' anlamında salladım.Ayaz "bizim okuldaki Öykü'mü?"şaşkınca diyince bakışlarımı bu sefer ona çevirdim

"Sen nereden tanıyorsun?"diye sordum meraklı gözükmemeye çalışarak.

"O kızı tanımayan mı var Emir sen bile tanıyorsun daha geleli iki hafta olmasına rağmen.Üç yıldır aynı okuldayız tabi tanırım.Hem bu kız Öykü ise onu tanımak için birkaç hafta yeterliymiş baksana sen bile tanımışsın."

"Aynı sokak oturuyoruz, oradan tanıyorum"dedim sesimi biraz yükselterek.Zaten müzik sesinden birbirimizi durmak zor bide masanın etrafında dans ettiğini düşünen, ilgimizi çekmeye çalışan kız toplulukları var.

"Şansa bak lan bizim mahallede kezbanlar var senin mahallende prenses.Nasıl şansdır bu"dedikten sonra Ayaz içkisini içmeye devam etti.Ben daha Öykü hakkında konuşurken, sesinin tonundan bile hayranlığını bu kadar belli etmesine anlam veremezken Emre hemen lafa girdi "Önce bodrum sonra kucakta taşımalar falan şimdi de bara gelmeler hayırdır"dedi.

ESKİDEN KALANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin