Purple Spot.

18 1 0
                                    

"Şimdi iyi misin?" Hayır.

"Evet, ısındım." Berbattım.

"Ne hoş," saçımdaki eli durdu ve mavi gözlerini benden ayırdı. "Baban bu duruma çok kızdı bebeğim." Umrumda bile değil.

"Herkesin biraz uzaklaşmaya ihtiyacı vardır." Ben tamamen kopmak istiyorum.

"Sadece söyledim," yatağımdan kalktı ve odanın ışığını kapattı. "Ashton'a büyük bir teşekkür borçlusun." O bana daha borçlu orospu.

"İyi geceler anne..." Deyip baş ucumdaki ışığı kapattım.

"Biliyor musun? Bu gerçekten güzel bir şey, yani onu hissetmek ve aşkı anımsamak... Herkes bu duyguyu anlamalı." Tekrar bana baktı. Tanrım neden hala burada oturuyordum?

Yemek dolu tepsimi kaldırıp, Nava'nın arkadaşına anlattığı Luke ile yaptığı seksten onda çağrıştıran duyguları anlatıyordu. Tabi ona değil, sözde ona anlatıyordu fakat benim yakınıma gelerek yüksek sesle konuşuyor ve onu kıskanmamı istiyordu.

Zaten onunla sevgili diye kıskanıyordum, şimdi bana onun bedenine dokunmasını duymak istemiyordum.

Tanrım, gerçekten bıkmıştım. Okulun devam etmesi zaten ayrı bir fiyasko oldu.

"Anlaşmaya uyacağını sanıyordum?" Yanıma gelen Nava'ya bakmadan yemeğe devam ettim.

"Uydum zaten, ama sen fazla mutlu ediyorsun?" Onu tanıyordum, o her dakika öpüşüp koklaşan ve her evde yalnız kaldığı vakti değerlendirip seks yapan tiplerden değildi.

O benim süt çocuğumdu, ne Liz'in ne de başkasının... Sadece benim.

Ah, Liz... Luke ondan çok ceza almıştı. Zaten benimle bile zor paylaşıyordu ve sonunda ben de onu paylaşamaz olmuştum.

Liz çok disiplinliydi fakat içinde yufka yürekli beş anne yatardı. Annemle aram bozulduğunda hem aramızı yapar hem de beni motive ederdi. Luke, Liz gibi bir annesi olduğu için şanslıydı. Ona Liz dememi kendi istiyordu, kendini yaşlı gibi hissetmek istemiyordu.

"Bok uydun, Luke'a onu yiyecek gibi bakmadan rahatsız oluyoruz."

OluyorUZ.

Biz.

"Buna aşk denir bebeğim, bunu hala anlamamışsan öğrenmelisin."

"Biz aşkı çoktan yaşadık, hatta dün beşinci kez aşk yaşadık. Lucas'ımla."

Aldığım nefesler boğazımı yakarken karşımdaki sürtüğün saçını yolup Luke'un benim olduğunu ispatlamalıydım. Boğazım yanıyordu, gözlerim ağlamak üzere volkan gibi patlarken alt dudağım titriyor ve burnum sızlıyordu.

Evet, ağlarken çok komik oluyordum.

"Kaltak." Diye mırıldanıp çatalı yere attım ve kafeteryadan ayrıldım.

Sınıfa doğru giderken onu ve havalı yürüyüşü ile gördüm. Deri Ceket giymemeliydi, bu daha çok ağlamama neden oluyordu. Ama ilgimi çeken o değildi.

İlgimi çeken boynundaki morluktu.

Amnesia♢lrhHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin