İnsanı Hayata Bağlayan Tek Şey UMUT'tur...

127 9 3
                                    

Deniz KARAHAN acısıyla yüzleşmekten korkuyordu aslında , kaçıyor görünse de  acının üstüne gitmekten çekiniyordu. Çünkü öyle bir Deniz Karahan yaratmıştı ki yurt dışında kaldığı zamanda ,  

''hissiz , soğuk ,gülmeyi unutmuş , dünyası yıkılsa başına ,dünyam yıkıldı demeyen, burnu yere düşse eğilip almayan , önüne metrelerce duvar ören bir insan var etmişti.''

Hayat şartlarımı öyle gerektirdi yoksa içinde saklanan  kişiliğini mi  dışarıya çıkarttı bilinmez , ama 

Deniz Karahan ;  yakışıklığıyla çok can yaktığı gibi sivri diliyle de aynı izi bırakmıştı. Uzaktan bakıldığında sinirli ,asi ,sert bir yapısı vardı , ailesi ve yakın çevresi dışında kimseye göstermezdi güler yüzünü . Yılardır birlikte çalıştığı iş arkadaşları bile Deniz'den çekinirlerdi.Hatta kalbinin olmadığını dile getirenler bile oldu, tabii Deniz Karahan'ın kulağına gitmeyecek şekilde ...

Uçsuz bucaksız denizleri andıran mavi gözleri ile her genç kızı etkileyebilirdi , genelde de öyle olurdu zaten. Deniz sadece bakardı , hiç hissetmeden bakardı ..

Fakat değişen bir şey vardı , mezarlıkta Derin'in bal rengi gözlerinde kaybolmuştu adeta .                   Onunla göz göze gelmek Deniz'e huzur vermişti. Sanki tüm acısını o gözlerde kaybetmiş gibiydi , Derin'e acımıyordu , Deniz sadece yardım etmek istiyordu . Çünkü biliyordu ; İnsanı hayata bağlayan tek şey umuttur... 

Deniz acısını unutmasa da kalbine gömdü aslında , bir daha hiç deşmemek üzere...                               Babasını gömdü kalbine , kalbinin en özel yerine .

Ama garip giden bir şeyler vardı Deniz'de. Nedendir bilinmez aklına hep Derin geliyordu , masum bakışları ...O bal rengi gözlerde farklı bir şeyler süzmüştü , huzur gibi , huzursuzluk gibi . Belirsiz bir şey.... 

Elinde telefon günlerce Derin'den bir telefon bekledi .O bal rengi gözlerle karşılaşmanın heyecanını hissetmek istiyordu belkide.

Günler birbirini kovalarken telefon çalıverdi Derin'in aradığını umut etti . Heyecanlandı Deniz , Heyecandan titredi, kalbini ağzında hissetti .

 Telefonu çaldırışına bile aşık olabilirdi o derece yer etmişti Derin Deniz'in kalbinde ... 

Heyecandan telefonu açamayacağını da düşünse açmıştı sonunda.

 Soğuk  titrek bir ses ,

'' Merhabalar ben Deniz Karahan'ı aramıştım da .'' 

Deniz konuşmayı unutmuşçasına sustu , hayal kırıklığıyla yandı tutuştu.Ve her zamanki soğuk gür sesiyle 

''Buyurun benim'' 

Karşıdaki orta yaşlardaki bayanın cevap vermesi için sustu , tekrar o titrek ses duyuldu , 

''Ben Derin'in annesiyim evladım.Kızıma kartınızı vermişsiniz ve yardımcı olabileceğinizi söylemişsiniz Kızım konuşamadığı için ben itibar edeyim dedim evladım. Randevu almamız lazım mı  ? nereden alalım diye soracaktım kusura bakmazsan..'' 

Deniz'in o dinen heyecanı tekrar fırladı , kalp atışları telefondan duyulacak diye ödü kopuyordu , korku nedir bilmeyen Deniz Karahan...

Düşüncelerinden ve heyecanından sıyrılıp yanıt bekleyen bayana  şöyle cevap verdi.

 ''Randevuya gerek yok hanım efendi , her zaman müsaitim .ne zaman size uygun ''

Diye soruverdi . Titrek ses tekrar duyuldu ,

''evladım  yarın gelsek olur mu ? ''

Az önceki soğuk sesinden eser kalmamışçasına 

''evet hanım efendi yarın 2 de buyurun gelin''

Diye neşeli ,heyecanlı bir ses duyuldu.                                                                                                                         Telefonu kapattıktan sonra  Deniz bile şaşırdı heyecanına, kalp atışlarına .                                                           Yarın büyük gün !  Yarın bal rengi gözlerle karşılaşma günü!..

 Deniz  acısına rağmen garip bir şekilde mutluydu , umutluydu...




Deniz'in En Derin Yerinde UmutHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin