Derin sabah alarım sesiyle uyandı , biraz zor oldu ama uyandı işte .
Uyanır uyanmaz aklına bir tanecik babası geldi nasıl da özlemişti tonton yüzünü, Hele ki o güven veren sarılışını , Babasının sesinde bile güveni hissediyordu Derin...
Sonra aklına Deniz Geldi , Hanı şu günlerdir aklından çıkmayan Deniz KARAHAN...
Saate baktı 7:00 hazırlanması için zaman vardı , kahvaltı etmeyecekti , çünkü şüphesiz ki , masum yalanının masum cezası olan kurabiyeleri patlayana kadar yiyecekti ... :)
Dünden hazırladığı Sarı, dar paça yüksek bel pantolon , üzerine su yeşili , düğme şeridi sarı olan gömleğini giydi .
Ellerine de şarap rengi ojelerini dün akşamdan sürmüştü zaten.
Saçlarını tarayıp hafif pembe rujunu da sürdükten sonra mutfağa doğru yürüdü.
Annesinin güzel yanaklarından öptü ve önce kendini sonra kapıyı işaret etti .
Annesi anlamış olmalı ki . Gülümseyerek ;
''Allah yolunu açık etsin güzel kızım . Dikkat et kendine , hııı unutmadan şu kurabiyeleri de götür . Deniz Beye çok selamlarımı ilet''
Derin onaylarcasına kafasını aşağı yukarı salladı
Otobüsten indikten sonra 10 dakika yürüdü , yürürken bir an yolun hiç bitmeyeceğini sandı , ama çabucak bitti işte. İçeri girerken danışmadaki kıza deydi gözleri .
'' Bu kız niye bu kadar güzel ? Üstelik her gün böyle şık mı giyiniyordu ? Acaba Deniz'in dikkatini çekiyor muydu ?
Kızı değil Deniz'i kıskandı Bizimki . Deniz tek bir kıza aşık olmalı ve o kız da Derin olmalıydı.
Evet evet Deniz = Derin'idi .
Deniz , Derin'de bulmalıydı , huzuru , onunla geçirmeliydi kalan ömrünü .
Ölümüne sevmeliydi.
Hatta ömrünün sonuna kadar değil ömürsüz sevmeliydi Deniz , Derin'i .
İliklerine kadar aşık olmalıydı, her zerresine tapmalı , hatta Önce Allah sonra Derin gelmeliydi !..
Derin ,Deniz'i sadece kendini severken hayal edebiliyordu...
Sanki bu dünyadaki tek kadın Derin'miş gibi...
Sanki başkasını severse ölürmüş gibi...
Sanki Daha önce hiç yaşamamış gibi...
Kısacası Deniz'inde Derin'in sevdiği gibi sevmesini istiyordu .
Biraz tutkulu , çok bağımlı,hafif takıntılı , umutlu , hııı, bide neşeli. Çünkü Derin Deniz'i tamı tamına böyle almıştı kalbine.
Aşkla , tutkuyla, umutla...
Bunları düşünürken çoktan 3. kata gelmişti bile .
Kapının önünde durdu , heyecanını bastırmaya çalıştı ama nafile , 1 dakika sonra sevdiceğini görecekti bizimki nasılda heyecanlanmasın ?
Deniz'in hayran kaldığı o Bal rengi kapaklı gözlerini kapadı . İçerisinden 10 'a kadar sayıp heyecanını yenecek ve sonrasında çakır gözlü sevdiceğinin yanına girecekti.
1 2 3 :) bekleyemedi bizim deli kız, 10 saniye bile bekleyemeden içeri girdi.
Hem nasıl beklerdi ki gözlerine ömrünü adadığı adamın, 10 saniye sonra o çakır gözlerine bakmayı ?
1 saniye bile önemliydi Derin için.
İnsan 1 saniye bile bekleyemez ki sevdiğini görmek için. Her saniye görmekten bıkmayacağı birini 1 saniye özlemeye dayanamaz ,Hele bizim Deniz'in hayran kaldığı deli kız hiç bekleyemezdi...
Aşk böyle bir şey olsa gerek , her dakika onu görme isteği , hatta ömürsüz sevebilme ihtimali...
İçeri girdiğinde Aşk'ı gördü , Derin , hayran olduğu , bir ömür baksa bıkmayacağı . Çakır gözler...
Karşısında mükemmel bir şekilde , Heykelleri kıskandıracak biçimde duran , gelecekteki eşi olmasını istediği adamın gülüşünü gördü ..
Ve iç sesi şöyle haykırdı ;
''Dudağının kenarında asılı kalan, küçücük tebessümüne ömrümü veriyorum be adam! ''
Bu adam mükemmel bir şekilde gülümsüyordu kimse görmemeliydi bu gülüşü..
Kimse Derin gibi hayran kalmamalıydı . En kısa sürede bu adamın tek gülümseyişi Derin sayesinde olmalıydı...
İç sesine hayret ederken bir yandan da yarin'in gülümseyen gözlerini gördü ve gülümsedi.
~~~~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Deniz'in En Derin Yerinde Umut
Teen Fiction''Deniz'in En Derin Yerinde Umut '' ~~~ Tamda Deniz ile Derin'e ithafen yazılmış bir cümle. İmkansızlıkların içinde umut arayışları ,bilinmeyen gerçekler . ''Öğrenilmesi gerekilen gerçekler...''