53

4K 402 37
                                    


Ertesi gün Melike dünkü olayı duyduğunu söyleyerek yanıma geldi. Zümre yaptığım şeyi tam izleyememiş ama ne olduğunu Çağ'dan öğrenmiş. Onların izleme tılsımına da koruyucu bir bariyer koymuşum.

Melike bunu nasıl yaptığımı sorduğunda bilmediğimi söyledim. Güçlerimin her geçen gün arttığını söyledi ve konuşmasından anladığım kadarıyla, güçlerimin boyutundan korkuyordu. En çok da bariyer koymama şaşırmışlardı. Bende şaşırmıştım ama nasıl yaptığımı bile bilmiyordum. Melike gittiğinde bugün okula gitmek istemediğimi düşündüm. Sonra bu düşünceden vazgeçtim ve gittim.

Çağ sınıfta yoktu.

Sera ve Evren, dünkü olayla ilgili bir şey duyduklarını söylediler. Nasıl bu kadar hızlı yayılmıştı olay bilmiyordum ama onlara anlattım. Güldüler.

"Hiç o kadar güçlü görünmüyorsun" dedi Sera. Eh, gözü dönünce kişinin gücü beş on katına çıkabiliyordu demek ki. Tabi benim ekstra yeteneklerim de bana yardımcı olmuştu. Yoksa diğer beşi beni yakalayıp ağzıma sıçabilirdi.

Bir hafta sonra Çağ adındaki kızın başka bir vadideki okula transfer olduğunu öğrendik. Bunu Prof. Alr istemiş çünkü şu anda en son ihtiyacı olan şeyin, bir kız tartışmasından Koruyucu'nun zarar görmesi olduğunu söylemiş. Diğer beşi de liderleri gidince dağıldı ve farklı gruplarla arkadaşlığa geçtiler.  Yine de içim rahat değildi çünkü Çağ denen kız hemen pes edip çekilecek bir tipe benzemiyordu. Neyse diye düşündüm. Bir şey planlıyorsa bile ortaya çıkardı nasılsa.

Derslerde sürekli yeni şeyler öğrenirken artık çöp kovamı sihirle banyodan çıkartıp odaya götürmeyi başarabiliyordum. Reyhan ise Çağ'ın eski arkadaşlarından iki kızla arkadaşlık ediyordu. Birisi sarışın kedi kızdı, diğeri de kilolu olan kısa boylu kız. Sera ile kedi köpek olma noktasına gelmişlerdi. Ara ara derslerde Reyhan ve kedi kızın bana pis pis baktığını görüyordum ama umursamıyordum. Sinan olayına gelirsek de annesinin tamamen Çağ olayını unuttuğunu, her gün benden bahsettiğini ve beni sürekli evine davet ettiğini söylüyordu. Bu ağır bir sorumluluktu ama sanırım idare edilebilirdi.


....

Bugün uçuş dersinde uçma konusunda epey yol kat etmiştik. Okul çıkışı kızlarla bahçede yürürken, Evren pat diye "Stephen ve ben çıkıyoruz" dedi. Aniden durdum. Sera da durdu. Biz durunca Evren de durmak zorunda kaldı.

"Ne?" derken şaşkınlık ve sevinci bir arada yaşadım.

"Ne zamandan beri?" diye sordu Sera. Bizim sınıftan olduklarını bildiğim bir erkek grubu çınar ağacının orada otobüs bekliyordu. Demir yığını araç geldiğinde birbirleriyle şakalaşarak otobüse bindiler.

"İki gündür"

"İnanmıyorum...Yoksa, iki gün önce seninle bir şey konuşmak istemişti. O zaman mı teklif etti?" diye cıyakladı Sera.

"Evet" derken Evren kıpkırmızı olmuştu. İkimiz de onu tebrik ederken "Peki abin ne olacak?" diye sordum dalgasına.

"Onun yanında dolaşan tek kız halen ben olacağım" Üçümüz de güldük.

Otobüsleri geldiğinde gittiler ve derin bir nefes aldım. Odama geldiğimde üzerimi değiştirmeden pencereye doğru yürüdüm. Dışarıda kuşların öttüğünü duyabiliyordum ve güneş her zamankinden daha ılımlıydı. Doğa capcanlı görünürken aklımdan hızlı bir düşünce geçti. Bugün şubatın son günüydü.



....

BİRİNCİ AYIN SONUNDA...

SİHİR-KARANLIK ŞATO-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin