29

4.9K 461 13
                                    

Sıcaklığın ve vücudumun yapış yapış olduğunun farkına vardığımda saat gecenin üçüydü. Duşa girdim ve ılık suyun altında rahatlamaya çalıştım. Tuhaf bir rüya görmüştüm. Yine Prof. Alr ve diğerleri tartışıyorlardı. Bu sefer üzerlerindeki kıyafetler değişmişti. Benzer bir tablo olmasına rağmen konu yine aynıydı.

Banyodan çıktığımda saçlarımı kuruladım, taradım ve kuruttum. Üzerime temiz pembe pijamalarımı giydiğimde uykumun kaçtığını biliyordum. Pencereden, gökyüzünün kralı gibi görünen aya bakarken odamın ışıklarının yanmadığının farkındaydım. Sanırım geceleri yanmıyordu. Bir süre etrafı izledikten sonra tekrar yattım ve yaklaşık bir saat sonra uykuya daldım.

Sabah olduğunda Ryan kahvaltımı bırakmıştı ama kendisi yoktu. Sabah akşam bana dadılık yapamazdı değil mi?

Kahvaltımı yapıp hazırlandıktan sonra okula gittim. Yer yön kağıdına o günkü dersimin ne olduğunu sorunca cevap veriyordu. Bunu da dün keşfetmiştim. Bugünkü dersimiz 'Tılsım' dersiydi ve sınıfa girmeden önce saatime baktım.

Tam beş dakika geç kalmıştım. Aceleyle kapıya adımı söyledim ve içinden geçtim.

Beyaz saçlı, kısa boylu adamı karşımda görünce tüylerim diken diken oldu. Bu da rüyamda gördüğüm, Prof. Alr 'ın yanındakilerden birisiydi ve bu adamı da hayatımda ilk defa görüyordum.

"Hoş geldin Selen" derken beni nereden tanıdığını merak ettim. Sanırım listedeki öğrencilerden tek gelmeyen bendim.

Hiçbir şey söyleyemedim. Nazik bir adama benziyordu ve eliyle yerime geçmemi işaret etti. Evren'i gördüğüm gibi yanına koştum. Sıraya oturduğumda Evren kulağıma eğilip "Uyuya mı kaldın?" diye sordu.

"Hayır, yani evet" dedim şaşkınlıkla. Ne sorduğunu anlamamıştım bile. Neler olduğunu da anlamıyordum. Neden dersime giren öğretmenleri rüyamda görüyordum ki? Hem de daha önce hiç karşılaşmamışken.

Tılsım dersinin hocası olan bu adamın adı Prof. Mike'mış. Rüyamda da bu adın söylendiğini hatırlıyordum. Prof.Mike bizden bu ders için takı getirmemizi istedi. Kızlar için sorun yoktu çünkü hepsinin en azından küpesi vardı.

Takıları tılsıma çevirmeyi öğrenecektik. Prof. Mike dersle ilgili bir şeyler anlatırken benim kalbim deli gibi çarpıyordu. Gördüklerimin ne denli tuhaf şeyler olduğu gerçeği gittikçe zihnime işliyordu ve bu, korkmama neden olmuştu.

"Tılsım sizler için oldukça önemli cihazlardır. Bunlar sayesinde bir çok işlerinizi halledebilir ve bir çok büyüye karşı savunma geliştirebilirsiniz..."

Prof. Mike'ın dediklerini anlamıyordum. Sadece duyuyordum. Nihayet ders bittiğinde Sera yanımıza geldi. Birlikte bahçeye çıkıp oturduk.

Sera, Ryan hakkında bir sürü soru sordu ve ben Ryan'ın hayatında bir kız olduğu gerçeğini söyledim. Üzülse de, bir süre sonra onun hakkında soru sormayı bıraktı.

Başka bir konu hakkında konuşurken Sera bir ara etrafta kar gördüğünü söyledi. Evren ve ben ise görmüyorduk. Sonra birden silkelendi ve bir görüntü gördüğünü söyledi.

Evren de bazen gördüğünü söyledi ve bu yüzden pek önemsemediler.

Bir saat kadar ağacın altında sohbet ettikten sonra Sera ve Evren, çınar ağacından çıkan otobüse binip gitti. Bu arada, gördüğüm o garip rüyaları da şimdilik unutmuştum.

Akşam olduğunda Ryan ders kitaplarımı getirmişti. Yani çalışacağım bir sürü şey olmuştu. Neyse ki şimdilik bütün hocalar derse giriş yapıyordu. Ryan fazla kalmadı ve tam yatacağım sırada Melike geldi. Onu özlediğimi hissedip sarılmak istedim fakat küçücük bedeni sarılmak için pek uygun görünmüyordu. Sonra, ona öfkeli olmam gerektiği hatırladım ve vazgeçtim. O olmadan yeryüzüne gidemezmişim ne de olsa.

SİHİR-KARANLIK ŞATO-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin