Kalbimde bir şeyler oldu. Canımın yandığını hissettim. Kalbim atıp atmamak konusunda tereddüt yaşarken tuhaf bir şey olduğunu düşündüm. Rüya mı görüyordum? Neler oluyordu? Gözlerimi zorlanarak açmaya çalıştığımda Ryan'ın sesini duydum.
"Selen?" diyordu o kadife sesiyle. Halen yanımdaydı ama benim bilincim yanımda değildi sanırım. Neden zor nefes alıyordum? Gözlerimi kırpıştırmayı denedim.
Evet bu biraz işe yaramıştı. Ryan'ın yatakta doğrulup beni kaldırmaya çalıştığını hissettim. Yüzüme ıslak bir havlunun temasını fark ettiğimde Ryan'ın hangi ara gidip geldiğini anlayamamıştım.
Islak havlu iyi gelmişti. Gözlerimi nihayet açmayı başardığımda o sonsuz mavilik, gözlerimi buldu.
"Terliyorsun" dedi Ryan. Sesi endişeli, ama bir o kadar da bilgili çıkmıştı.
Kaşlarımı çattım.
"Peri gribi mi oldum acaba?" Ryan hüzünle gülümsedi. Sahi öyle bir şey var mıydı? Boğazım karıncalanırken Ryan bakışlarını yüzümde gezdirmeye devam etti. Belimi yatağın başlığına yasladığımda rahat edebilmem için arkama yastık koymuştu.
Gidip havluyu bir kez daha ıslatırken onu izliyordum.
Sabaha hasta olarak uyanmıştım. Hem de Ryan'ın yanında. Geri geldiğinde oturdu ve alnımı silerken hapşurdum. Ciddi ciddi grip mi oluyordum ben ya!
Ryan'a baktığımda bakışlarını benden kaçırdığını gördüm.
"O kadar mı kötü görünüyorum?" Sesim kırgın çıkmıştı ki Ryan acı acı gülümsedi.
Bir şey söylemesini beklerken gülüşü kayboldu. Alnımı sildi gözlerini gözlerime sabitledi.
Hiçbir şey söylemeden bakışlarıyla eritebilir miydi birisi? Ryan şu an tam olarak bunu yapıyordu.
Kalp atışlarım hızlanırken boğazımda bir şeyler düğümlendi. Gözlerimin önüne görüntüler geliyordu. Bunlar da neydi?
Daha önceki görüntülerde gördüğüm yüzü yanık adamın sesi kulaklarımı doldurdu.
'Şimdi. Kalbi hazır. Tohumları ek!'
Bu da neydi? Bu sesi neden duyuyordum? Sağıma soluma bakmak istemiştim. O adam odamda mıydı yoksa? Lakin gözlerimi Ryan'dan ayıramadım. O da benden ayırmıyordu. Kalbimin acıdığını hissettim. Bu, manevi bir acıma değildi. Ciddi ciddi, fiziksel bir acıydı. Birisi kalbimi yarıyormuş gibi hissediyordum.
"Sonuna geliyoruz"
Kaşlarımı çattım. Ryan ne demek istiyordu?
"Ryan?" Yanıma biraz daha yaklaşıp elini belime koydu. İçimde panik dalgası belirdi. Gözlerimi halen ondan ayıramıyordum ki sanki aramızda bir elektromanyetik alan varmışçasına bir çekim vardı. İstesem de bu şeye engel olamıyordum. Boğazım daha çok yanmaya, kalbim daha çok acımaya başladığında duruma halen anlam veremiyordum.
Gözlerini benden ayırmasını diledim ama ayırmadı. Ben de ayıramadım. Kalbime iyi şeyler olmadığını hissettim. İstemediğim, garip bir şeyler.
"Bana ne yapıyorsun?"
Bakışlarında en ufak bir değişiklik olmadan "Hiçbir şey..." dedi. Başımı hayır anlamında sallarken Ryan'ın bir şeyler yaptığını hissediyordum. Bakışları...bakışlarında bir şey vardı. Kalbime akan ve kalbimi yakan bir şey. Bu normal olmayan bir şeydi. Sanki birileri kalbimi yarıp içine bir şeyler ekiyormuş gibiydi. Fiziksel anlamda kalbim kanıyor gibi acı çekiyordum. Boğazımı bir bıçak deliyormuş gibi oldu. Öksürdüm. Ryan ise iyice bana sokuldu. İçimde bir öfke kabardı. Beni büyülüyor muydu yoksa?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
SİHİR-KARANLIK ŞATO-
FantasiaSelen on yedisini doldurmasına bir ay kalmış, küçük kardeşinin yanında kendisini abla gibi hissetme yoksunu sıradan bir kızdır. Ta ki kardeşi zannettigi elfinin doğum günü olarak kutladığı güne kadar. Selen'in Sihir Diyarı'na yolculuğundan sonra alı...