VO 16

15.5K 756 66
                                    





Rüyamın etkisiyle yerimden sıçrayarak uyandım.Terden yüzüm ıslanmıştı ve sık nefes alışverişlerin boş odada yankılanıyordu.Etrafıma bakındım,odamız karanlıktı ve benden başka kimse yoktu.Ürktüm.Lexi ve Mia hala derste olmalıydı.Bu demek oluyordu ki saat gece yarısını geçmişti.Ürkek adımlarla yere bir ayağımı indirdim ve diğer ayağımı indirmeden önce üzerimdeki ince yorganı kaldırdım.Lambalar kapalıydı,dolayısıyla etraf karanlıktı fakat vampir olduğumdan dolayı etrafı sabah ki kadar olmasa da iyi görebiliyordum.Lambayı açtım ve yalnız olduğumu ve bana bir şey olmayacağını öğrenince tuttuğum nefesimi bıraktım.

Çok korkunç bir rüya görmüştüm.Aslında bu kadar olaydan sonra görmemem bir tuhaf olurdu.Elektriklenen saçlarımı düzensizce parmaklarımın arasından geçirdim.Rüyamı hiç hatırlamak istemiyordum.Yine de elimde olmadan korkunç rüyanın kareleri gözümün önünden bir film şeridi gibi geçti.

Puslu bir ormanda,yavaş adımlarla yürüyordum.Etrafta çıt yoktu.Sadece her adım attığımda bastığım çürümüş ağaç dallarının çıtırtısı ormanda yankılanıyordu.Ben de sanki hiçbir şey yokmuş gibi yürüyordum o puslu ormanda.Sonra birden bir ses işittim.Ani bir refleksle arkamı döndüm.Hiçbir şey göremedim.Korkmaya başlamıştım.Zorla yutkundum.Hiç ses çıkarmadan yürümeye çalışıyordum fakat ayağımın altındaki dallar çıtırdayıp duruyordu.Arkamdan gelen bir çift ayak sesi duydum.Bu sefer arkamı dönmedim.Koşmaya başladım.Ayak sesleri kesilince ben de durdum.Etrafıma bakındım ve ağaçların arasında Cris'i gördüm.Ya da öyle sandım.Çığlık atmamak için kendimi zor tutuyordum.Gözlerimi kapattım ve bir damla gözyaşının gözümden sürülmesine izin verdim.Yeniden Cris'in bulunduğu yere baktım ama yoktu.Arkama baktım,yoktu.Sağa baktım,yoktu.Koşmaya başladım.Arada sırada arkama da bakıyordum.Tam önüme dönmüştüm ki biranda durdum.Ordaydı,önümde Durmuş,soluk rengiyle bana bakıyordu.Cris!

-Bana Yardım Et! ,dedi boğuk bir sesle."Bunu ancak sen yapabilirsin"

Donmuş kalmıştım,ne yapacağımı bilemez halde gözlerim fal taşı gibi açılmış ona bakıyordum.

Sonunda boğazımı temizledim.

-Ne? Ne ya,yardımı .Ben seni öldürdüm.Çok özür dilerim.Ben,ben"derken ağlamaya başladım.Omzumda sıcacık bir el hissettiğimde yavaşça o elin sahibine baktım.Cris,bana gülümsüyordu.Elini hissediyordum ama sanki hissetmiyor gibiydimde..

-Hayır,ölmedim"Beni kendine doğru çekti."Senin sayende yaşıyorum"

-Na,nasıl ?",dedim duyduklarımı idrak edene kadar sanki ömür geçmişti.

-Bunun sayesinde,senin sayende"dedi omzundaki o şekli göstererek.Bu sırada omzumda bir karıncalanma oldu.Hemen omzumu açtım ve o şeklin aynısının parladığını gördüm.Sonra biranda Cris kayboldu ve bir karga bana doğru uçtu .İlk önce uçuyor zannediyordum ama aslında bana doğru dalışa geçtiğini anlayınca kaçmaya başladım.Cris nerdeydi ? Bu karga benden ne istiyordu? Bunları düşünürken bir anda ayağım takıldı ve karga beni karanlığa boğdu.



Bu nasıl bir rüyaydı böyle?

-Of..!,diye sıkıntıyla nefesimi dışarıya üfledim.Ne yapmalıydım şimdi.Tamam,bu sadece bir rüyaydı ama o kadar gerçekçiydi ki,bir an Cris'in geri gelmesi için bir umut olduğunu düşündüm.Belki de Cris onu nasıl geri getireceğimi biliyordu,ama gerçek olmadığını anladığım anda bu fikirden vazgeçtim.

Bir anda aklıma omzumdaki şekil geldi.Hiç bunun üzerinde kafa yormamıştım,aslında bu konu hakkında hiç kafamı yormamıştım.

Yavaşça uzun kollu renkli bol kazağımı sıyırdım.Omzumdaki sembolü görünce yine rüyamı hatırladım.Sembol şu anda parlamıyordu.Nedenini bilmiyordum ama bu beni huzursuz etti.Yine oflayarak kazağımı düzelttim.Ne yapıcaktım şimdi?Nasıl bir boka batmıştım ben? Zaten vampir olduğumdan bu yana hiçbir kötülük peşimi bırakmıyordu.Neden bendim? Neden bunları yaşamak zorundaydım?

Bunların cevabını bilmiyordum ama bildiğim bir tek şey vardı.Eğer bu kötülüklerin benden uzaklaşmasını istiyorsam,bu olayların amacını bulmalıydım.

Altımdaki şortu çıkarttım ve onun yerine dar paça kotumu giydim.Elime mavi beyaz çantamı aldım ve kahverengi botlarımı giydim.

Odadan çıkıp sessiz koridorda yürüdüm.Herkes dersteydi.Tabi bazı dersten kaçan kızların odalarında sevgilileriyle fingirdeşmelerinin sesleri az çok duyuluyordu.

Gözlerimi devirdim.Ben bir sevgilime bile sahip çıkamamış,onu aldatmıştım.Kendimi ağlamamak için zor tutuyordum.Burnumu çektim,sırtımı dikleştirdim.Cesur ve dayanıklı olmalıydım.Şimdiden pes edemezdim.

Kızlar binasından çıktım ve okulun ana binasına girdim.Koridorda sadece topuklularımın tıkırtısı duyuluyordu.Ah...Niye her taraf bu kadar sessizdi ki?



Gizli kütüphaneye gidiyordum.Evet,yerini öğrenmiştim.Benim saf Mia'm hemen yerini söylemişti.Ben de araştırmak için buraya geldim.Burası okulun çok aşağılarındaydı.İlk önce ana binaya girdim.Mia birinci katta bir merdiven olduğunu söylemişti.Birinci katta hiç görmemiştim ki ben..!

Ara,ara,ara.... sonunda Demir bir kapıya rastladım.Hemen kapıya yaklaştım.Arkasından gördüğüm kadarıyla uzun bir merdiven vardı.Kapıyı ittim,ama açılmadı.

Kahretsin...!

Kilitliydi.Ne yapacağımı bilmiyordum.Ben de anahtar yoktu.Böyle bir şeyin çıkacağını bilmiyordum.Ama...Eğer daha önce burayı Mia ve Lexi gördüyseler,böyle bir şeyin çıkacağını da biliyorlardır.O zaman en iyi çözüm onlara ulaşmaktı.Ama nasıl?

Belki mesaj atabilirdim ama onlar genelde şarkı dinledikleri için duymayabilirlerdi.Arasam..O zaman da belki telefonlarını sessize almayı unutmuşlardır.

Düşünürken,düşünürken sınıfın birinden 16-17 yaşlarında bir çocuk çıktı ve erkekler tuvaletine yöneldi.Beynimin içinde bir ampul yanmıştı!

Çocuk tuvaletten çıkana kadar bekledim .Tam sınıfının kapısının önünde onu elimle durdurdum ve yeşil Polo T-shirt'ünün yakasından tutup kenara çektim.Şaşırmıştı,ama gözleri başka şeyler de düşündüğünü belli ediyordu.

-Bana yardım edebilir misin acaba?,dedim birazcık cilveli konuşarak.Gözlerimi de kırpıştırınca uzun kirpiklerimin ışık saçtığına emindim.

Çocuk neye uğradığına şaşırmıştı.

-Ne hakkında?,dedi mal mal.Aslında yakışıklı sayılırdı.Saçları turuncu ile karamel rengi arasındaydı.Yüzünde hiçbir leke veya sivilce yoktu.Sadece sol gözünün birkaç santim altında küçük bir ben vardı.Dudakları inceydi,ama yüzüne uygun duruyordu. 

-Bir arkadaşıma mesaj iletmem lazım.Sınıfına girip ,bir bahane bulup mesajımı iletebilir misin?"dedim yine tatlı tatlı.Yüz ifadesi değişince ekledim"Çok ciddi."

Birkaç dakika tereddüt ettikten sonra çarpık bir gülümseme ile cevap verdi.

-Tamam ama bundan benim karım ne olucak?"dedi.Of.!Tanrım! Niye bir şeyi karşılıksız yapmazlar ki?

-Of..!,dedim gözlerimi devirerek."Ne istiyorsun?"

Biraz düşündü sonra gözleri parıldadı.

-Bir öpücük."

-Ne?" Diye çığrındım,tabi sesimin koridorda yankılandığını fark edince sesimi biraz alçattım.

-Yapma o zaman.Ben başka birini bulurum.Karşılıksız",dedim "Karşılıksız"'ın üzerine basa basa.Tam dönecekken kolumdan tuttu.

-Dur.tamam.Hiçbir şey istemiyorum."dedi utana sıkıla.Gülümsememi bastırmak için aklı karayı seçtim .Her zaman istediğimi alırdım ..

-Tamam,bekle biraz da mesajımı yazayım."dedim ve çantamda bu olaylar olduktan sonra hep taşımaya başladığım not defterimi çıkardım.Tellerine taktığım kalemimi de çıkardım ve rastgele boş bir sayfa açıp notumu yazmaya başladım.Biraz şifreli yazmaya karar verdim,ne olacağı belli olmazdı.

Demir parmaklıklar arasında bir anahtar,gördünüz mü hiç yanınızda?Eğer biliyorsan yerini,mektupla gizini.<3



Bu çok mu gizemli olmuştu,ne..?Neyse,diye düşündüm ve orayı yırtarak çocuğa verdim.

-Mia Bloomde'ye vericeksin.Bir şekilde vermen gerek"dedim kaşlarımı çatarak.Sonra ekledim.'Okumak yok.Anlaştık mı?"

-Tamam,dedi umursamazca.Ona sınıfın yerini gösterdim.

-Hadi,benim görünmemem gerek.,dedim ve merdivenlerin oraya geçtim.Kendim Mia dışarı çıkınca konuşamazdım,çünkü duyulabilinirdi.Elimle de işaret edemezdim çünkü o zaman çocuk görürdü.Of..Ne sıkıntılı bir durum.Artık,mesajı anlamasını ummaktan başka çarem yoktu.Çocuk sınıfa girdi.İçerden sesler geliyordu ama bir türlü anlayamıyordum.Birkaç dakika sonra Mia ile o çocuk sınıfın kapısından çıktılar.Hemen Mia beni görmesin diye köşeye sığıştım.Eğer görürse yanıma gelmek ister ve ses çıkarırdı.

Bu sefer seslerini duyabiliyordum.

-Al,bunu seksi bir kız gönderdi.,dedi çocuk ve galiba seslere bakılırsa kağıdı Mia'ya vermişti.Bir dakika bir dakika...Seksi kız mı??

-Tamam,teşekkürler,diyen Mia'nın sesini duydum.Çocuk oradan uzaklaşıp kendi sınıf kapısının önünde durdu.Beni orada beklemesini söylemiştim.

Mia galiba kağıdı okudu,yani o kadar dakika orada durmasını sağlayan şey bu olmalıydı.Sonra yerde bir şey şıngırdadı.Galiba metal bir şeydi.

Bu sesten sonra sınıf kapısının açılıp kapanma sesi geldi.Hemen o yere düşen şeye baktım.

Bingo!

Anahtar!

Hemen gidip aldım ve cebime koydum.Demek ki burada olduğumu tahmin etti.Mia'nın zekasını küçümsememem gerektiğini anladım.

Çocukla buluşmak için merdivenlerden aşağıya inip sınıfının önüne geldim.Duvara dayanmış beni bekliyordu .

-Teşekkürler,dedim ve yanağından öptüm.Arkama baktığımda elinin öptüğüm yeri okşadığını gördüm.Ahahaha..!Bu kadar güzel miyim ben ?

Hemen anahtarı kilide soktum ve çevirdim.Demir kapıdan hiçbir cızırtı gelmedi.



İlginç..

Bu demek oluyordu ki ya buraya sürekli giriliyor ya da sürekli kapı yağlanıyor...

Bunu Mia ve Lexi'yle paylaşmak için beynime not aldım.Belki onlar başka şeyler üretirdi.

Anahtarı aldım ve kapıyı arkamdan kapattım.Uzun bir merdiven vardı.Eh..Artık dayanacaktım.Hızlı ama bir o kadar dikkatli bir şekilde inmeye başladım .Artık kaçıncı merdiven ,bilmiyorum ama,yorulmaya başlamıştım.Tam biraz dinleneyim derken önüme bir kapı çıktı.Demek ki merdivenin sonu bu kapı diye düşündüm.

Çantamdan Bayan Dawn'dan aldığım anahtarı ve parmak izini çıkardım.Anahtarı deliğe soktum fakat parmak izi yerini bulamadım.Anahtarı çevirip kapıyı açtığım anda bir yere tosladım.Nereye çarptığıma bakmak için kafamı kaldırdığımda kocaman şeffaf bir insanla karşılaştım.Kızgın bir şekilde bana bakıyordu.

Bu lanet şey de neydi böyle??

Yaşlı,Abraham Lincoln'e benzeyen bir yüz şekli vardı.Ama bu kadar şeffaf ve bu kadar büyük olmasının nedenini anlayamamamıştım.



-Şey,merhaba!,dedim korka korka.Bir şey yaparsa nasıl kaçacağımı hesaplıyordum.Belki direk arkamdaki kapıdan kaçabilirdim.Ama ya alarm filan varsa.Ah..Lanet olsun!

Sinirli yüz ifadesi bir anda gülümsemeye dönüştü.Korkum şaşkınlığa dönmüştü .Biraz önceki korkunç yüz ifadeli yaşlı...-insan mı demeliydim??- neyse ondan işte,şimdi şevkatle bakan yaşlı bir adama benziyordu.Boğazımı temizledim.

-Acaba ,geçebilir miyim?

Şöyle bir bana baktı.

-Seni daha önce hiç buraya girerken görmemiştim.Kimsin sen?!dedi elini şeffaf sakallarına koyarak.

-Şey...ben...ailemi araştırmak amacıyla buraya geldim.Ayrıca evet,ilk defa geliyorum.",dedim.En azından doğruydu.Yalan söylemekten nefret ettiğim için,bu hoşuma gitmişti

-Hmm...Peki Bayan Dawn'dan iznin var mı?,dedi şüpheci bir şekilde.Şimdi ne demeliydim?Yalan söylemekten nefret ediyordum...Zorunda olmaktan da nefret ediyordum.!Ama ne olursa olsun yaşan söylememeliydim.Yutkundum.En doğrusu doğruyu söylemekti.

-Hayır,haberleri yok.

-Ne araştırmak için buraya geldim demiştin?

-Şey...ben de bir farklılık var,ben de bunun ailemden gelen bir şey olduğunu düşündüm ve okul kütüphanesinde araştırdım.
Fakat bir şey bulamadım.Ben de bu kütüphanede araştırmak için geldim."dedim başımı öne eğerek.Bunları söylemek zorundaydım.Yoksa yalana bulaşabilirdim ve bu da kendimden nefret etmeme gerek olurdu.

-Peki."dedi.Sadece peki...Bu ne anlama geliyordu?Bilmiyordum .Ama hiçbir şey yapmadığı için bunu kötü bir anlamda olduğunu düşündüm.En iyisi gitmemdi.

Tam geriye dönmeyi düşünürken şeffaf adamın söylediğini duyduğumda yerimde kaldım.

-Parmak izin varsa girebilirsin."Ben şok olmuştum.İzin vermişti,izin vermişti!!!!! Ama parmak izini istemişti,zaten o bende vardı.Galiba yerimde öyle durunca bir şart koyma ihtiyacı hissetti.

-Merak etme,kimsenin haberi olmayacak.'dedi.

Hemen parmak izini çıkarttım ve şeffaf adama uzattım.Başını sağa-sola salladı.

-Hayır,buraya takıcaksın"dedi ve cam gibi vücudunda hiç fark etmediğim parmak izi basma yerini işaret etti.O parmak izini yerleştirdim ve yeşil ışık yanınca neredeyse göbek atıcaktım.Pamak izini yeniden kabına koydum .Şeffaf adam vücudunu çekti.O anda onun vücudunun aynı zamanda kapı olduğunu fark ettim. Şeffaf adama gülümseyerek devasa kütüphaneye adım attım...





Vampir OkuluHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin