Lütfen Biri Beni Çimdiklesin!!!
Burası tam bir kitap cenneti!! Herhalde rüya görüyor olmalıydım,çünkü bu kadar şeyin gerçek olması...İmkansız!
Tamam,tamam,o kadar şey yaşadıktan sonra burası elbetteki az kalır fakat,burası gerçekten çok muhteşem bir kütüphane..
Öncelikle burası kocaman ve kitaplar dairesel bir biçimde yerleştirilmişti.Tavanda ise hareket eden bulutlar vardı.!
Kafamı yukarı kaldırdım ve bulutları seyretmeye başladım.Tıpki bir bilim kurgu filminde gibi hissediyordum.
-Bu nasıl bir şey böyle?!
Bulutlar sanki gerçek gibiydi ,o kadar gerçek ki insan bir an kendisini gökyüzünde gibi hissediyordu..
Sonunda başımı yere indirdim ve yerdeki beyaz fayansları incelemeye başladım.Fayanslar o kadar narin bir şekilde yapılmıştı ki...Ah..!Burası tek kelimeyle muhteşemdi!
Kütüphanenin ortasında, ben içeri girince su akmaya başlayan bir su havuzu vardı.Su,sadece alt tarafını kapatacak şekilde örten kıyafeti olan ,bebek bir meleğin ağzından çıkıyordu.
Bu koca kütüphanenin kenarında yuvarlak yuvarlak masalar vardı,(galiba kitap okumak içindi.)
Niye burayı bu kadar kapatıyorlardı ki?Burası gibi bir yerde öğrencilerde çalışma isteği doğardı herhalde.
Ben bu kadar etrafa dalmıştım fakat,amacımı da unutmamıştım.Ama bu kadar büyük bir kütüphanede nasıl bulacaktım tek başıma o kadar bilgiyi ?!
Yavaş yavaş kütüphanenin ortasına ilerledim.Burada kendimi kaybedebilirdim herhalde ...Kesinlikle buraya Mia ve Lexi gelmeliydi ,yoksa bu kitap cennetini görmeden ölmelerini istemezdim.Ölmek de nereden çıktı şimdi ?Ah.!! Burası o kadar güzel ki..
Neyse,dedim kendi kendime."Odaklanmalıyım"
Kitaplıklardan birine yaklaştım.Öncelikle nasıl dizildiklerini anlamam gerekiyordu.İyice incelemeye başladım.
Kitaplar ,ince ayrıntılara göre dizilmişti.Yani ilk önce her kitaplık harf harf ayrılmış sonra bu kitaplıktaki kitaplar konusuna,hangi dil olduğuna,soylara kadar ayrılmıştı.
Kabarık saçlarımı geriye attım ..Cidden ben nasıl bulucaktım ihtiyacım olan bilgiyi!!?? Aslına bakılırsa ne arayacağımı da bilmiyordum.
Tam bir tane, kabı dikkatimi çeken kitaba dokunacakken elimde bir sıcaklık hissettim.Bu sıcaklık git gide arttı ve ben de aniden ,küçük bir çığlık atarak elimi çektim.Bütün bunlar birkaç saniye içinde gerçekleşmişti.Elimde hafif bir kızarık vardı,o da iki saniye içinde geçti.
Bu da neydi böyle? Etrafıma baktım.Canımı yakan şeyin ne olduğunu merak ettim.Belki de birisi vardı burada.
-Hey!! Kimse var mı?!,diye bağırdım.En başta benim nefes alışlarımdan başka bir ses duyamadım.Sonra,bir anda karşımdaki kitaplığın arkasından bir tıkırtı geldi.
-Hey!Kimse yok mu?!
Tıkırtı yine geldi.Ben de bakmaya karar verdim.Yavaş ve sessizce sesin geldiği yöne doğru gittim.Hem korkuyor hem de merak ediyordum.Merakım baskın geldi ve ilerlemeye devam ettim.Karşılaşacağım şeyin ne olduğunu bilmiyordum ya da ne olduğunu...Ama inanın bana kesinlikle böyle bir şey olacağı aklımın ucundan geçmezdi.
Gördüğüm şey karşısında gözlerim büyüdü.Kendimi bir an bilimkurgu kitaplarında zannettim.Bu gördüğüm şey geçen sene arkadaşımın okumam için verdiği "Kanatlar" adlı kitaptaki elflere benziyordu.Kulakları elf kulağı gibi uzun ve garipti.Kafasından fırlamış pembe saçlarını bir taçla tutturmuştu.Kıyafetleri ise sanki doğadan gibiydi,pembe Gül yaprakları...Ama tek bir farkı vardı elflerden,minnacıktı..
Beni gördüğü an hemen yerinde dondu kaldı.Ne olduğunu anlamamıştım.Ne yapıyordu bu böyle?
-Merhaba,ben Katie.Sen kimsin.."dedikten sonra sessizce ekledim"Ya da nesin?"
Şaşkınlıkla yüzüme baktı.
-B-beni görebiliyor musun?" Sesi ince ve -ne kadar ilginçtir ki- narindi.
-Evet..."dedim sanki devamı gelicekmiş gibi.Çünkü öyle bir biçimde söylemişti ki ,görmem anormal bir şey sanki..
-A-a-mma ama nasıl?! Bizleri sadece Conte ailesinden birileri görebilir..Yoksa sen..."derken dehşet içinde bana baktı.
-Hayır,o Conte ailesi de nedir? ve sen de nesin ?Biz dediğin şeyde nedir?" Dedim.Hiçbir şey anlayamıyordum.Ben nasıl bir dünyaya girmiştim böyle??!!Bilimkurgu dediğin budur yani.
-Ihııım...ıhımm..Ben bir aoraks'ım.
-Efendim?,dedim.Bu ne biçim bir isimdi böyle.?Her geçen gün yeni yeni şeylerle karşılaşıyordum.Delî olmazsam iyiydi..
-Aoraks"dedi sanki anlamamda sorun varmış gibi harfleri ayrı ayrı söyleyerek."Kütüphane koruyucuları olarak biliniriz."Biraz durduktan sonra sordu"Sen kimsin?"
Bu soruyu nasıl cevaplamam gerektiğini bilmiyordum,ismimi söyleyerek mi yoksa ne olduğumu söyleyerek mi cevaplamam gerekiyordu?İkisini de cevaplamaya karar verdim.
-B..ben Katie.Vampirim."dedim ve sessizce "galiba" diye eklemeyi unutmadım.
-Galiba mı??Hmm...bu beni nasıl gördüğünü açıklıyor,dedi kendi kendisiyle konuşur gibi bana bakmadan.
Aniden gözlerime baktı.Bakışlarındaki bir şey beni korkutmuştu.
-Sen...yoksa....Nalien'in kurbanı mısın?
Dediği şeyi anlamamıştım.Ama kurban sözcüğü hiç hoşuma gitmemişti.
-Neyden bahsettiğini bilmiyorum?Nalien de kim?kurban derken?
O küçük suratıyla acıyan bir bakışla baktı.
-Kehanet derki"Yerin altındaki gölgenin canavarı,Nalien'ın kurbanı,sonsuza kadar kaybettiğinde ruhunu,aşkı da onunla birlikte ölücek ve Nalien gölgenin ordusunu uyandıracak.Çünkü aşk,kurbanı ordunun lideri yapıcak.
İşte bu kehanete göre kurban olacak kişi bizim gibi görülmeyen yaratıkları görücekmiş.Bence sen osun.Nalien'ın kurbanı.
Bu söylediği şeyler tüylerimin ürpermesine neden oldu.Hayatımın şu son dört günü kesinlikle korkutucu geçiyordu.Ve ben kurban olmak istemiyordum.
-B-bunun ben olmam ihtimalinde,ne yapmam gerekiyor?,diye cevabın kötü olmasından korkarak sordum.
-Bunu kader gösterecek,dedi bilgiç bir tavırla .
Resmen beynim patlayacaktı.Bu kadar aksiyon bana fazlaydı.Neden geldiğimi hatırladım ve bana yardım etmesini umarak Aoraks'a döndüm.
-Ben Landrow ailesinin soyundaki vampiri araştırmak için buraya geldim..Bana yardım eder misin?
-Elbette,senin gibi birisine yardım etmek görevimiz,dedi ve kütüphane kitaplarının üstüne çıkarak,müthiş bir hızla birkaç kitabı masaya koydu.Daha doğrusu bulunduğu yerden fırlattı.Her attığı kitapla etrafa yayılan tozun etkisiyle öksürüyordum.Sonunda işi bittiğinde aşağıya yanıma geldi.
-Bu kitaplar işine yarayabilir.,dedi gülümseyerek.Dişlerinin düzgünlüğü ve parlaklığı beni sarstı.
-Çok teşekkür ederim.,Dedim minnettarlıkla.Kitapların çokluğu gözümü korkutsa da,bunları okumam lazımdı..Ayrıca Lexi ve Mia'nın bu kitapları görmesi de lazımdı.Belki benim görmediğim bir şeyi görebilirlerdi.
-Önemli değil,dedi Aoraks.
-Bu kitapları yanıma alabilir miyim?,diye sordum.
-Hayır,olmaz.Tabi herkesin kitapların eksik olduğunu anlayıp telaşlanmasını istemiyorsan.,dedi garip bir sırıtışla.
-O zaman,bu sırrı saklar mısın?
Biraz düşündü.Ama cevabın ne olacağını biliyordum.
-Evet,saklarım.Ama yine de kitaplara iyi davranman lazım.Tamam mı?
-Tamam,söz veriyorum.,dedim ve kitapları çantama doldurdum.Bazılarını elime almak zorunda kaldım .Giderken birine rastlamamak için elimden geleni yapıcaktım.Kütüphaneden çıkınca o şeffaf robotla da kanka oldum.İlk önce yavaş adımlarla yanına gittim.
Çekingence;
-Acaba,bu sırrı saklar mısınız?,dedim.Yüzümü umutsuz bir ifadeye çevirdim.Benden de iyi rolcü olur ya..
Sonra o da kulağıma doğru eğildi.
-Hangi sırrı?,dedi.Bu beni o kadar mutlu etti ki neredeyse ağlıcaktım .
-Yalnız bir şey daha var,dedim endişeli bir ses tonuyla.
-Evet?,dedi mekanik kaşını kaldırarak..Evet çok komikti.
-Benimle işbirliği yapar mısın?Yani ben istediğimde girip çıkabileyim,sen de birileri olduğunda beni uyar,arkadaşlarımda girebilsin ve kimseye söyleme.Anlaştık mı?
-Elbette Katie,dedi şevkatle.Elbetteki o gerçek değildi ama yine de bu hisleri yansıtıyordu.Teşekkür ettim ve kütüphaneden çıktım.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Vampir Okulu
FantasíaKatie,güzel bir Lise de 3.sınıf öğrencisidir.Popüler bir çocukla çıkıyordur ve çok iyi arkadaşları da vardır.Ama bu hayatı ,vampir olunca tamamen değişir.Çünkü Vampir Okulu'na gitmeli ve herkesi arkasında bırakmalıdır.