Şu anda karşımda oturan kıza tuhaf tuhaf bakıyordum. Kızın kollarında, omuzlarında, her yerinde garip şekilli dövmeler vardı. Toprak bana kınayıcı bir şekilde bakıp kıza baktı.
"Burada ne arıyorsun?"
"Bu aralar bunu çok duyuyorum. Daha ilginç bir şey sor." dedi kız ve tekli koltuğa daha da yayıldı.
"Niye buraya geldin? Fatih seni görürse-"
"Ne yapabilir? Psikopat, narsist, anormal ablasına bir yumruk mu çakar?" dedi ve güldü. "Keşke çaksa."
Ben konuya yabancı kalmış olabilirdim ama anladığım tek şey vardı, ki o şey de bu kızın Fatih'in ablası olduğuydu. Hiçbir benzerlikleri yoktu. Saçlarının renkleri aynıydı ama gözleri ve surat şekilleri farklıydı.
Kapıdan ses gelince hepimiz oraya baktık. Fatih derin bir nefes aldı ve kapıya yaslanarak ablasına bakmaya başladı.
"Tahminimce burada ne işin var diye soracaksın. Cevap, canım istedi." dedi kız- artık adını öğrenmeliydim- .
"Ben artık sana bir şey demiyorum İmge. Ne halt yersen ye!"
Fatih ayaklarını yere vura vura yukarıya çıktı. Ben gözlerimi kıza çevirdiğimde onun da beni incelediğini gördüm. Gözleri suratımda uyalandıktan sonra omuz silkip önüne döndü.
"Bu güzellik kim?" dedi kafası ile beni işaret ederek. Hey! Bende buradayım!
"Yaprak. Onları görenlerden."
Kız beni biraz daha inceledikten sonra tekrar omuz silkip yerinden kalktı.
"Adın güzelmiş... Yaprak."
•●•●•●•●•●•●•●•
Merdivenlerden çıkıp beyaz kapıya kadar ile ilerledim. Kapıyı açıp içeriye girdim ama...
"Adın güzel ama Kamelya daha zarif."
Arkamı dönüp odaya zıt olan, siyahlar içindeki İmge'ye baktım.
"Ama-""Ah! Hadi ama! Benim adım İmge. Benden saklayacağını mı sanıyordun?"
"Aslınd-"
"Tamam açıklama gerekmez. Kimseye söylemem. Ama eğer benim için aksi bir durum olursa bunu koz olarak kullanırım. Bil istedim." dedi ve yavaş adımlarla yanıma yaklaşıp önümde durdu.
"Küçük yalancı Yaprak..."
•●•●•●•●•●•●•●•
"Yaprak, biraz buraya gelsene!"
Odamdan çıkıp aşağıya indim. Herkes -İmge de dahil- mutfak masasının etrafına toplanmıştı. Kaşlarımı çatarak yanlarına ilerledim.
"Biz-"
"Daha çok Selen." diyerek Selen'in sözünü kesti İmge. Selen ona dik dik bakarak cümlesine devam etti.
"Biz düşündük ki sen de, bizimle, okula gidebilirsin. Yani derslerinden geri kalma diye şey ettik."
"Bence güzel fikir." deyiverdim bir anda. Kaçmam için fırsatlar doğuyordu, ve ben bunları kullanacaktım.
"Sen... ciddi misin?" dedi Fatih şaşkın suratı ile.
Evet anlamında başımı salladım ve bana şüphe ile bakan İmge ve Toprak'ı takmamaya çalıştım.
"Tamam o zaman. Ben yarın müdürle konuşur, bir şey ayarları-"
"Benim için de konuşsana şu müdür ile. Bir anda içime bir okuma isteği geldi." dedi İmge benimle göz temasını kesmeden. Cidden bu kızdan hiç hoşlanmamıştım. Hemde hiç.
"Ama sen bizimle yaşıt deği-"
"Cidden bunu sorun etmezsiniz heralde."
"Tamam! Ben konuşurum!"dedi Selen ve Fatih'i de çekiştirerek, oflaya oflaya yukarıya çıktılar . İmge de asker selamı vererek yukarıya çıktı. Toprak'a döndüm. O da bana bakıyordu zaten.
"Neden ben buradayım?" dedim bir anda.
Omuz silkip bana bakmaya devam etti. "Tımarhaneye, sizin değiminizle deli hastanesine gitmek istemiyorsan, bizimle kalmalısın."
"Hiç mantıklı gelmiyor." dediğimde kaşlarını çattı.
"Mantıklı mı gelmesi gerekiyordu?"
Evet demek isterdim ama o silik insanlar konusunda pek emin değildim. Hem şu İmge'nin nasıl bu kadar şey bildiğini de bilmiyordum.
"Hadi yat ufaklık. Yarın senin için uzun olacak."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kamelya
FantasíaKapısı çalındığında kafasını kaldırdı küçük çocuk. Bu yetimhanede pek arkadaşı yoktu. Aslına bakarsanız oda arkadaşı bile yoktu. "Girin." dedi ve gözlerini kapıya dikti. Küçük kız nefes alıp içeriye girdi. Buranın iyi bir yer olduğunu var sayıyordu...