...AJAN...

100 8 0
                                    

Multide uraz ve aleyna :)

Esranın neden bu kadar sinirlendiğini bilmiyordum sonuçta onunda bende sakladığı çok şey vardı bana karanlìktan uzak durmamı söylüyo ama kendisi karanlığın dibinden ayrılmıyordu. Madem ikimizinde hataları vardı o zaman bana kızma hakkıda yoktu!!. Esra sinirle bana bakıp cevap beklerken onun daha sinir olacağını bildiğim için gözlerimi devirmiştim tahmin ettiğim gibi o daha sinirle konuşacakken onu durdurdum

"İkimizde sakinleşinle konuşalım esra beni kimin kurtardığını biliyorsun ve 1:30 sana bişeyler çağrıştıyor mu bana uzak dur derken seni karanlığın ortasında buldum.!!"

Esra çok şaşırmıştı ne diyecegini pek bilmiyor gibiydi sinirinin yerine hüzün gelmişti açıkçası üzülmüştüm esranın kalbini kırmıştım ama bende kırgındım bana uraz ve üzeyirin değil kendi hikayesini anlatmlıydı. İkimizinde gözleri dolmuştu tam arkamı dönmüş gidiyordum ki esranın kısık sesini duydum

"1:30 birşeyi değil çok şeyi çağrıyir bir enkaz gibi çökmeme neden oluyor.!"

Gözümden yaşlar akmaya başlamıştı. Arkamı dönememiştim. Sadece en aciz sesimle

"Sonra..." diyebilmiştim.

Sonra esra herşeyi halletcez ama biraz zaman lazım zamanımız çalınmadan iyi şekilde değerlendirelim. Ama şimdilik Sonra...

Hızla sınıfa girdim. Girer girmez hemen üzeyiri görmüştüm. Çünkü sınıfta sadece o vardı. Telefonla konuşuyordu bana sinirli bir bakış atmıştı ama ben ondan bin kat daha sinirliydim. Bir süre öyle kaldıktan sonra gözlerimi devirdim ve hızla çantamı aldım. Arkamı dönüp çıkmayı planlıyordum ama her zamanki gibi üzeyir yine izin vermemişti. Kolumdan tuttuğu gibi kendine çevirmişti o kadar hızla döndüm ki az kalsın üstüne düşüyordum.

"Ne yapıyorsun ya!!"

"Asıl sen ne yaptığını sanıyorsun!!!"

Al işte şimdi anlaşıldı az önce arayan eraydı. Hızla kolumu çektim.

"Seni ilgilendirmiyor!"

"Aslında beni çok yakından ilgilendiriyor ama senin o küçücük toz pembe dünyanın ilgisi nasıl bu tarafa kaydı merak ediyorum!!!!"

Bi an içimden senin yüzünden aptal hayvan kaslı pislik diyesim gelmişti. Onu orda çocukların içinde gormeseydim aydınlığını gormeseydim belki orayada gitmicektim. Ama tabikide böyle bisey diyemezdim hemen kendimi topladım

"Niye benimle ilgileniyorsun üzeyir pardo KARANLIK ÇOCUK mu demeliydim?!?"

Bunları söyledikten sonra üzeyir bana doğru bir kaç adım attı ben onun göğüs kaslarıyla burun burunuyken birden eğildi yüzlerimizkn arasında bir kaç cm vardı. Kokusu gözlerinin maviliğini yansıtmak istercesine okyosunus kokuyordu hani deniz sezonunu acarsiniz ve ilk gittiginizde denize dogru bakar ve derin bir nefes cekersiniz uzeyir onun kaar huzel kokuyordu. Ama sigarı kokisu buna eşlik etmiyorda degildi. Ben kendime gelmeye çalışırken üzeyir kafasını kulağıma doğru götürdü. Once alayli bir tislama duydum sonra ciddi bir ses tonuyla

"Bence o karanlıktan korkmalısın aleyna pardon BAŞ BELASI mı demeliydim?"

Bu sözleri söyledikten sonra çıkıp gitmişti. İnanamıyorum ya bu çocuk kendini ne sanıyordu!!? Şoktan çıkmıştım ama bu seferde sinirden hüngür hüngür ağlıyordum. Koşturarak okuldan çıktım. Nereye gittiğimi bilmiyordum ama burdan bir an önce uzaklaşmalıydım. Okulun köşesini dönmüş hızlı adımlarla yürüyordum. O sokak bu sokak derken kaybolmuştum. Ayrıca çok yorulmuştum ve ağlamaktan gözlerim şişmişti. Sokak kaldıramına oturdum ve derin bir nefes aldım. Hayır ya sen git o kadar şey yap onun için şu gördüğüm muameleye bak!! Ama yok yok o insan değil ki hatta o hayvan kasları ona biraz fazlı gelmiş olacak ki beyninede sıçramıştı. Nefret ediyorum o çocuktan nefret ediyorum. Nefret ediyorum!! O esneda uzun süredir bastırdığım iç sesim konuştu.

O zaman neden onun için oraya gittin ve az önce bunu itiraf/ettin madem nefret ediyosun neden??

Hayır ya beb iraya şu karanlık zaman zımbırtısı için gittim. Tabi iç sesim hiç durur mu? Hemen atladı bide yalan söyleyebilsen... Daha öncede üzeyirin aydınlık olduğunu söylüyordun. Neden onun maviliğinde kayboluyorsun SONSUZ MAVİLİK diye düzelttim onlar benim en güzel hapishanemdi... Sanırım daha fazla inkar edemeyecektim. Ben... Ben... Üzeyirin ışığına kapılmaya başlamıştım. Onun gözlerinin en koyu tonuna bebi öldüren o çarpık gülüşüne....

"Delirmiş bir ajan"

Yanıma gelmiş kişiyi daha yeni farkediyordum. Kim olduğuna bakma için hafif bir şekilde kafamı kaldırdım. Kocaman bur İNANAMIYORUMM!!! bu URAZ!!

Hızla ve kocaman olmuş gözlerle ayağa fırladım. Uraz gözlerimin içine bakınca kısa etkili bir şok yaşamıştı onun gözleride benimki gibi kocaman olmuştu. Bir an bile gözlerini kırpmadan gözlerime bakıyordu bu haline çok şasırmıştım sonuçta burda urazdan bahsediyorduk. Duygu yoksunu olan urazdan! Sanki ağlayabilirdi ama bunu bike belli etmiyordu. Ben bunları düşünürken uraz titrek sesiyle

"Deniz!!" diyebilmişti.

Deniz kimdi ya noluyordu burda? O esnada birden kendini topladı ve ifadesiz haline geri döndü. Beni baştan ayağa süzdüğünde sanki daha bi kendine gelmişti. Seside öyle

"Git burdan ve bir daha bilmediğin sokakalara girme girsen bile ajancılık yapmaya çalışma!"

Nasıl yani uraz beni görmüştü ama hiç birşey demiyor ve beni gönderiyor muydu!?!?

***********

KARANLIK BEDENLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin