...GÖKYÜZÜ VE YERYÜZÜ...

21 3 0
                                    

Gözlerimi açtığımda yanımda üzeyiri bulamamın hüznünü yaşadım ama yinede mutluydum. Yıllardır yaşamadığım o güzel duyguyu buraya gelince bana karanlık bir beden sunmuştu.. sahi karanlık kötülük demek değil miydi? Küçükken siyah boyalar bitmez genelde kırılır yada sevmediğimizden boş boş dururdu. Annem gece dışarı çıkmama izin vermezdi. Çünkü karanlıktı... karanlık kötülük demekti... Ama artık öyle değil! Bir gece dışarı çıktım. Sonra gökyüzünü gördüm siyahtı ama beni kendine çeken bana huzur veren bir güzelliği vardı. Gökyüzü parlaktı... İşte o zaman karar verdim. Bende gecenin bir parçası olacaktım hemde en büyük parçası.. Onun yol göstericisi olcaktım. Belki sadece bela oluyordum onu bırakmalıydım ama yapamıyordum. Karanlıktan kaçtıkça içine çekiliyordum. Üzeyir mavi ve siyaha aşık olan bir kızın en güzel hayali. Onu bırakamazdım. Yatakta doğruldum. Ellerimi saçlarımdan geçirdim ve etrafa biraz göz gezdirdim. Dolabın yanındaki boy aynasını farkedince yataktan kalktım ve aynanın karşısına geçtim. Her zamanki gibi yorgundum ama suratımda kocaman bir gülümseme vardı. Kendimi incelerken aşağıdan gelen seslerle kendimi seslere verdim. Birileri gelmişti ama kim? Biraz daha dikkatli dinleyince sesler tanıdık geldi. Üzeyirin odasındaki banyoya girip elimi yüzümü yıkadım. Ellerimle saçlarımıda düzelttikten sonra odadan çıktım. Aşağıya baktığımda koltukta esra ve erayı otururken gördüm. İçimi daha fazla mutluluk kaplarken heyecanla esraya seslendim.

"ESRA!!"

ben bağırınca üçüde yukarı baktı. Esra beni görünce direkman ayağa kalktı.

"Aleyna"

Onun sesi benimkinin aksine hüzünlü ve korkmuş çıkıyodu. Hızla merdivenlere yöneldim. Ben merdivenleri inmeyi bitirinceye kadar esrada merdivenin önüne yaklaşmıştı. Hızla esranın boynuna sarıldım.

"Aleyna.. iyi misin canım ne kadar korktum haberin var mı? Seni yalnız bırakmamalıydım. Hepsi benim suçum özür dilerim.."

Esradan ayrılıp yüzüne baktım.

"Saçmalama esra tabikide senin hiçbir suçun yok benim suçum ama sen zaten biliyosun.."

Esra yavaşça başını salladı. Bir kez daha sıkıca sarıldık ve salona doğru adımladık. Esra erayın yanına üçlü koltupa oturmuştu. Üzeyir ikili koltuklarda oturuyordu. Bende üzeyirin karşısındaki koltuğa esraya yakın olacak şekilde oturdum. Kafamı kaldırınca üzeyirle göz göze geldik. Hemen utançla kafamı eğdim. Onun gözlerine bakmaya daha hazır değildim. Bir süre sessizce oturduk. Acaba hala bana bakıyo mu? Merakımı yenemeyince başımı tekrardan kaldırdım. Üzeyir hala donuk bakışlarla bana bakıyordu. Acaba ne düşünüyordu. Ben yine onun gözlerinde sorularımla boğuluyordum. Esra koluma girince irkilerek ona döndüm. Gülümseyerek

"Hadi gel kahve yapalım. Atıştırmalık bişeylerde hazırlarız acıkmış olmalısın."

Esrayı başımla onayladın ve ayağa kalktık. Üzeyire hiç bakmadan direkman mutfağa girdim çünkü üzeyirin gözlerine bakarsam bidaha gözlerimi çekrbileceğimi zannetmiyordum.

ÜZEYİRDEN

Esra ve aleyna mutfağa girdiklerinde bizde erayla üst kattaki çalışma odama gittik. Kendimi rahat deri koltuğuya attım ve başımı geriye doğru yasladım. Eray hala huzursuzdu ama ben gayet rahattım. Çünkü gözlemlerim sonucu endişelenecek birşeyin olmadığını biliyordum.

"Abi! bak cidden bu iş öyle kolay değil ! Tedbir almalıyız."

Ayakta dikilen eray'a baktım. Endişeli olduğu her halinden belliydi. Onada hak veriyordum. Karanlık zamanın gazabına uğramıştı. Oysaki hayalleri vardı. Ama hepsi karanlıklar altında kalmıştı. Oturduğum rahat koltukta biraz daha yayıldım.

KARANLIK BEDENLERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin