Bölüm 27 [JongKey]

410 25 5
                                    

Geç yayınladığım için özür dilerim ama grip oldum ve kılımı kıpırtadacak halim yoktu anca çeviriyi tamamladım *-* Bir de bu bölümün dışında geriye 3 bölüm kaldı ve 3 bölüm sonra fici bitiriyoruz. Ondan sonra çeviri yerine kendim bir fice başlamayı düşünüyorum ama henüz karar verebilmiş değilim, kimle ilgili yazacağımı kesinleştirmem gerek. Neyse çok uzattım dhbhfj iyi okumalar ^-^

Sungjong ve Key çok iyi anlaşıyorlardı, birlikte kafeler ve sinemalarda takılıyorlardı. Her zamanki gibi küçük kafeye gitmeye karar verdiler. Key Sungjong'u onun evinin önünde bekliyordu. Sungjong evden dışarı çıktığında, Key arkasından fırladı ve elleriyle Sungjong'un gözlerini kapattı.

"Bil bakalım kimim ?" Sungjong iç çekti ve ellerini gözlerinden çekti.

"Çocukça oyunları bırak, kafeye gitmek daha iyi olacak." Key sırıttı.

"Her zaman olduğu gibi kızgın ve rahatsız." Kolunu omzuna attı ve kafeye gittiler.

Yolda Sungjong büyük bir taş gördü ve üzerine çarptı. Dengesini kaybetti ve neredeyse düşüyordu ama Key onu yakaladı.

"İyi misin ?" Sungjong başını salladı ve Key'in kollarının arasından çekildi.

"Tam bir baş belasısın ! Daha dikkatli olmalısın." Sungjong tekrar hiçbir şey söylemeden başını salladı. Sonunda kafeye ulaştılar.Pasta ve dondurma aldılar ve sonra rahat pofuduk koltuklara oturup yemeye başladılar.

"Lezzetli~" Dedi Sungjong. Yüzü pastadan kirlenmişti, Key kendini tutamadı ve yüksek sesle güldü.

"Sonra beni çocuksu diye çağırıyorsun, oi oi Sungjongie neredeyse çikolatalı pastadan kahverengi olmuşsun." Key peçete aldı ve Sungjong'un yüzündeki tüm kremayı sildi.

"Teşekkürler." Sungjong mırıldandı ve ağzına pastadan başka bir parça daha koydu.

"Bir şey değil ~" Key pufladı ve telefonuna baktı çünkü cebinde bir titreşim hissetti.

"Kim o ?" Ağzı dolu Sungjong sordu ve telefona bakmayı denedi.

"Benim sinir bozucu ESKİ kız arkadaşım..." Key mırıldandı ve yavaşça telefonu masaya koydu.

"Hangisi ? Onlardan milyonlarca vardı." Dedi Sungjong sinirli bir şekilde, biraz kıskanç ve kızgın hissetmişti.

"Taeyeon... Neden artık ondan hoşlanmadığımı anlamıyor ?"

"Senin çok değişken bir aklın var değil mi ?" Sungjong gözlerini devirdi ve telefonun ekranına baktı.

"Bir playboy olduğumu mu söylüyorsun ?" Key sesini yükseltti ve Sungjong'a öfkeyle baktı.

"Hayır ? Her gün kız arkadaş değiştiriyorsun ve sadece kız arkadaşlarla da sınırlı değil." Sungjong ekrandan yüzünü kaldırmadan söyledi. "Woah Wonder Girls ! Onları çok seviyorum ~ Tell Me, Tell Me, T-T-T-T-T-Tell Me " Sungjong Wonder Girls- Tell Me ile dans etmeye başladı ama Key hala onun sözlerine kızgındı bu Sungjong'a bakmasını sağladı.

"İstiyorum mu sanıyorsun ? Eğer onları üzmezsem beni terk etmeyecekler !" Sungjong sinir bozucu bir şekilde ona baktı.

"Yani ? Her neyse bu benim işim değil, eğer istiyorsan tüm koreli kızlarla ve erkeklerle çık. Umursamıyorum ve neden her şeyi bana açıklamaya çalışıyorsun, anlamıyorum..." Key dişlerini sıktı.

"Beni gerçekten umursamıyor musun ?" Onun bu tepkisi Sungjong'u şaşırttı.

"Senin ilişkilerinden bahsediyorum ! Tabiki seni umursuyorum." Key ifadesini değiştirdi ve pencereden dışarı baktı. Lanet olası onun bugün derdi ne ? Kafeden çıktıktan sonra boş bir parkın içine yürüdüler, çoktan gece yarısı olmuştu.

We Don't Suit Each Other | MyungYeol [Çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin