Bölüm 11 [Erkek arkadaşını oynamayı durdurmak istemiyorum]

484 43 13
                                    

"Woohyun bekle..." Dedi Sunggyu.

"Hmm ? Sorun ne ?"

"Myungsoo ve Sungyeol hakkında konuşmamız gerek."

"Ama istemiyorum."

"Lütfen..."

"Ugh tamam sana hayır diyemiyorum." Woohyun iç çekti ve boş sınıfta Sunggyu'yu takip etti.

"Ne hakkında konuşmak istiyorsun?"

"Bak Woohyun Sungyeol'ü sevdiğini biliyorum AMA ikisinin arasına giremezsin ve Myungsoo senin arkadaşın, hislerini anlıyorum... Birini seviyorum ama o arkadaşıma aşık, ama ne olursa olsun yinede ikisini de seviyorum çünkü biz arkadaşız, o yüzden Myungsoo'yu incitemezsin. Ona zarar verirsen Sungyeol'e de vereceksin... Vazgeçmen gerektiğini düşünüyorum."

"Ama yapamam... Evet onun benim arkadaşım olduğunu biliyorum ve ondan nefret edemeyeceğimi de biliyorum... Ama Sungyeol'ü kaybetmek istemiyorum. Sen bu konuda ne yaptın Sunggyu ? Vaz mı geçtin ?"

"Cevap ne bilmiyorum, dedim ya ikiside benim için önemli ama onu unutamadım. Denedim ama yapamadım..." Dedi üzgünce.

"Gördün mü ? Bende, Sungyeol'ü kaybedemem."

"Tamam ama Myungsoo'yu incitme lütfen."

"Ona zarar vermek istemiyordum, ben sadece çok kızmıştım ve aptalca şeyler söyledim. Şimdi hadi sınıfa gidelim." Woohyun gülümsedi ve dışarı yürüdü, Sunggyu'da onu takip etti.

***********

"NEE? İKİNİZ GERÇEKTEN ÇIKIYOR MUSUNUZ ?" Dongwoo bağırdı.

"Evet." Dedi Sungyeol ve kızgın Myungsoo'ya baktı.

"Myungsoo'nun nesi var ?" Diye sordu Hoya.

"Hiçbir şey, sadece utanıyor."

"O-oh anladım..."

Sungjong sandalyede oturuyordu ve duyduklarına inanamamıştı. Dersten sonra Myungsoo koridorda yürürken Sungjong onu kolundan yakaladı.

"Konuşmamız gerek..." Dedi sessizce.

"T-tamam."

"Myungsoo, bana neler olduğunu anlat, bunların hepsinin yalan olduğunu biliyorum. Ama sen neden çıktığınız hakkında yalan söylüyorsun ?"

"Y-yalan değil." Myungsoo bağırdı.

"Oh hadi ama kendine bir bak, ondan nefret ettiğin belli. Bunu yapman için o sana sordu değil mi ?"

"Tamam gerçeği söyleyeceğim... Sungyeol'ün Woohyun'dan hoşlandığını biliyorsun değil mi ?"

"Evet hatta Woohyun bile bunu bilir."

"Woohyun'da Sungyeol'den hoşlanıyor."

"Evet biliyorum, öyleyse sorun ne ?"

"Sunggyu hyungunda Woohyun'dan hoşlandığını biliyor muydun ?"

"N-ne? Gerçekten mi ? Bilmiyordum..."

"Evet, Sungyeol Sunggyu'nun hislerini de düşünüyor ve onu incitmek istemiyor bu yüzden erkek arkadaşı rolünü oynamam için bana sordu çünkü Woohyun'un onu unutup Sunggyu ile olmasını istiyor."

"Aman tanrım çok aptalca!" Sungjong bağırdı.

"Evet biiliyorum..."

"O zaman sen neden kabul ettin ?"

"Bilmiyorum... Ugh ben aptalım..." Myungsoo iç çekti.

"Evet öylesin! Myungsoo bunu bırakmalısın!"

"Nasıl yapabilirim ? Şimdi herkes eşcinsel olduğumu düşünüyor ve Sungyeol'le olduğumu sanıyorlar. Eğer sadece bir oyun oynadığımızı söylersem herkes benden nefret edecek."

"Sungyeol umurunda değil mi ? Eğer sadece bir oyun olduğunu söylersen onun başı da belaya girecek."

"Bu onun suçu ! Onun yüzünden bu durumdayız! Ona ne olacağı neden umurumda olsun! Eğer ailem bunu duyacak olursa, beni öldürürler, hangi aile birisi oğullarının 'eşcinsel' olduğunu söylediğinde mutlu olur ki ?" Myungsoo öfkeyle bağırdı.

Myungsoo Sungyeol'ün kapının arkasında olduğunu ve herşeyi duyduğunu bilmiyordu.

******************

Derslerden sonra Myungsoo Sungyeol'ü bekliyordu, onu gördü ve yanına gelmesini bekledi.

"Sungyeol kafeye gitmek istiyorsan -" Ama Sungyeol onu kesti.

"Hayır hadi çalışmak için benim evime gidelim."

Yoldayken Sungyeol konuşmuyordu bu yüzden Myungsoo sordu.

"Bir sorun mu var ?" Sungyeol yürümeyi kesti.

"Durmalıyız."

"Ne?" Myungsoo şaşırmıştı.

"Herkese herşeyi ben anlatacağım bu yüzden endişelenme."

"Ama neden ?"

"Çünkü sızlanmandan bıktım." Dedi ve yürümeye devam etti.

Myungsoo şok oldu, Sungyeol'ün bunları söylediğine inanamamıştı. Sungyeol'ün neden böyle davrandığını anlamıyordu... Myungsoo Sungyeol'e koştu ve arkadan ona çarptı, Sungyeol yere düştü.

"SEN DELİRDİN Mİ ?! NE YAPIYORSUN ??" Sungyeol öfkeyle bağırdı.

"Ama ben durmak istemiyorum." Ve sırıttı.

"Ne?"

"Erkek arkadaşın rolünü oynamayı durdurmak istemiyorum."

"N-Ne ? Tüm gün bunun yüzünden şikayet ediyordun! Şimdi erkek arkadaşım mı olmak istiyorsun ?"

"Gerçek hayatta değil seni aptal, ben sadece biraz daha oynamak istiyorum, bu eğlenceli." Myungsoo gülümsedi ve kalkması için ona yardım etti.

"Ya ben daha fazla oynamak istemediğimi söylersem ?"

"Daha da fazla sızlanacağım." Ve sırıttı.

"Ugh senden nefret ediyorum..." Dedi ve yürümeye devam etti.

Myungsoo gülümsedi ve Sungyeol'ü takip etti.

"Sungyeol hadi dondurmacıya gidelim lütfeeen."

"Hayır! Çalışmamız gerek."

"Lütfen."

"Hayır."

"Lütfen! Lütfen!"

"TAMAM!" Sungyeol çok yüksek sesle bağırdı.

"Yehey! Hadi gidelim, buraya yakın küçük bir dondurma dükkanı biliyorum."

Dondurmalarını aldılar, sandalyelerine oturup yemeye başladılar.

"Bitter çikolatalı dondurma seviyor musun ?" Diye sordu Sungyeol.

"Evet ben sadece bitter çikolatalı yerim."

"Neden ?"

"Çünkü siyahı seviyorum." Ve dondurmaya baktı.

"Aptalsın, oh alt dudağında dondurma var." Dedi Sungyeol, sandalyesinden biraz kalktı ve parmağıyla Myungsoo'nun dudağındaki dondurmayı aldı. Myungsoo kızardı ve sevimli bir yüzle Sungyeol'e baktı. Sungyeol ne yaptığını farkedince hızla yerine oturdu, yanakları pembeleşmişti. 'Nasıl bu kadar tatlı olabilir ?' diye düşündü.

"Hadi gidelim şimdi, çalışmamız gerek." Dedi Sungyeol ve ayağa kalktı.

"T-tamam."

We Don't Suit Each Other | MyungYeol [Çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin