Sungyeol pijama partisi için Myungsoo'nun evindeydi.
"Yah ! Myungsoo beni öpmene gerek yok artık bu kabaca. O an öleceğimi sandım."
"Neden ? Bundan hoşlanmadın mı ?" Myungsoo biraz üzgün bakıyordu. Neden böyle tepki verdi ? Belki benden hoşlanıyordur ? Bir çok düşünce Sungyeol'ün kafasının içinde dolaşıyordu ama sonra söyledi.
"Bundan hoşlanmadım anlamında dememiştim ama hala beni bu şekilde öpmemelisin."
"Tamam." Myungsoo odasına yürüdü.
"Myunggie nereye gidiyorsun ? Bana kızgın mısın ?"
"Hayır seni aptal, neden kızgın olmalıymışım ? Sadece tişörtümü değiştireceğim."
"O-oh tamam." Sungyeol o an çok aptal hissetti, televizyona baktı.
"Filmin konusu ne ?" Myungsoo sordu ve kanepede ona çok yakın oturdu. Sungyeol sinirlendi çünkü bedenlerinin arasında en fazla 1 santimetre mesafe vardı.
"Bilmiyorum, birkaç dakika önce başladı."
Filmde fazlasıyla yatak sahnesi vardı, Sungyeol bunu Myungsoo'yla izlediği için çok garip hissediyordu. Başka bir sahne başladı. Sungyeol Myungsoo'ya baktı ve gülmeye başladı.
"Neden gülüyorsun ?" Myungsoo merakla ona baktı.
"Özür dilerim ama bu tarz bir şeyi ilk defa izleyen küçük bir çocuk gibi görünüyorsun." Sungyeol o kadar çok gülüyordu ki karnı ağrımaya başlamıştı. Koltukta yuvarlanmaya başladı.
"YAH ! Bana gülmeyi kes !" Myungsoo kızgınlıkla bağırdı.
"Durmanı söyledim !" Sungyeol'ün üzerine uzandı ve alnını onun alnına çarptı. Sungyeol hemen gülmeyi kesti, Myungsoo onun üzerinde uzanıyordu ve yüzleri çok yakındı hatta burunları birbirine sürtüyordu. Filmdeki sahne devam ederken, arka planda romantik bir müzik çalmaya başlamıştı. Myungsoo ve Sungyeol birbirlerine genişlemiş gözlerle bakıyordu. Sungyeol rahatsızca titredi ve bakışlarını kaçırdı ama Myungsoo hala dudaklarına bakıyordu. Myungsoo yavaşça ona eğildi, Sungyeol için her saniye sonsuz gibiydi. Myungsoo yavaşça daha da yakınına eğildi. Aniden bir ışık parladığında neredeyse öpüşeceklerdi, aniden Myungsoo kafasını Sungyeol'ün kafasının yanına koydu. Kolları biraz korkuyla Sungyeol'e sarılmıştı.
"Myungsoo ?" Myungsoo cevap vermedi, ışık tekrarladı ama şimdi şimşekler daha sesliydi. Myungsoo ona daha sıkı sarıldı. Sungyeol kıkırdadı.
"Bizim kötü çocuk Myungsoo'nun gök gürültüsünden korktuğunu söyleme." Myungsoo'nun nasıl titrediğini hissetmişti.
"Sorun değil, ben senin yanındayım korkma." Sungyeol onun vücudunu güçlü bir şekilde kendi vücuduna doğru çekti. Myungsoo onun daha da yakınına eğilmeyi deniyordu kollarını onun arkasından geçirdi ve daha da sıkı sarıldı.
"Sungyeol..." Myungsoo sessizce mırıldandı.
"Hımm ?" Sungyeol onun başını okşadı.
"Benimle kal..." Myungsoo çok sessiz söylemişti bu yüzden Sungyeol zar zor duymuştu.
"Tabiki kalacağım." Sungyeol gülümsedi ve ellerini onun beline sardı, Myungsoo başını onun göğsüne yasladı ve gözlerini kapattı. Sungyeol'e sarıldığında daha rahat ve güvende hissetmişti. Farkında olmadan ikiside bu pozisyonda uyuyakalmıştı. Bütün gece birbirlerini kucaklayarak uyumuşlardı.
Myungsoo hala Sungyeol'ün kollarındayken uyandı ve şaşırdı.
"Başladığım işi bitirmek istiyorum... Umarım uyuyorsundur..." Sungyeol'ün yüzüne eğildi ve onu dudaklarından öptü.