Aylar sonra~

45.4K 1.8K 191
                                    

HİRA#

Sabah bir haftadır görmeye alışık olduğum manzaraya açtım gözümü; Barış banyodan çıkmış belindeki havlusuyla dolabın karşısında dikilmişti. Tek farklılık bu sabah işe gidecek olması.

Dün gece bir haftalık balayımız bitmişti ve benim evime gelmiştik. Bir hafta kadar da burada takılacaktık çünkü evdeki hesap çarşıya uymamıştı, Barışın bizim için aldığı evin tadilatı henüz bitmemişti. Barış iki gün sonra evimize gidebileceğimizi söyledi. Açıkçası nasıl bir yerde olduğunu ve nasıl bir ev olduğunu çok fazla merak ediyordum. Sevgili kocam da sağolsun ser veriyor sır vermiyordu. Bu da daha fazla merak etmeme neden oluyordu. Umarım kalabalık, komşuluk hayatının sıcak olduğu bir yerdir. Uzak da değildir umarım Eceden uzakta kalmak istemiyorum.

" Günaydın hayatım. " dediğimde kafasını bana bile çevirmeden "Günaydın güzelim. " dedi. Ardından dolaptan bir takım çıkardığında elindeki takımı rahatça görebilmem için bana çevirdi. " Nasıl bir kravat taksam sence? " diye sordu. Yataktan kalkıp çekmeceye yöneldim. Barışın kravatlarının olduğu çekmeceyi açıp seçtiği takıma uygun bir kravat aramaya başladım. Tam da gözüme bir tane kestirdiğimde bir çift kol tarafından sarıldım. Aşığı olduğum o dudaklar boynuma öpücükler bırakmaya başladığında kravatlara odaklanmakta zorluk çektim. Takii o dudaklarını boynumdan çekip elimdeki kravatı alana kadar. " Bu mu? "

"Evet, sen hazırlanırken kahvaltı hazırlayayım. " deyip mutfağa indim ve kocam için kahvaltı hazırlamaya başladım. Yumurta tabii ki de haşlanmış ve çok pişmiş olacaktı. On dakika sonra Barış da giyinmiş olarak geldi. Takım elbise ona çok yakışıyordu gerçekten. Düğün gecemizden beri onu takım elbiseyle görmemiştim. Bütün bir haftanın her dakikasını Barışla geçirmişken şimdi işe gidecek olması çok kötü. Bütün gün onu özleyeceğim en azından öğleden sonra gitse olmaz mıydı?

Kalçasını tezgaha yasladığında ben de gidip kollarının arasına girdim ve bedenimi onun bedenine yasladım. " Bu gün gitmesen. " diye istekte bulunsam da mümkün olmadığını biliyordum.

Kıkırdayıp " Kocanın senin gibi bir çikolata canavarına bakabilmesi için para kazanması gerekiyor. " dedi.

" Ben seninle doyururum karnımı. "deyip ben de kıkırdadıktan sonra çenesini ısırdım.

" Ne yapacaksın bensiz ilk gününde? " diye sorduğunda hemen aklıma kızlarla buluşmak geldi. Özlemiştim de onlarla buluşmak iyi bir fikirdi. Hiç vakit kaybetmeden aklıma gelen ilk fikri söyledim. " Dışarı çıkabilirsin demedim. Kızları buraya çağırırsın. " demesiyle ağzım yarım metre açıldı. Söylediklerini sindirdiğimde " Oldu olacak kız kulesine kapat. " diye sitem ettim. " Gerekirse onu da yaparım. Bir süreliğine idare edeceksin. Kocanın sözünü dinle. " diye daha yumuşak bir dille konuşunca kabul etmek zorunda kalsam da göz devirmekten geri durmadım.

Dudaklarını alnıma bastırıp birkaç saniye bu şekilde kaldı. Çayın kaynadığını anlayınca kollarının arasından çıktım ve o masaya geçerken ben de çay doldurdum ve karşısındaki yerimi aldım. birlikte kahvaltı ettikten sonra o işe giderken onu yolcu ettim. Evi topladıktan sonra duş aldım. Sonrasında kızları çağırdım ve biraz dedikodu yaptık. Onlar gittikten sonra kocacım için yemek yapmaya koyuldum fakat Barış beklediğimden erken geldi. Kapı açar açmaz kucağına atlayarak karşıladım onu. O ise kapıyı tekmeleyerek kapatırken dudaklarımı büyük bir özlemle öpmeye koyulmuştu. Nefes almak için geri çekildiğinde " Bu gün geçmek bilmedi seni çok özledim. " dedi. Yüzüme yayılan gülümsemeyi dizginlemeye çalışmadan " Ben de " dedim. Dudaklarıma bir öpücük daha bırakıp " Bu akşam dışarıda yiyelim. " dedi.

Herne kadar sevinsem de ben zaten yemek yapmıştım. Bunu ona da söylediğimde " Boşver yarın yeriz onu da. " dedi ve üzerimden kalkıp beni de kaldırdı. Yatak odamıza çıkıp hazırladık. Evden çıktığımızda o kapıyı kilitlerken ben ilk defa kapı kilitleme gibi bir tedirginliğim olmadan arabaya doğru ilerledim. O da bana yetiştiğinde arabaya bindik.

Küçük Sevgilim ( Raflarda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin