BEBEK!

46.8K 2K 288
                                    

Bir ay sonra...

Hira #

Sabah gerinerek kalktım yatağımdan. Ayaklarımı yerde sürüyerek banyoya girdiğimde aklım hala yatağımdaydı. Geri dönüp uyumak istiyordum. Son zamanlarda fazla uykucu biri oluvermiştim. Bir tek bu değildi ki hayatım kökünden değişmişti kolay şeyler yaşamamıştım yine de yavaş yavaş yoluna giriyordu her şey. Tek şey dışında... Onu affetmek için zamana ihtiyacım var hala.

Uykumun açılması için duş almanın iyi geleceğine karar verip Küvet dolarken soyundum. Sonra banyo yapıp kurulandım ve giyinip odamdan çıktım. Koridorda ilerlerken bana doğru koşan Arasa kollarımı açtım. Kucağıma atlayınca ben de ona sardım ve ayağa kalktım. Yanağına sulu öpücükler bırakıp aynısını ondan da istedim. İsteğimi yerine getirirken o da benim kadar mutlu duruyordu. Aşağıya indiğimde Aylin abla masadaki yerini almıştı bile. Beni görünce gülümseyip " Aras seni uyandırmayı başardı demek. " deyince mahçup oldum. Her gün utanamadan öğlene kadar uyuyordum. Kadın bana sesini bile çıkarmıyordu. İyice şımarık biri oldum çıktım. Kendime çeki düzen vermeye karar verdikten sonra içtenlikle gülümseyip " Günaydın. " dedim. " Sana da bir tanem. " dedi.

Önceleri onu kaba, soğuk, acımasız, Arası sevmeme izin vermeyen bir üvey anne olarak görsem de son bir ayda gerçek yüzünü görmüştüm. Benim sandığımın aksine oldukça sıcak kanlı, sevecen, ilgili ve anlayışlı biriydi. İyi anlaştığımızı bile söyleye bilirim. Özellikle de babamın vurulduktan sonraki hastahanede yattığı dönemde bana çok destek olmuştu.

Babam da geldiğinde ona sarılmak istedim. O gece ondan nefret ettiğimi sanıyordum ama kanlar içinde yerde yatarken fark ettim. Ben büyümemiştim. Sadece rol yapıyordum. Ben hâlâ onun küçük kızıyım.

O da bana sıkı sıkı sarıldığında kulağıma " Sanki hiç gitmemişsin gibi, hâlâ benim küçük Hiramsın. " diye fısıldadı.

O adama gelince tüm deliller bir araya gelince hapse atıldı. Babamsa iki hafta yoğun bakımda kaldı. Neyse ki şimdi iyiydi ve biz tam bir baba kız olmuştuk. Affedemem sanıyordum ama öyle olmuyormuş. Bir kere kafanızı koyunca bir daha kaldıramıyormuşsunuz o güven veren omuzdan. Nefes aldıkça hiç bir şey geç sayılmaz derler. Doğruymuş, belki beni kucağında sallayarak uyutamaz, ben çocukluğuma dönemem ama yine de onun küçük kızıyım. Hala yapacak çok şeyimiz var. Geçmişte yaşayarak geleceğimizi mahvetmek yerine kaldığımız yerden devam edeceğiz biz.

Güle eğlene kahvaltımızı yaptık. Aras zaten yeterince şebeklik yapıyorken bir de ben eklendim.

Babama her ne kadar karşı çıksam da bu gün illaki işe gidecekti. Aylin ablayla hatta Arasla bir olup onu ikna etmeye çalıştık ama banamısın demedi. Fazla inatçıydı. Kesinlikle ona benzemiyordum. Bir yandan kravat seçerken diğer yandan ona bu düşüncemi söylediğimde " Yanında olamasam da işine gelince ne kadar inatçı olduğunu biliyorum. " dedi.

Ona cevap vermek yerine çekmecesinden aldığım kravatı ona uzattım. Bu sabah benim seçmemi istemişti. Bu bana Barışı hatırlattığında kendimi çok kötü hissettim. O adamın hapse giriş süresince onu görmüştüm ama yetmiyordu onu görmek için can atıyordum yine de yapamazdım. Bir kere o yemyeşil, masum gözlerine bakarsam ona sarılmadan duramam. O erkeksi beni baştan çıkaran sesini duyunca geri adım atamam. Affederim onu.

Babam kötü olduğumu anlamış olacakki ne olduğunu sordu. Cevap vermek istemiyordum. Hem o zaten yeni iyileşmişti, onu üzmek istemiyordum hem de fazlasıyla utanıyordum. Neyseki o Barışla evlenmiş olmam konusunda bana kızmadı sadece eğer barışırsak bir düğün daha yapmamızı istedi. Bense ona bunun olmayacağını söyledim. Onu affetmek için beynimle kalbim arasında büyük bir savaş veriyordum.

Küçük Sevgilim ( Raflarda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin