Gitme

47.1K 2K 181
                                    

Savaş #

Bu içtiğim kaçıncı sigara ben de bilmiyorum. Her bir sigarada ben de yandığımı hissediyorum ama bitmiyorum.

Gurur denen şey çok mu gerekli insan hayatına ? Olmazsa olmaz, demir baş mı ? Peki anne ? O olmadan olmaz mı ? Olur, neden olmasın. Çevremde bir sürü örneği var. Peki ben ? Ben onlardan biri miyim ? Annemsiz yaşıyorum, belki eksik ama yaşıyorum işte. Canım yana yana da olsa nefes alıyorum. Bir şekilde alışıyorum. Peki ben bu alışkanlıkla daha mı mutluyum ? Bilmiyorum. Önümdeki seçenekler çok b*ktan. Hangisi daha kötü yapar beni karar veremiyorum.

Yanımdaki hareketliliğe çevirdim kafamı. Doruk. Beni ikna etmesi için daha iyisini bulamazdı Uras !

" Tek kalmak istiyorum. "

" Ses çıkarmam ben. Devam et sen. " dediğinde ses tonundan anladım benim için gelmemişti bir derdi vardı. Bunu anladığımda kendi derdimi unutmuştum bile. Doruk da böyleydi çünkü bizim bir derdimiz olduğunda kendikini unutur bizimkiyle uğraşırdı. O iyi bir abi olmasının yanı sıra insanlık değerleri yüksek biriydi.

Yanıma oturup anlatmaya başladı. Sormazdık zaten. Anlatırdık direk birbirimize." Küçükken annem öldüğünde, büyüyüp güçlü adam olacağım herşey iyi olacak derdim. Ama öyle olmuyormuş. Ben büyüdükçe bu özlem ufalır sandım ama içimde koca bir boşluğu kaplıyor. O boşluk büyümeye de devam ediyor. Uzay boşluğu gibi. " diye kendi kendine konuşurken bir anda bana döndü. " Hiç birşeyin iyi olduğu yok. Ona sarılmadığım öpmediğim her an için pişmanım. Şimdi toprağa sarılıp öpmek o kadar ağırıma gidiyor ki "

" Üzülme lan. Annen onu sevdiğini biliyormuş. Mutlu ölmüştür. "

" Seninki bilmiyor mu ?" dediğinde emin oldum. Uras yollamıştı onu. " Uras yolladı dimi seni ? "

" Söylediklerim gerçekti ama. "

" Bunları ben zaten biliyorum "

" O zaman neden hala buradasın ? "

" Mutluyum böyle "

" Kendini kandırıyorsun "

" Bu seni ilgilendirmez. "

" Sen benim kardeşimsin. Senin üzüleceğini bile bile hata yapmana izin veremem. "

" İzin istemiyorum zaten. "

" Pekala ne olursa olsun ben yine de arkandayım. Pişman olacağın şeyler yapma. "

" Sağol " dedim. Doruk tam bir abi gibiydi. Ona karşı duyduğum saygıyı sonuna kadar hakediyor. Doruk gitmek yerine ardı ardına sigara içmeye başladı. Aldığı alkol yüklemesinden bahsetmiyorum bile.

" N'oldu lan ? " diye sorduğumda " Anlattım ya lan " deyip son bardağıda dikti kafasına. " Ben gidiyorum akşam gelmem beklemeyin. "

" Nereye ? "

" Anneme " deyip gitti. Ne zaman annesine olan özlemi ağır bassa mezarlıkta kalırdı. Belliki yine öyle yapacak.

Bardan çıkıp arabama bindim. Deniz kenarına vardığımda arabadan inip kaputun üzerine oturdum. Biraz deniz havası iyi gelmişti. Bir süre kıyıya çarpan dalgaları izledim. Düşünmemek için beynimi bir hayli zorladım. En sonunda kendimi Urası ararken buldum. Ne yapıyorum ben ? Düşüncelerim bu yönde değildi. Tam telefonu kapatacaktım ki Urasın sesini duydum hattın diğer ucunda " Efendim kardeşim ? "

" Uyuyor muydun ? "

" Önemli değil. N'oldu neden aradın bu satte. Birşey mi oldu ? "

" O kadın nerede gidip, bir daha gelmeyeceğinden emin olmak istiyorum. "

" Ne yapayım ? Yiyeyim mi ben bunu ?" dediğinde sinirlenip her zamanki kendime has küfürlerimi sıraladım.

" Telefonuna mesaj atarım. " deyip kapadı. İki dakika sonra telefonuma Uras tarafından bir mesaj geldi. Bir otelde kalıyormuş. Yarın gidecekmiş. Gitsem mi acaba ? Saat çok geç uyuyordur şimdi.

Kendimi o otelin önünde bulduğumda artık çok geçti. Görevli kadına yaklaşıp geldiğimi ona haber vermesini istedim. O gelene kadar koltukta oturup onu bekledim. O kadar gergindim ki az sonra yeni bir alışkanlık edinebilirim ; tırnak yemek gibi mesela. Ayak sallamak tek başına yetmiyor çünkü.

" Savaş " diyen sesin sahibine çevirdim hemen kafamı. Yanımda duruyordu. Hemen ayağa kalktım. Ne demeliyim ? Lanet olsun dilim tutuldu sanki. Konuşsana salak. " şey.. Ben.. Otursana " dediğimde oturdu. Ben de oturdum hemen. Merakla gözlerime bakıyordu. Ama ben buraya gelirken ne konuşacağımı hiç düşünmemiştim.

" Beni kovmak için geldiysen merak etme gideceğim. " derken yüzünde acı bir gülümseme vardı.

" Gitme " diye ani bir çıkışta bulundu dudaklarım benden habersiz. Kaşları şaşkınlıkla havalandı, gözleri büyüdü. Sesli bir nefes verdim. Niye bu kadar zordu ki sanki. Sinirlenip küfür homurdanmaya başladığımda yüzünün düştüğünü gördüm. " S- sana demedim. K- kendi kendime diyorum "

Bir kaç saniye sessiz kaldık. Sonunda sessizliği ben bozdum. " şey.. Bir şey demeyecek misin ? Yani ben sana gitme dedim. Sen bir şey demedin ?" deyip biraz umut biraz merakla gözlerine baktım. N'olur gitme. Bu defa benimle kal.

Gözlerinden süzülen yaşları farlettiğimde telaşa kapıldım. Hirayı da böyle ağlatmıştım. Yine mi beceremedim ?

Yanına oturup Tereddütle uzattım elimi göz yaşlarına. " Şşşt ağlama " deyip sildim.

" Çok özür dilerim. Koruyamadım seni "

" Erkek adamım ben. Kimsenin beni korumasına ihtiyacım yok. " deyip kolumu omuzuna attım ve onu kendime doğru çekip kafasını göğsüme yasladım. Bir kolumla onu sarmaya devam ederken diğeriyle saçlarını okşamaya başladım. " ben korurum seni... Sen gitme "

Bolum ithafi
Busra1142

Yapmak istediginiz bir.etkinlik var mi okur kahraman bulusmasi disinda.

Küçük Sevgilim ( Raflarda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin