Hira #
Dorukla bir kafeye gelmiştik. Annesini ziyaret etmeye geldiğinde beni gördüğünü ve iyi olup olmadığımı kontrol etmek için yanıma geldiğinde de kulak misafiri olduğunu anlattı. Henüz Barışa söylesem mi söylemem mi bilmiyordum. Bu yüzden Doruğun da söylemeyeceğinden emin olmalıydım.
" Aramızda kalacak değil mi?"
" Tabii ki de öyle olacak. " deyip güven verici bir şekilde gülümsedi. " Barışa söylemeyecek misin?"
" Hayır. "
" Bence söyle. Onu affet demiyorum. Senin açından zor ama sen ne kadar annesiysen o da babası. Bilmeye hakkı var. "
" Bu sefer onu benden almak isteyecek biliyorum. Benim tek dayanağım o. Onu da benden alırsa yaşayamam. " derken ağlamaya başlamıştım. Doruk hemen bir mendil uzattı. Uzattığı mendille gözyaşlarımı sildim. " Bir çocuğa en iyi annesi bakar. Yeğenimin iyiliği için annesinde kalmasını sağlayacağım, söz. Ama sen de Barışı affetmeyi denesen. Son zamanlarda çok kötü durumda. Eve gittiğinden emin değilim. Güçlü durmaya çalışıyor ama değil. Sanırım ailesini arıyor. " dediğinde ailsini araması kısmında takılı kaldım. Ona onunla olacağıma söz vermiştim. Üstelik o bana annemin fotoğraflarını getirmişti. Babam ondan gizli getirdiğini ve bunun için Barışı dövdüğünü söylemişti. Buna rağmen çalmış benim için. En azından bir günlüğùne yanìnda olabilirim.
Dorukla ayrıldıktan sonra Barışı aradım. Açar açmaz " Dosyaları imzalamayacağìm Hira. " dedi kesin bir dille. Her defasında baskı yapmak için aradığımdan yine aynısını yapacağımı sanmış olmalı.
" Aileni arıyormuşsun. " dediğimde umursamaz bir ses tonunda " Ee nolmuş?" dedi.
" Yanında olacaktım. "
" Belliki akıllanmamışsın, hâlâ safsın. " dediğinde sinirden dişlerimi sıktım. Hata bende ki verdiğim sòzü tutmaya çalışıyordum. Bir de onu affedip affetmemek de karasız kalıyorum. Boşuyacağım ulan! O tuttu mu ki sözünü salak Hira. Sen neden tutuyorsun. O seni nasìl yüz üstü bıraktıysa sen de onu yüz üstü bırak.
" Benimki saflık değil, aptallık artık. " deyip tam da kapatacakken Barış " Dur. " deyip durdurdu beni.
" Yanımda ol. " ne değiştiki saniyede. Kesinlikle alay edecekti. " Neden? " diye sordum.
" Söz vermiştin. "
" Sen de vermiştin. " deyip suratına kapadım ve eve geldim. Babam halimden anlamış olacakki " Bir şey yok " desem de gitmedi. Yatağıma oturup beni de dizine yatırdı ve saçlarımı okşamaya başladı.
" Baba, Barış hakkında ne biliyorsun? "
" Yetimhanede büyüdü. Yetimhaneden kaçtı. Bir süre sokakta - " Bunları ben zaten biliyordum. Benim merak ettiğim " Ailesi ".
" Barış üç çocuklu bir ailenin ortancı çocuğuymuş. Bir abisi bir de kız kardeşi varmış. Beş yaşındayken evlerinde yangın çıkmış. Abisi Barışı dışarı çıkardıktan sonra kız kardeşini almak için içeri girmiş ama bir daha çıkamamış. " diye anlatırken ağlamaya başlamıştım. Yarın bunları öğrenecek demekki. Kim bilir nasılda canı yanacak. En azından babam yanımdaydı ama o kimsesizdi. Onun için bir resim bile çalamam ben. Kül olmuş hepsi.
" Hira, Barış her şeyi ben istediğim için senin iyiliğin için yaptı. O beş yaşındayken bütün ailesi gözlerinin önünde yanarak öldü. Sonra travma geçirdi hiç bir şey hatırlamıyor. Kötü biri değil o çocuk. "
Barış #
Yetimhanenin kapısının önünde dikiliyordum. Bir türlü cesaret edipte içeri giremiyordum. Yıllar önce buradan kaçarken geri döneceğim aklımın ucundan bile geçmezdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Sevgilim ( Raflarda)
Teen FictionAnnesinin doğumda öldüğünü sanan Hira peşine düşen sapığından kurtulmak için rol yaptığı çocuğa aşık oldu. Hayattaki tek öncelikleri bira, uyku ve kadınlar olan Barış hayatındaki tek masum şeye aşık oldu. Yaşanmışlıklar, anılar, dostluklar, verile...