ELLERİMİ BIRAKMA

42K 2.3K 433
                                    


HİRA #

Banyodan çıktığımızda kurulanıp giyindik ikimizde. Konuşmadık hiç. Sorduğum soruya cevap bile vermemişti. Ben de üstelemedim. Her kavgada daha da yıpratıyorduk birbirimizi. Dün geceki kavga da bunun kanıtıydı. İlk defa bu kadar ileri gitmiş olsak da korkuyordum. Böyle devam etmesini istemiyordum. Göz göre göre yaşarken birbirizden vazgeçmemize katlanamıyordum.

Dinlenmek için yatağa yattım. Biraz uyku bana da çocuklarıma da iyi gelecekti. Tüm bunlar onları da yoruyordu. Her şey böyle kötü bitecek diye korkuyordum. Barışla böyle yavga içindeyken ölmek istemiyordum. Mutluyken daha zor olacaktı daha fazla korkutacaktı ölüm ama yine de onun kollarının arasında olmak istiyordum o zaman ölüm geldiğinde daha dik dururum karşısında. Belki Barış tutardı ellerimden kimse hiçbir şey alamazdı beni ondan.

Uyandığımda akşam olmuştu karnım gurulduyordu ama yine de kendimi gidip yemek yiyemeyecek kadar yorgun hissediyordum. Ben yatakta oturuken Fatma abla elinde tepsiyle geldi. Beni uyanık görünce "uyandın mı kuzum? "diye sorup tepsiyi dizlerimin üzerine bıraktı.

"sağol abla ya. Açlıktan ölüyordum. " dediğimde gülüp "afiyet olsun kuzum. "deyip gitti.

Büyük bir açlıkla yemeğimi yedikten sonra tepsiyi kenara bıraktım. Sonra içimde oluşan isteğe karşı koyamayıp çekmeceye koyduğum bebek giysilerini çıkarıp bakmaya başladım. Kokuları mağaza koksa da güzeldi.ufacık olmaları bile bana huzur veriyordu.

Kapı açıldığında Barış iki kişilik yalnızlık yaşadığımız yatak odamıza girdi. Bana bağıracaktı yine ama bunu ondan istemek zorundayım. " Barış bebeklere isim koysan. En azından doğmadan seslensem onlara. "

" Yeter Hira. İstemiyorum. Anladın mı beni. O bebekleri istemiyorum. Bakmayacağım onlara. Senden sonra düzelirim mi sanıyorsun. Olmayacak böyle bir şey. Sen gidiyorsun ya Hira. Ben hayatımdaki en masum şeyi kaybediyorum. Artık benden iyilik bekleme. "

" Onlar senin bebeklerin. En azından benim emanetim olarak görmelisin onları. Çok değil Barış üç ay sonra yokum ben. Zaten acı çekiyorum. Ne olursun son zamanlarımı senin kollarında geçireyim. Biliyorum senin için de zor. Ama yapacak bir şey yok artık. Ne olursun yanımda ol artık. Bana nefretle bakma. En son ne zaman sarıldın bana, ne zaman gülümsedin, ne zaman bağırmak dışında konuştun benimle? Söylesene Barış bebeklerine kıyamayan bir anneye verdiğin ceza sence de ağır değil mi? Yan yana uyuyoruz ama sana dokunamıyorum. Yanındayken bile özlüyorum. Ölünce de özleyeceğim. Hiç değilse şimdi biraz olsun sarılamaz mıyım sana? Ben zaten çekiyorum cezamı. Bebeklerimi hiç göremiycem. O güzel kokularını içime çekemeyeceğim. Son isteklerim olarak gör bunları. Artık beni cezalandırmayı bırak. Nefretle bakma gözlerime. " derken çoktan gözyaşına boğulmuştum. Artık dayanamıyordum. Barışın benden uzaklaşmasını kaldıramıyordum.

Gelip dizlerimin dibine oturdu ve ellerimi tuttu. Aylar sonra ilk defa dokundu bana. Bilerek isteyerek. Yem yeşil gözlerinden birer birer akarken damlalar konuşmaya başladı. " Üzgünüm. Tüm bu yaptıklarım için üzgünüm. Ama beni de anla. Dayanamıyorum artık. Bir kere de yarın yanımda olacağını bilerek sarılmak istiyorum sana. Hep bir gün gideceğini bilmek beni çok yoruyor. Canım yanıyor. Beni umursamaman, bir daha bebeğimiz olabilecekken onları seçmen beni çok üzüyor. Bir daha çocuğumuz olabilirdi Hira. Ama ben bir daha kimseyi böyle sevemem. Kimse senin gibi elimden tutup aydınlığa çıkaramaz beni. Biliyorum onların sana ihtiyacı var. Sen bir annesin ve onları hissediyorsun. Biraz da beni hissetsen. Nasıl acı çektiğimi anlasan olmaz mı? Ben istemiyor muyum sanıyorsun. İyileşmeni ve bebeklerimizle bir aile olmayı her şeyden çok istiyorum Hira. Ama hayatımda hiç kazanmadım ki ben. Hep eksik büyüdüm. Hayatımda bu güne kadar yolunda giden bir şey olmadı ki bu gitsin. Umutsuzum Hira. Boşlukta sürükleniyorum ve elimden tutan yok. Her gün yüzüne baktığımda ölümü hatırlıyorum. Bana eskisi gibi bakmayacağını bir kez daha anlıyorum. Mahvoluyorum Hira. Ne olursun bana her şeyin iyi olacağını söyle. Ne olur gitmeyeceğim de. Yarınların güzel olduğu yalanına inandır beni. " derken hıçkırmaktan daha fazla devam edemedi. Yaşlı gözlerle yaşlı gözlerime baktı. " Ellerimi bırakma. "

Hepinize mutlu yıllar. Umarım 2016 size en güzel ve en mutlu anları getirir :) :)

Küçük Sevgilim ( Raflarda)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin