Barış #
Hiraya yaptığım onca şeyden sonra yine affetti beni. Tek hata bende değildi tabii. Onda da vardı. Ben de onu affettim. Aylar önce yapmalıydık bunu ama geç akıllandık. Ancak birbirimize destek olarak bunu atlatabileceğimizi yeni farkettik. Artık en büyük umudumuz %10'luk kısımdı. Birbirimizin ellerinden tutarak destek olacaktık birbirimize.
Birazdan ilk defa bebeklerimizin tekmelerini hissedecektim ve Hira normal bir şey olarak görse de ben heyecandan ölmek üzereydim. Elimi uzattım ama dokunamadan geri çektim. Hira sürekli onlarla konuşuyordu ve onların duyduğunu söylüyordu. Ya onlardan nefret ettiğimi söylerken beni duymuşlarsa?
Hira hayalkırıklığıyla gözlerime bakınca " Ya duyduysalar beni. Benden nefret ediyorlarsa. " dedim.
" Saçmalama. Sana bunu anlatmayacaktım ama madem böyle düşünüyorsun anlatayım. İlk defa ne zaman tekme attılar biliyor musun? Sen kahkaha attığında. Tabii televizyondaki filme gülüyordun sen ama üzerlerine alındılar. "
Hira bunları söylediğinde sevinemedim bile. Her ne kadar saklamaya çalışsa da gözlerindeki hüznü görebiliyordum. Ben ona gülümsememiştim bile. Bizden olan iki parçaya kıyamadığı için hep onu suçlarken bir kere bile tebessüm etmedim ona. Şimdi kendimi onun yerine koyuyorum da... Bana karşı sürekli somurtan bir Hira televizyona gülüyor. Delirirdim. Bana somurturken başka bir şeye gülmesini bırak bana gülerken bile başka bir şeye gülemez o. Bir tek bana gösterebilir o harika gülümsemesini.
Hira kıkırdayınca gözlerine baktım. Mutlulukla parıldıyordu yine. Sanki bir kaç ay sonra bebeklerini bir kere bile göremeden ölecek olan o değilmiş gibi. Sanki o kalp sancılarını çeken o değilmiş gibi. Her zaman ona küçük bir kız çocuğu diyerek ona hakaret etmiştim aslında. Küçük bir kız çocuğu bu kadar güçlü olamaz. Bir adam bile bu kadar güçlü olamaz. Ancak bir anne bu kadar güçlü olabilir ve o bir anneydi. Çocuklarını hiçbir zaman kucağına alamayacak bir anne.
" Tekme mi atıyorlar?" diye merakla sorduğumda kafasını olumlu anlamda sallayıp bir anda elimden tuttu ve karnına koydu. Avucumun içinde ufak ufak baskılar hissederken bunların tekme olduğuna inanamadım bile. Gerçekten bizim bebeklerimiz miydi bu hissettiğim baskının nedeni? Bu harika bir şeydi. Tarif edemeyeceğim kadar harika. Hiç görmemiş olsam bile sadece şu ufak tekmeler bile beni duygulandırmıştı. Bir an için Hira da benim gibi onlardan vazgeçseydi ne olurdu diye düşündüm. Bu büyük bir felaket olurdi sanırım.
Hira elini yüzüme uzatıp yanağımdaki ıslaklığı sildiğinde utandım. İlk defa kabulleniyordum bu duyguyu. Oldukça garipti. Şu an acaba ben de Hira gibi saklansam mı diye düşünmüyor değilim.
" Sen harika bir baba olacaksın. "
Elimi yanağına koyup " Sen öğreteceksin. " dedim.
...
Hira ile birlikte bebeklerin kontrolüne gelmiştik. Doktor beni görünce " Bebeklerin babası yurt dışından geldi mi?" diye sordu. Hiç gitmemiştim ki.
Kafamı Hiraya çevirdiğimde aceleyle gözlerini kaçırdı. Hemen doktorla bebekler hakkında konuşmaya başladı. Bu konuyu sonra konuşmak üzere ertelerken onları dinlemeye başladım. Sohbetten anladığım kadarıyla bebekler gayet sağlıklıydı. Daha aylar öncesinde onları öldürmek isterken şimdi sağlıklı olduklarını bilmek beni mutluluktan havalara uçuracaktı.
Buradaki işimiz bittiğinde Hiranın da muayene olması için onun doktoruna gittik. Odaya girecekken beni durdurdu. " N'oldu?"
" Gelmeni istemiyorum. "
" Hayır geleceğim. Bu zamana kadar yapmam gereken şeyi yapacağım. Elini tutacağım. "
" Alıştım, sorun yok. Şimdi sen olursan rahat hissetmem. Burada bekle. "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük Sevgilim ( Raflarda)
Ficção AdolescenteAnnesinin doğumda öldüğünü sanan Hira peşine düşen sapığından kurtulmak için rol yaptığı çocuğa aşık oldu. Hayattaki tek öncelikleri bira, uyku ve kadınlar olan Barış hayatındaki tek masum şeye aşık oldu. Yaşanmışlıklar, anılar, dostluklar, verile...