Tanıtım;

293 18 5
                                    

"Yeryüzünün gökyüzü, Bulut.
Gökyüzünün yeryüzü, Toprak."

Bu Kötü erkek ve iyi kızın hikayesi değil. Bu siyah ve beyazın da hikayesi değil. Bu... Bu Toprak ve Bulut'un hikayesi. 

Ve onlar birbirlerine karışmaktan hiç çekinmediler.

Zaten birbirlerine karışmaları karşı koyulamayan ve men edilemeyen bir olaydı.

Bulut son damlalarını, hatta bütün damlalarını Toprak'a akıtmaktan hiç çekinmedi.

Toprak sadece yaşadığı saçma olaylardan kurtulmak istedi. Nereden bilebilirdi ki, aşık olacağını?

Onlar birbirlerine yetmedi, birbirlerine karıştılar.

Toprak acı çekti, Bulut iliklerine kadar hissetti.

Toprak ölüyor, Bulut Toprak'a karışıp yanında gidiyor.
Bulut ölüyor, Toprak Bulut'a ulaşıp yanında gidiyor.

Onlar birbirinden gidemeyen yeryüzü ve gökyüzü.

Onlar imkansızı başarıp, Yeryüzünü ve gökyüzünü birleştirdiler.

~

"Adamın varlığı da yetmiyordu ki kadına. Kadının varlığı sanki çok yetmiyormuş gibi adama. Onlarda birbirlerine karışmayı seçmişlerdi.

Adam çok sevmişti ilk önce kadını, Sonra kadın bağladı kendini adama.

Adamın gözleri bile parlıyordu kadını görünce. Düpedüz aşıktı, Bulut Toprak'a.

Gökyüzü ve yeryüzü...

Gökyüzünün yeryüzü oldu Toprak.
Yeryüzünün gökyüzü oldu Bulut."

~

" Kapı hızlıca açılınca içeriye Bulut girdi. Berk oturduğu koltuktan kalkıp odanın çıkışına yönelirken, Bulut'a, "sakin ol," dedi.

Neler oluyor?

Bulut'un gözlerinde öfke ve korku vardı. Hızlıca yanıma gelip boğazımı sıktı. İki eli yeterince güçlüyken birde sıkması...

Neler oluyor?

"Bu-Bulut?" zaten sıkı olan ellerini daha çok sıktı. Neden gelip sarılmak yerine beni boğmayı tercih etmişti, bilmiyorum. Sadece çok sinirliydi. Derin bir nefes aldı, sanki benim alamadığım nefesi üstlenmiş gibi. "Sakın, içim..." dedi. "Sakın bir daha bu hastane odasında seni bulmayayım," diyince öfkesini yine anlamamıştım.

Benim suçum neydi, allasen?

Boğazımı sıkan elleri biraz da olsa gevşeyince nefes almaya çalıştım. "Seni uyandığımda bir daha yanımda göremezsem, Bir daha bu kadar çok içersen," derken her kelimesinde biraz daha fazla gevşetti sıkan ellerini. "Seni affetmem!"

Affetmemek...

Affedilmemek...

"Bir daha şu siktiğimin hastane odasına gelirsen..." Dudaklarıma kaydı bakışları. "Bir daha beni böyle korkutursan, içim..." Dudaklarıma ufak bir buse kondurdu. "Seni affetmem." Neden bir şey diyemiyordum? 'Aptal! Sanki ben istedim buraya gelmeyi,' diye niye bağıramıyordum, Bilmiyorum.

Dudakları dudaklarımı bulduğunda bir yapboz misali birbirimizi tamamladık.

Uzun ve soluksuz öptü beni. Bulut'u tanıyordum, Bu korku öpüşüydü. Beni kaybetmekten korkmuştu.

Beni,

Kaybetmekten,

Korkmuştu.

Gelde sevme bu adamı..."

Gelecek bölümlerden alıntıdır.




İlk yayımlama; 10.02.2015

Yeryüzünün GökyüzüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin