Multimdia= tatliş bişey.
Bölüm şarkısı = Contra-ölü.
*×*×*×
"Berk?" dedim sorarcasına. Niye kanlar içindeydi ki? Elindeki bıçağı farkedince geriye doğru yürümeye başladım.
Beni mi öldürecekti?
Neden?
Bana gülümsedi. Ama daha çok şizofreni bir gülümsemeydi bu. Yavaşça gelmeye başladı.
1. Adım.
2. Adım.
Korkmaya başladım.
3. Adım.
Yaklaştı.
4. Adım.
5. Adım.
Çok yaklaştı.
6. Adım.
7. Adım.
Ayakkabılarımız değdi.
Bıçağı kaldırıp arkamı işaret etti. Tedirgince arkamı dönüp baktığımda kanlar içinde bir beden görmüştüm. Yüzü tamamen kan içindeydi. Dolayısıyla göremiyordum.
Kimdi ki bu?
Neden kanlar içindeydi?
Berk'e dönüp "Neden kanlar içerisinde?" diye sordum.
Gülümsedi.
"Çünkü... Sen ve beni... Ayıran adam... O... Kard-"
Birden ortadan kayboldu. İyi ama... Bu... Çok saçmaydı.
Klişelerden nefret eden bir kişiydim. Ve bu çok klişeydi.
Etrafa bakındım. Heryer çok karanlıktı.
Tıpkı aklım gibi...
Gözlerimi açtığımda ter içindeydim. Bu nasıl bir rüyaydı böyle? Nerede olduğumu idrak etmek için etrafıma bakındım.
Odamdaydım, Tek başıma. Ve odayı yalnızca ay ışığı aydınlatıyor. Hızlıca doğruldum. Bulut neredeydi ki? Saat kaçtı? Berk ne alakaydı?
Yataktan kalktım, odadan çıktım. Bulut'un odasına doğru yürürken hâlâ rüyanın etkisindeydim. Neden Berk? Kanlı beden kime aitti? Ve... Ne ayrılması? Kim kimi ayırdı?
Bir süre sonra farkettim... Sadece bir rüyaydı. Gerçeklik payı yoktu. Derin bir nefes verdim. Kafamı sağa-sola sallayıp kendime gelmeye çalıştım. Nihayet gördüğüm şeyin rüya olduğunu ve gerçek dünyayla bir bağının olmadığını idrak etmiştim. Geri dönmeye üşendiğim için ve Bulut'un odası şuan daha yakın olduğu için Bulut'un odasına daldım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeryüzünün Gökyüzü
Literatura FemininaBirbirleriyle lanetlenmiş Toprak ve Bulut'un hikayesi Bulut'un her bir damlası Toprak'a düşünce aşkları kaçınılmaz olur. Duygularını en derine gömmüş olan Toprak, Bulut'un nefesini hissettiği andan itibaren duygularına yenik düşmeyi öğrenmişti. Bu...