Birbirleriyle lanetlenmiş Toprak ve Bulut'un hikayesi
Bulut'un her bir damlası Toprak'a düşünce aşkları kaçınılmaz olur.
Duygularını en derine gömmüş olan Toprak, Bulut'un nefesini hissettiği andan itibaren duygularına yenik düşmeyi öğrenmişti. Bu...
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Az Cameron görün.
Yakışıklı kesin biraz.
Benim gibi bsowkqpbsqş.
Resim tabiki dikkat amaçlı şeyden. Hadi, Siz okuyun...
İyi okumalar yaf.
***
-Toprak
Gözlerimi güneşin rahatsız eden ışınları yüzünden açmak zorunda kaldım. Bulut'un evindeki odamdaydım. Neden bilmem ama şuan kendimi yaşadıklarımdan sonra bile güvende hissediyordum. Gözlerimi ovuşturdum ve uykumun yavaş yavaş dağılmasını izledim. Mesanemde hissettiğim baskıyla acilen tuvalete gitmem gerektiğini idrak etmiştim. Ayağa kalktığımda başımın dönmesini aldırmadan koşar adımlarla odamdaki tuvalete girdim.
Gördüğüm manzara karşısında gözlerim dehşetle açıldı. Bulut belinde havluyla traş oluyordu. Banyoda birini görmeyi beklemediğim için boğazlarımdan tiz bir çığlık firar etti. "Ne arıyorsun sen burada be?" diye cırlamayı da ihmal etmemiştim tabiki. Yüzünü buruşturdu ve "Ne bağırıyorsun be?" dedi. Gözlerimi devirmekle yetindim. Konuşmak için ağzını araladı. "İyi değildin diye yalnız bırakmak istemedim. Ne yapsam yaranamıyorum sana." dedi sahte bir sinirle. Yüzümde oluşan aptal sırıtışa mani olamadım. "Eyvallah." diyip kıkırdadım. Yüzünü buruşturdu.
Mesanemdeki baskı iyiden iyiye kendini hatırlatınca yerimde kıpırdandım. "Hadi, iyi güzel de artık çık. Halletmem gereken işim var." dediğimde sapıkça sırıttı. "Birlikte halledebiliriz." dediğinde sinirle ayağımı yere vurdum. "Siktir git, Bulut." dedim bağırarak. Ellerini teslim olur gibi yukarı kaldırdı ve gülerek "Tamam abi, kızma." dedi. Bu hareketi onu ne kadar tatlı gösterdiğini bilse narsist falan olurdu. Kesin. Banyodan çıktığında yüzümde anlamsız bir sırıtış bırakmıştı. Ama bunu o bilmeyecek...
Banyodaki rutin işlerimi halledip banyodan çıktığımda Bulut benim yatağımda yatıyordu. Kaşlarımı çatarak "Git kendi yatağına yat." dedim. Ses gelmeyince uyuduğunu anladım ve yatağın diğer ucuna oturarak Bulut'u izlemeye başladım. Anlaşılan dün uyumamış ve benim uyanmamı beklemişti. Bu düşünce bile beni tebessüm ettirmeye yetmişti. Beni umursuyordu.
Kötü adamlar bile uyurken melek gibi görünür ya hani, adam melek gibi görünmeyi bırak seri katil gibi görünüyordu, ki bu bence çok garip.
Parmaklarım benden izin almadan Bulut'un yüzüne dokunmaya başladı. Önce gözlerini sevdi, kirpikleriyle oynadı. Sonra yanaklarını okşadı, dudaklarına temas etti. Parmaklarım Bulut'un yüzünde hiç bitmesin istemediğim bir keşif yapıyorlardı, bu benim hoşuma gidiyordu. Daha ne kadar onu böyle izledim zerre fikrim yok. Ama hiç sıkılmadım.
