11. bölüm - Her şey

56 6 0
                                    

Resim dikkat amaçlayan cinsten

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Resim dikkat amaçlayan cinsten.

Hadi, size iyi okumalar yaf.

***

Ekmeğimi az pişmiş sucuklu yumurtaya batırıp ağzıma attım. Daha sonra çayımdan koca bir yudum aldım. Bulut ve Berk de benim kadar iştahlı yiyordu. Bulut ilk reçel sürmüştü ama reçelli ekmeği onun midesine inmek yerine benim mideme inmişti. Berk ise... Onun ne yaptığını bilmiyorum. Bulut'u izlemekle meşgulüm. Yemek yerken bu kadar tatlı olması ayrı bir ironi zaten.

"Ellerine sağlık, Berk" dedi kendi kendine Berk. Tabi ya, Adam o kadar uğraştı kahvaltı hazırlamak için ama biz -Bulut ve ben- teşekkür etmeyelim bir de hayvanlar gibi sömürelim masayı. Tabakları yiyecektik neredeyse be. Adam haklı, dağılın. Tabiki çirkef Toprak yolda, gelmek üzere. "Altı üstü bi* yumurta kırdın bi* de çay demledin. Gerisi buzdolabında zaten ne abartıyon*" al işte.. Garip şivemle yine çirkefleştim.

Berk gözlerini devirdi. "Aha! Babanem..." dedi sahte bi şaşkınlıkla. Derin bir nefes alıp kahvaltı yapmaya devam ettim.

"Kahvaltıdan sonra def olup gidelim." dedim Bulut'a bakarken. Başını onaylamak amacıyla salladı. Ama onaylamaktan çok herşeye benzetmişti. Başını öyle hunharca salladı ki gazeteye manşet bile olabilirdi. 'Başını hunharca sallayan Bulut K. Boyun kırılmasından hastaneye kaldırıldı. Başını sallamasına sebep olan Toprak soy isimsiz cezaevine kaldırıldı.' kendi düşünceme kahkaha atmak istedim ama deli muamelesi görmek istemediğim için kahkahamı bastırdım. Tabi ki kahkahamı bastırmak için ağzıma çikolatalı ekmek tıkıştırdım.

Kahvaltımı bitirip sandalyeden kalktım ve koltuğa yayıldım. Koltuk baya rahattı be. Para kokuyor bu ev. Berk'de de tam anlamıyla parayla burnunu silen bir tip var. Sedef'e ayarlasam iyi olur. Kızın hayatı kurtulur. Bunu aklıma iyice kazıdım.

"Kalk, Toprak. Masayı beraber toplayacağız." Bakışlarımı Bulut'a çevirdim. Ayağa kalkıp homurdanmaya başladım. "Hayır, Bulut. Tabiki de senin kafanı koparmak istemiyorum. Hayır, kafanı duvara sürtüp kıvılcım çıkarmak istemiyorum. Ve yine hayır, gece uyurken saçını pembeye boyamayı planlamıyorum." Bulut ve Berk'in erkeksi kahkahası tüm evi doldurdu.

"En nefret ettiğim şey ne bilir misin?" Bulut'a ve Berk'e bakıp sorduğum soruya ikisi de başını olumsuz anlamda sallayarak cevap verdi. "Kahvaltı masasını toplamak. Mutfak toplamak. Bulaşık yıkamak. Ya ben komple herşeyden nefret ediyorum işte oğlum. Bulaştırmayın beni. Vallahi tabakları kırarım." Berk gözlerini devirirken Bulut sinsice sırıttı. Bu sırıtış hiç hayla alamet değildi ulan.

"Toprak, yardım edeceksin!" histerik bir kahkaha attım. "Yoksa?" omuz silkti. "Her gece odana gizlice girer..." onu susturup "Tamam be!" diye bağırdım. Kim bilir ne diyecekti. Berk bize öyle bi bakıyordu ki, anında elim tabaklara gitti. En psikopat seri katile bile diz çöktürürdü bu bakış yeminle. Nasıl bir bakış bu be?

Yeryüzünün GökyüzüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin