part 12 :)

1.7K 67 12
                                    

Saat 9'a gelmişti.Bir şekilde Zayn'i atlatıp parka gitmeliydim.Ne pahasına olursa olsun saat 10'da kim olduğunu veya olduklarını bilmediğim mahluklarla o lanet parkta buluşmalıydım.Bugün doğru düzgün Zayn'le konuşmamıştık.Evet şimdi bile yanyana oturup televizyona baktığımız halde ne o çenesini hareket ettirip birsey söylüyordu ne de ben.Üzerimdeki mavi kapusonlu ceketi ve streç pantolonu bana verdiğinde de söylenmesi gereken o cümleyi söylememiştim.Bilirsiniz şu 'teşekkür ederim'i.Gerçi normalde olsada bunu demezdim ama onunla konuşurdum.Bütün gün tam anlamıyla koltuk patatesiydik.Sanki biri bizi kıyafetlerimizden şu lanet koltuğa yapıştırmıştı.Tracey'nin ne halde olduğundan haberim yoktu.Alicia'yı az çok tahmin edebiliyorum ama Tracey?Eminim çok üzülmüştür ve beni arıyordur.Kafamı çevirip Zayn'e baktım.Bir şekilde ondan kurtulmalıydım.Çünkü saat şimdiden 9.30 olmuştu bile.Kafasını çevirip yüzüme baktı.Sanki açıklama bekler gibiydi.

"Bana şey lazım..Immm..şey..mango"dedim.Mango?Bundan daha zekiyim.Hadi ama Marissa.

"Mango?"dedi sorgulayan bir yüz ifadesiyle

"Mango"

"Ne yapacaksın mangoyla?"

"Gotume sokacagim Zayn"

"Mango şart mı?"

"Bak..ben küçükken Tracey mutsuz olduğum zaman yani genelde, bana iş çıkışı mango getirirdi.Ne alakası var bilmiyorum ama o şeyi yiyince kendimi iyi hissediyorum"dedim kendim bile inandırıcı bulmadığım bahaneme onun inanmasını umarak.

"Benimle gelmek ister misin?Büyük markete gitmem gerekecek"dedi.Dayanamayıp ona sarıldım.Gidecekti.Yaşasın.Kendimi geri çekince yüzündeki aptal sırıtışı gördüm.

"Ne var?"

"Hiç..hiçbir şey.."

"Hey hadi ama ne oldu?"

"Bütün gün eski Mari olabilmen için ne yapabilirim diye düşündüm ama aklıma sıradan bir mango gelmedi.Hadi gidelim"

"Ben gelmesem iyi olur.Biliyorsun kaçağım"

"Haklısın"dedi ve yanağımdan öpüp ayağa kalktı.Onu yeniden gülerken görmek güzel.Herşey senin için Zayn.Seni zehirlemelerine izin vermeyeceğim.Ona gülümsemeye çalışarak kapıdan çıkışını seyrettim.Derin bir nefes aldım ve mutfağa gittim.Bulabildiğim en büyük bardağa su doldurup içtim.Oyalanmamın sebebi Zayn'in uzaklaşmasını beklemekti.Kapıya doğru ilerledim ışıkları kapatmak doğru bir seçim olmazdı.O yüzden kapusonu kafama geçirip evden çıktım.Evden çıkınca kendimi fazla yalnız hissettim.Yine karanlık,ben ve sokak lambaları başbaşaydık çünkü.Olabildiğimce hızlı davranmaya çalışarak parka gittim.Koca parkta basketbol sahasının orada sadece bir kişi vardı.Arkası dönük bir kişi.Derin bir nefes alıp ona doğru ilerledim.Işte başlıyoruz.

"Bir daha Zayn'e uyuşturucu satmayacaksın"dedim sesimin güçlü çıkmasını umarak.Bana doğru döndüğünde gözlerindeki parıltıyı görmem için fazla uğraşmama gerek yoktu.Bir torbacıya göre fazla karizmatik biriydi ve tahminimce benden 5 cm kadar uzundu.

"Ooo kim varmış burada.Küçük aptal bir fahişe.Ve güzelim kendi kararlarımı kendim alırım.Istedigime satarım."dedi ve aramızdaki mesafeyi kapattıktan sonra yanağımı okşadı.Elini ittirip

"Annenden kalma sanırım bu satıcılık işi.Ama annen başka birsey satıyormuş ve tadaa birgün sen çıkagelmissin"dedim.Tamam belaltı vurmamalıydım ama kendi istedi.Eliyle boğazımı sıkıp beni tellere yasladı.

"Oyun oynamak istiyorsan sadece söylemen yeterli sevgilim çabalamana gerek yok"dedi ve iğrenç bir kahkaha attı.Bir eli bacaklarımda geziyor diğer eliylede boğazımı sıkıyordu."Acaba seninle ne yapsak?Önce biraz eglenelim ki Isa'nın yanına mutsuz gitme.Sonra Tanrı beni cezalandırmasın seni mutsuz öldürdüm diye"dedi ve kulağıma doğru eğilip boynumdan öpmeye başladı.Yanlış kız dostum bunu yapmamalıydın.Dizimle kasıklarina olabildiğince sert bir tekme attım.Kısa ve boğuk bir iniltiyle kendini geri çekti ama eli hala boğazımdaydı ve bu sefer daha fazla sıkıyordu.Nefes almakta ve yutkunmakta zorlanıyordum.Tekrar dik pozisyona geçip ceketinin cebinden bıçak çıkardı.Karanlıkta celigi bir pırlanta gibi parlıyordu.Tekrar bana doğru yaklaşıp bıçağı yüzüme doğru getirdi.

"Kan iseyeceksin kopek"dedim bağırarak.Ondan ve metal zımbırtısından korkmuyordum.

"Bu kadar cesur bir kıza hemen ölmek yakışmaz tadını çıkarmak istemez misin?"dedi ve bıçakla yüzüm arasındaki mesafeyi kapattı.Tam bıçağı yüzüme degdirmisken bir yumruk sayesinde yere düştü.Yumruk?Ben olayın şokunu atlatmaya çalışırken torbacıyla Zayn yerde kavga ediyorlardı.Zayn?Adam sonunda onun yumruklarına dayanamayıp kaçtı.Eliyle ağzını tutuyordu Zayn.Sanırım dudağı patlamıştı.

"Se-senin ne işin var burada Marissa?!"diye bağırdı.

"Asıl senin ne işin var burada ben.. sana yardım etmeye çalışıyordum"dedim onun aksine kısık çıkan sesimle.

"Benim senin yardımına ihtiyacım yok! Bak ne diyeceğim hayatımdan defol olur mu?!"diye bağırıp gitti.Hayatımdan defol olur mu demişti bana.Ben sadece..Ne saçmalıyorum ben?Herkes gibi o da terkedip gidecekti zaten beni.Bugün zaten birgün gelecekti.Ağlıyor muydum?Sanırım ilk defa bu kadar çok canım yanıyordu.Görevi kan pompalamak olan kalbim acıyordu.Ne yapacaktım şimdi?Ne yapmalıydım?Yere çöküp yüzümü ellerimin arasına aldım.Keşke gelmeseydin Zayn..Kafamı çevirdiğimde bir poset gördüm.Içinde iki tane mango olan bir poşet..Biraz ilerisinde ayın ışığında parlayan yere düşmüş bıçağı fark etmem zor olmadı.Adamın yarım bıraktığı işi tamamlamalıydım.Kalkıp bıçağı aldım ve eski yerimde tellere yaslanarak oturdum.Ellerim yine titriyordu.Bıçağı sağ elime alıp sol bileğime bastırdım.Canım yanmıyordu.Kollarımdan aşağı süzülen sıcak kanı hissettigimde işimi hallettigimi anladım.Sıra diğerindeydi.Ama gözlerim kararmaya başlamıştı bile.Işimi tam yapmalıydım çünkü bir korkak değilim.Yanıma birinin geldiğini anlamıştım.Koşarak gelmişti.Kimdi bu?Zayn.

"Marissa"dedi yüzümü avuçlarının içine alıp.Kafamı kaldırıp ona baktım.

"Li-liam?"

The Rebel(One Direction FanFic)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin